Serbest Kürsü / Levent Özadam

[email protected]

Dün öğlen değerli bir iş insanıyla yemekteyiz...

Sohbetlerde artık salgın filan konuşulmuyor!

Olayın tamamen ekonomik boyutu ön planda...

Turizm sektörünün durumu ortada!

Bu sene kayıp yıl ilan edildi, gelecek sene kimse ne olacağını tahmin bile edemiyor...

Üniversite sektörünün durumu da vahim!

Kimisi güz döneminde uzaktan eğitim kararı aldı ama bölge esnafı kalktı oturdu...

Öğrenci gelmezse ne olacak halimiz diyorlar!

Herkesin haklı olduğu bir dönem bu...

Sohbette dostumuz diyor ki;

Biz artık ürün satmak peşinde filan değiliz...

Çünkü satışlar yarının da altına düştü!

Satış elemanlarını tamamen tahsilatta görevlendirmişler...

Piyasadan alacakları çok, bunların ne kadarını toplayabilirlerse kar sayacaklar!

Bir süre satmayalım diyorlar ama yeter ki alacaklarını toparlasınlar...

Zira genelde en büyük sorunumuz önümüzü görememek!

Bu yüzden parası olmayan değil, parası olan da harcamaları mümkün olduğu kadar kesiyor...

Tünelin ucu karanlık!

...

Genç bir sanayici kardeşimizin dün aldığı karar yüreğimizi burktu...

Diyor ki Tuygun Töre;

“Sayın Bakanım;

1 EKİM tarihi itibarıyla kendi işletmemin ana mekanizması olan ÜRETİM’i durduruyorum.

Artık altından kalkamayacağımız noktadayız, uzun süredir böyleydi ama uçan kuştan borç ala ala bu güne kadar geldik.

Konuştuk anlamadınız

İsyan ettik duymadınız

Ürettiğimizi satamadığımız, para toplayamadığımız, borç dağı yarattığımız bir Ticari döngünün içinde daha fazla bıçağa yumruk vurmaya gerek yok.

Ne yazık ki bu ülkede Üretim yaparak, İş sahibi Aş veren olamayacağımızı bize öğrettiniz.

Sizlere sonsuz teşekkür ederim.

Sizden Ve Ekonomiden çok iyi anlayan ekonomi bakanımızdan ve hatta tüccarlıktan gelme Ulaştırma bakanımızdan RİCAM;

Üretimde çalışan 8 kişi artık işsiz ve maaşsız kalacağından bir maaş vermeniz hatta Devlet de bir İşe yerleştirmeniz olacaktır.

Hadi sayın bakanım bir Müjde de Özel de çalışan biz Zavallı Üreticilere verin. Sevgiler Saygılar...”

...

Genç girişimci artık pes etti çünkü...

O istese çoğunun yaptığı gibi babasının makamını kullanır çoktan devlete kapağı atardı!

Gururuna yediremedi, borçlanarak ülkeye yatırım yapmayı, istihdam sağlamayı yeğledi...

Ama artık dayanamadı ve kepekleri indirme kararı aldı!

Çünkü artık dayanacak gücü kalmadı...

Aylar öncesinden gelen tehlikeyi gördü, sanayicinin içinde bulunduğu sıkıntılara anlatmaya çalıştı ama anlamadılar!

Fabrikasını kapatıyor...

Ardından yenileri gelecek!

Gören, duyan, çözüm üreten ise yok...

Yerli üretim yapan bu ülkede kimin umurunda!

...

Bakan Amcaoğlu dün 13. Maaşlar konusunda müjde verdi...

Elbette verilecek de!

Devlet çalışanları ve emekliler bu parayı çarşıda harcayacak, en azından esnaf için bir nefes olacak...

Ama gelin görün ki bu denemde devlet çalışanı ile özel sektör ve çalışanları arasındaki uçurum daha da büyüdü!

Ama bizim tek derdimiz maaşlar ve 13. Maaşlar olmamalıydı...

Yıllardan beridir özel sektörün sorunları görmezden gelinip hazır altı ettikçe geldiğimiz noktada artık sırıtmaya başladı!

Bu hükümet ve bundan sonrakiler;

Bu ülkede üreten ve yatırım yapan kesime destek olunmadıkça, kamuda ve özelde çalışanların gelirleri eşitlenmedikçe hiç birinin başarı şansı yoktur...

...

Bu araçlar kimin elinde kaldı!

Dün kaleme aldığımız MİK ihalesiyle Kıb-Tek’e alınacak olan ikinci el araçlar...

İlgili bakan, kurum yönetimi ya da sendikadan bir ses çıkmadı çünkü olayın savunulacak bir yanı yoktu!

