Serbest Kürsü / Levent Özadam

[email protected]

Yukarıdaki başlık gerçekten çok saçma bir soru oldu değil mi?

Hesap vermekten bahsediyoruz çünkü...

Haliyle soruya soru ile karşılık verebiliriz!

Şimdiye kadar kim kimden hesap sormuş ki?

Var mı bunun bir örneği?

Hele de konu devlete istihdam olunca...

Her seçim öncesi olduğu gibi bu kez de gelenek bozulmadı!

Salgın dönemini bahane göstererek arka kapıdan içeri tam 75 geçici öğretmen istihdamı yaptılar...

Öğretmen adaylarının birçoğu bunu duymadı bile!

Duyunca da iş işten çoktan geçmişti...

Oysa devlete geçici de olsa öğretmen olarak girmek isteyen binlerce gencimiz vardı!

Onların tümünün hayali de devlette öğretmen olarak istihdam edilerek hayatlarını kurtarmaktı...

Haklı bir istemdir bu!

Öğretmenler özelde ise patronların iki dudakları arasındadır...

Hiçbir hakları yoktur, patronlar ne derse de odur!

Ama devlette öyle mi?

Olayın kutsal bir meslek olduğunu bir yana koyuyoruz çünkü artık bu değerler eskisi gibi kalmadı...

Kutsallık çoktan kayboldu gitti, şimdi tek amaç devlete sırtın dayamak!

Daha az çalışıp daha çok para kazanmak...

Özelde de eğitim verip maaşı çok üstüne katlamak!

Hem de devlet öğretmenlerine ikinci iş yasak olduğu halde...

Başlıkta da dedik ya;

Hesap soran bir makam yok ki!

Olmayınca da hesap veren de olmaz doğal olarak...

...

Geçtiğimiz hafta sonu bir baba aradı konuşla ilgili görüşlerini paylaştı...

28 yaşındaki kızı tam 6 senedir kamunun açtığı öğretmen sınavlarına katılırmış!

Bir seferinde yedek olarak kazanmış ama şans gülmemiş işte kendine...

Devlet öğretmeni oluncaya kadar da mücadele etme kararı almış kendine!

Tam 6 senedir sınava hazırlanır, elinden kitaplar düşmez, hatta tatil günlerinde bile gecesini gündüzüne katarmış...

Devlet öğretmeni olmak tabi ki kolay değil!

Çünkü Kamu Hizmeti bunu gayet ciddiyetle yapıyor...

İnce eleyip sık dokunuyor!

Ama gelin görün ki örneğin bir yıl içinde toplamda 50 öğretmen istihdam edilecekse bu sınavlara başvuran öğretmen adayı sayısı binlerle telaffuz ediliyor...

Çok küçük bir şans anlayacağınız!

Sınavı geçip mülakatta torpil bulamayınca elenenleri de bir yana koyuyoruz...

Torpil yoksa nafile çünkü!

Siyaset yoksa istihdam da yok...

...

6 Yıldır sınavlara hazırlanan genç kız geçici istihdamların yapıldığını sonradan öğrenince ne yapmış biliyor musunuz?

Şu anda tek kelimeyle travma yaşıyor!

Hem de ciddi bir bunalım içinde...

Babasının söylemine göre önceki hafta psikolojik destek almama başlamış ailesinin zoruyla!

Haksız mı?

Çünkü bu ülkede istihdam denildi mi artık eşitlik yok, adalet yok!

Hele de seçim öncesiyse...

İlla ki partili olacaksın!

Partilinin yakını olacaksın...

Örgüt başkanlarının yakını olmak büyük şans!

Yumruklarını vuruyorlar masaya, gerekirse tehdit edip kapıyorlar devlette istihdam kontenjanını...

Yoksa böyle bir şansın ağzınla kuş tutsan nafile!

...

Ülke gençliğinin gerçeğidir bu...

Adam kayırmacılığın tavan yaptığı bir ülkede yaşıyoruz!

Senden olmayana devlette iş vermeyip dışlıyorlar...

Sonra gel de haksızlığa uğrayanlardan devlete inanç bekle!

Yok öyle bir şey...

Devlet eğer genç insanlarını bölüp parçalıyorsa, devletin kaynakları haksız yere dağıtılıyorsa gençler bu devlete nasıl inanıp güvensinler ki!

Hükümet edenler bir kez daha yanlış yapmıştır...

Geçici altında yıllardan beridir vasıfsız insanları devlete yığanlar şimdi yine bir seçim nedeniyle bu kez kutsal diye nitelendirdiğimiz bir meslek için 75 geçici öğretmen istihdam ederek kendi ülke gençliğini bölüp parçalamıştır...

Hem de ruhsal sorunları da onlara bağışlayarak!

...

Yasal mı değil mi bizim konumuz değil...

Sendikalara göre yasal değilmiş, konuyu mahkemeye taşıyacaklarını söylüyorlar!

