Akıncı, Crans Montana çöküntüsünden sonra yaptığı açıklamalarda “ Rumlar maksimalist talepler ileri sürüyor, paylaşmaya hazır değiller, Rum tarafından zihniyet değişikliği olmazsa görüşmelerden sonuç alınamaz” demekteydi….
Ne ki, seçimler yaklaştıkça paniğe kapılarak görüşmelerin bir an önce başlamasını istedi, Anastasiadis ile BM’ye yalvar yakar oldu…
O zaman biz de, hükümet de, siyasi partiler de sorduk:
- Rum tarafında zihniyet değişikliği oldu da bizim mi haberimiz yok? Zihniyet değişikliği olmadığına göre niye aniden görüşmelerin başlaması için 9 takla atıyorsun?
Sn. Akıncı bu soruya yanıt verecek yerde görüşmelerin bir an önce başlaması için çırpınmaya devam etti…
Nitekim, Lute’nin yaptığı 6 tur görüşmeye karşın, 9 Ağustos görüşmelerinde uzlaşma olmadı, referans belgesi hazırlanamadı…Rum tarafı siyasi eşitliğin, dönüşümlü başkanlığın kabulü ve tek yanlı hidro karbon faaliyetlerine son verme konularında milim geri atmadı…
Sn. Akıncı buna karşın ille de 3’lü görüşme diye tutturmaya devam etti…
Akıncı’ya seçim avantajı sağlamak isteyen ABD-AB emperyalizmi devreye girerek BM Genel Sekreteri üzerinde baskı kurdular…
ABD’li Lute yeniden adaya geldi. Referans belgesi üzerinde çalıştılar, yine sonuç çıkmadı…
Referans belgesi konusunda başarısız olan Lute, bu kez 5’li konferans toplanması amacıyla, Türkiye ile görüşmek için randevu istedi, ancak kendisine randevu verilmedi…
Arada Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, BM Genel Sekreteri Guterres ile görüşerek seçimlerden önce görüşmelerin başlamasının demokratik olmadığını, seçimden sonra durumun değerlendirileceğini vurguladılar…Bir başka deyişle seçimlere kadar frene bastılar…
Bu durumda 25 Kasım görüşmelerinin sadece seçime yönelik olduğu ve Akıncı’nın seçimlerde oya tahvil etmek için “federasyon umudunu canlı tutmayı amaçladığı” çok açıktı…
Nitekim Anastasiadis de bunu 2. Cumhurbaşkanı Mehmetali Talat’a söylemiş ve “ bu gayrı resmi bir toplantıdır, bir sonuç çıkmayacak, boşuna zaman ve para harcayacağız” demişti…
Buna karşın Akıncı referans şartları belgesini hazırlama ve görüşmeleri başlatma iddiasıyla 25 Kasım görüşmelerine gitti..
Tabii beklendiği gibi referans şartlarını oluşturmada ve görüşmeleri başlatmada yine başarısız oldular…
Nitekim, gayrı resmi yemek sonrası BM tarafından yapılan açıklamada “Genel sekreterin referans şartlarını oluşturmak için yardımcı olmaya çalışacağı, 5’li konferansın toplanması için temaslarını sürdüreceği, iki tarafın 716 sayılı kararda belirtilen siyasi eşitlik konusuna ve Guterres belgesine bağlılıklarını teyit ettikleri …” belirtildi…
Yani referans belgesi yok, 5’li görüşme yok, görüşmelerin başlaması yok….
E peki bu 3’lü zirve o zaman niye yapıldı?
Akıncı’nın başarısı nerede?
Sn. Akıncı “trenin yeniden rayına oturtulduğunu” da ileri sürmüştür?
O ray federasyon rayı, tren de federasyon treni ise, zaten herşey yolundaydı…
BM de, Anastasiadis de, Akıncı de federasyona bağlılıklarını defalarca açıkladıklarına göre, zaten tren rayından hiç çıkmamıştı ki!
Nitekim 3 yıl baş görüşmecisi olarak görev yapan eski müzakereci CTP milletvekili Özdil Nami, 25 Kasım akşamı sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada Akıncı ile resmen alay etmiş, onu ve BM açıklamasını dalgaya almıştır…
Özdil Nami bu paylaşımında şöyle demiştir:
- Liderler buluştular ama ortaya yeni bir şey koyamadılar…Bizim, eski belgeler ve yaklaşımların teyidi ile mutlu olmamızı bekliyorlar…Sonuç odaklı deniyor ama, bu ne anlama geliyor, belli değil…BM’nin referans şartları için yardım edeceğinin belirtilmesi ise bir KARA MİZAH”
Bunu ben değil, Akıncı’nın müzakerecisi CTP milletvekili söylüyor….
Yani dağ fare doğurmuştur, yaratılan sahte umutlar yeniden dibe vurmuştur
Dolayısı ile Akıncı’nın, 25 Kasım fiyaskosundan, yani başarısızlıktan seçime yönelik bir başarı hikayesi çıkarmaya çalışması gerçekten gülünç ve acınacak bir durumdur….
“Federasyon pazarlayarak” veya “federasyon umudu satarak” esas amacı olan CTP’den oy kaydırması da bu türden ucuz şovlarla mümkün değildir….
Akıncı bu türden basit ayak oyunları ve ucuz seçim şovları ile seçimi federasyoncular ile iki devletli çözümü savunanlar arasında bir referanduma dönüştürmeye, federasyoncuları kendi etrafında kenetlemeye çalışmaktadır…
Daveti kabulümüzdür…
Bu seçimleri, 50 yıldır birçok kez iflas eden federasyonu savunmanın rantını yiyen statükocularla, iki devlet temelinde acil bir çözümü savunanlar arasında bir referanduma dönüştürmeyi kabul ediyoruz…
Bu seçimi alacağız ve 25 Kasım’da açıklanan içi boş çerçeve dahil, siyasi eşitliğimizi, egemen KKTC’yi, Anavatan Türkiye’nin garantörlüğünü dışlayan tüm belgeleri, tüm tavizleri, tüm taviz haritalarını tarihin çöplüğüne atacağız…
3’LÜ ZİRVE FARE DOĞURDU
Sabahattin ismail
Yorumlar