Ama dışarıdan bir çoğunun ilgisin çeken bir konuydu ki ihbarlar yağdı...

Adam aylar önce yurt dışından getirmiş galerisinde bekletirken fırsat bu fırsat deyip, devleti de keriz yerine koyup MİK yoluyla Kıb-Tek’e kaktıralım dedi!

Siyasi torpili de buldu...

İhale sürecinin başlatılması için bir iki telefon görüşmesi yetti!

Ama yasalara bakmayı bile tenezzül etmediler...

MİK ihalesi yöntemiyle devlete ikinci el araç alınamayacağını kulak ardı edip ihaleye çıktılar!

Bir kez daha vurgulayalım;

Bu ihale yasal değildir!

Yasal olmayan ihalelerde devletin ensesinden rant dağıtmaya çalışanlar ülkeye en büyük kötülüğü yapmaktadırlar...

Niye rahatsız oldunuz ki!

Başbakan Tatar bir ziyarette Türkiye Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ile telefon görüşmesi yapıp bunu da dinletince ortalık yine kalktı oturdu...

Diyelim ki Tatar bunu seçim malzemesi yaptı, o çok ayrı bir konu!

Eğer bu ülkede bir pandemi hastanesi yapılıyorsa ve içeride çağlık çalışanı yoksa, hele de serbest hekimlerin gönüllü çalışma önerisi halen cevap bulmadıysa başka ne çaremiz kalıyor ki...

Bakan doğal olarak gerekirse hekim de göndeririz dedi!

Biz seçim derdine düşüp birbirimizle didişirken bundan daha güzel bir açıklama olabilir miydi?

MESAJ KUTUSU

Sayın Olgun AMCAOĞLU, MİK’in Kıb-Tek için ihaleye çıktığı ikinci el araç alımının ilk ve yasal olmadığını biliyor muydunuz? Söyleyin yönetim kurulundaki arkadaşlara ki araştırma soruşturma yapmadan ihale süreci başlatmasınlar, zira bazı kararlar size de zarar verebilir!

...

Sayın Emine DİZDARLI, yasaları karıştırıp Merkezi İhale Komisyonu vasıtasıyla devlet ikinci el araç alıp almayacağını bir zahmet raporlayıverin de seçim sürecini fırsat bilenlerin hevesleri kursaklarında kalsın. Bu ülke menfaatlerini düşünenlerin sayısı o kadar çok azalıyor ki...

...

Sayın Hasan TAÇOY, bakanlığınızdaki bazı çalışanlar torpilli bazı çalışanların uzun bir süredir işe gelmedikleri yönünde şikayetlerde bulunmaya başladı. Bundan haberiniz var mı yoksa sizi de uyutup evde ense mi yapıyorlar dersiniz!

...

Sayın Zorlu TÖRE, Cumhuriyet Meclisi Başkanlığı için aday olduğunuzu açıkladınız ama bu makama 3-4 aday daha olduğunu da göz ardı etmemek gerek değil mi? Şimdiden konsensüs sağlayın ki ileride parti içi savaş çıkmasın...

...

Sayın Enver EMİN, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde oyları hangi adaya yönlendireceğiniz merak konusu olmuş ki yoğun mesajlarınız geliyor. Bu arada Sarayönü’ndeki mekanınız resmen seçim ofisine dönüşmüş diye duyduk...

...

Sayın Erhan ARIKLI, bizim gazetenin dünkü başyazısı vesile olmuş ve artık adaylıktan çekilmeyeceğiniz de kesinlik kazanmış. En azından sizin oylarda gözü olanların hesapları da alt üst oldu değil mi?

...

Sayın İsmail ARTER, DAÜ’nün uzaktan eğitim kararından sonra bölgeye bir gram bile suyun verilmemesinden ötürü zor günler geçirdiğiniz söyleniyor. İyi de bu konuda Belediyeler Birliği uyuyor mu? İnsan bir açıklama yapar bari!

...

Sayın Mustafa ZURNACILAR, size ait karavanın kundaklanması olayında size de bazı suçlamalar yapılmaya başlandı. Yanlış algılara olanak vermemek için detaylı bir açıklama yapma zamanı gelmedi mi?

...

Sayın Cemal ÖZYİĞİT, devleti ve kurumlarını zarara uğratanların hiç beklemeden istifa etme çağrınız gayet yerindeydi ama siz hiç bu konuda tarihimizde bir istifa yaşandığına şahit oldunuz mu?

...

Sayın Güven BENGİHAN, siz sendika olarak kamuda rotasyona geçilmesi mücadelesi veriyorsunuz ama bazı dairelerde çalışanlar arasında anlaştı iki günde bir çalışmaya başladılar bile! Sivil itaatsizlik böyle bir şey olsa gerek değil mi?