Kesinlikle destekleriz...

Bu işin peşini bırakmasınlar!

İşte sokaklara dökülmek, ülke gençliğinin hakkını savunmak için çok iyi bir neden...

Hatta sadece öğretmen sendikaları değil tüm sendikalar bu tür istihdamlara karşı aynı cephede yer almalıdır!

Artık birileri ciddi bir şekilde hesap sormalı ve buna neden olanlar da hesap verebilmelidir...

Ülke gençliğini bölüp parçalamaya kimsenin haddi yoktur!

İstihdam edilen 75 geçici öğretmenin isimlerinin özellikle isimleri saklanıyorsa ve liste açıklamıyorsa bunun adı partizanlıktan başka bir şey değildir...

Diyelim ki onları istihdam edip oylarını almayı başardınız!

Ya binlercesinin öfkesinin derecesini hiç mi hesaba katmıyorsunuz?

MESAJ KUTUSU

Sayın Nazım ÇAVUŞOĞLU, seçim öncesi pandemiyi de bahane ederek istihdam edilen 75 geçici öğretmen hallerinden hayli memnun gözükebilirler ama ya bu istihdamlardan haberi bile olmayıp isyan bayrağı çekenlerin ruh hallerini hiç hesaba kattınız mı? Geçmişte de çok kez yapılan bu hatayı bari siz yapmasaydınız!

...

Sayın Ahmet BENLİ, fiber optik protokolünün iptal edilmesi konusunda uzun bir sessizlik döneminden sonra bugünden itibaren hem de yüksek sesle konuşmaya başlama kararı almışsınız. Bakalım perde gerisinde yaşanan gelişmelerde yine hangi hinoğulları ortaya çıkacak?

...

Sayın Mehmet BEYKAN, Vakıflar Bankası Yönetim Kurulu Başkanı olarak birkaç gün içinde bu görevden istifa edeceğinize dair mesajlar gelmeye başladı. İstifa nedeninin bir arazi meselesinden dolayı kaynaklandığı iddia ediliyor. Hayırlara vesile olsun artık!

...

Sayın Dursun OĞUZ, Türkiye’den gelen suyun akıbeti konusunda verilen tarihte geri sayım başladı. Umarız bir aksilik yaşanmaz zira öyle bir şey yaşanırsa vatandaş büyük hayal kırıklığı yaşayacak gibi görülüyor. Başlangıçta Türkiye’den suyun gelmesi istemeyenler bile yakında dua etmeye başlayacak, takibi bırakmayın deriz!

...

Sayın Başaran DÜZGÜN, kısa bir aradan sonra yeniden basılı yayına geçmeniz okurlarınız tarafından memnuniyetle karşılandı, hayırlı olsun. Ancak bazıları da künyede isminizi görmeyince bir yönetim değişimi mi olduğunu soran mesajlar göndermeye başladılar...

...

Sayın Salih KAYIM, bakanlığın aldığı son önlemler kararı restorancılar camiasında endişe ile karşılandı. Yönetim olarak sizden çok daha ciddi ve ağır eylemler bekliyorlar, durumu değerlendirmekte yarar görüyoruz...Bu arada tüm faturaların yarısının devlet tarafından ödenmesi teklifi harikaydı...

...

Sayın Zeki ZİYA, uçuşların sayısının bir kez daha düşürülme kararından sonra ofisi birkaç günlüğüne kapatıp muhatapları bu kararı alanlara yönlendirdiğiniz konuşuluyor. Size de zaten yapacak başka bir şey bırakmadılar değil mi? Allah sabırlar versin artık...

...

Sayın İlkay ASLIM, bilardoda olduğu gibi tavlada da artık performans düşüklüğü gösterdiğiniz konusunda mesajlar geliyor. Demek ki artık siz de bu işlerin ustası birisinden ders almak zorunda kalacaksınız, amma durumlara düştünüz yani...

...

Sayın Şener ELCİL, devlete istihdam edilen geçici öğretmenler konusunda bu kez sanki de biraz fazla sessiz kaldınız gibi geliyor bize. Yani bakanlığın iddiasına göre ihtiyaçlı kişileri istihdam ettiler ise bunu kim ve nasıl karar verdi? Bu arada listeye ulaşabildiniz mi?

...

Sayın Serdar DENKTAŞ, son 10 günlük ülke çapındaki ziyaretlerde bir hayli göz doldurduğunuz ve dengeleri değiştirecek noktaya kadar tırmandığınız konuşuluyor. Adaylığınız sağ ve bazı sol kesinin kafasını allak bullak etti.

...

Sayın Salih YÜCESOYLU, Koop-Süt’ün artık bundan böyle ihracata yönelik çalışmalar başlatacağını duymak hayvancı kesim tarafından da memnuniyetle karşılandı. Umarız çalışmalarınızda başarılı olur ve bu da üreticiye moral motivasyon sağlar...