Bazen başımızı 2 elimizin arasına alıp düşünmek,ben bugün ne yaptım, iyi mi yaptım kötü mü yaptım demek iyidir.
Kendi kendimizle hesaplaşmak.
Günahlarımızla sevaplarımızı iki ayrı kefeye koyup tartmak yani.
Hoş biz istesekte istemesekte birgün birileri bunu bizim yerimize yapacak diyorlar ama bizim zaman zaman bunu yapmamız her insana iyi gelir diyede düşünüyorum.
Çünkü ancak kendi kendimizle bu şekilde hesaplaşırsak daha iyi ve mutlu bir hayatın kapılarını aralayabiliriz.
Tabii iş parti yönetmeye geldiğinde bu bir o kadar dahada önemli bir hal alıyor.Çünkü artık yalnızca kendi yaptığınız hataların sonuçlarını yalnız siz yaşamayacaksınız temsil ettiğiniz kalabalık bir halkta sizin yapmış olduğunuz hataların sonuçlarını yaşayacak.Sizin yüzünüzden mutlu yada mutsuz olacak.
Herşey 2014 yılında yapılan Belediye başkanlığı seçimi ile başlamıştı.2014 seçimlerine girerken 28 belediyeden 14’ ünü elinde tutan UBP ile 5’ ni elinde tutan DP( o günlerde DPUG) biraraya gelmiş ve Sayın Eroğlununda talimatı ile işbirliği yapma kararı almışlardı.Onlara göre hedef CTP ‘ni bitirmekti.Fakat gelin görün ki yapılanların uzaktan yakından CTP ‘ni bitirmekle alakası yoktu.
UBP’ nin başında Hüseyin Özgürgün ,DP’nin başında ise Serdar Denktaş bulunuyordu.
Yalnız bu işbirliğinin tuhaf bir tarafı vardı.
Eroğlundan gelen talimat seçmenin büyük çoğunluğunun 5 ilçede olduğu için partilerin yalnızca bu 5 ilçede ortak aday çıkarması yönündeydi.
Geri kalan Belediyelere çok fazla dokunulmayacaktı. UBP ve DP’ lilerin birbirleri ile kavga etmemesi ,çatışmaması sağlanacaktı .Çünkü bir sene sonra Cumhurbaşkanlığı seçimi vardı ve Eroğlunun bu iki partinin taraftarlarınada haliyle ihtiyacı vardı.
Tabii 2 partinin lideri Eroğlundan almış oldukları bazı sözlerinde zafer sarhoşluğu ile geri kalan Belediyelerde nasıl işbirliği yaparız? Ortak aday çıkarabilirmiyiz? Bu nasıl olur ?diye çok fazla düşünmeden seçim startını verdiler.
Halbuki ortaklığın genele yayılmayıp sınırlı tutulmasından ve 2 sağ partinin bölünüp çatıştığı bir ortamda bundan, Kıbrısta çözüm için herşeye rağmen illede Federasyon diyen hatta Türkiyesiz çözümü savunan sol görüşe sahip adayların rahatlıkla istifa edebileceği aşikardı.
UBP ile DPUG 2014 Belediye başkanlığı seçimine Kıbrıs Türk halkının ne yereldeki beklentileri nede yerelin kazanılması yada kaybedilmesi durumunda Kıbrıs meselesi bağlamında topluma olabilecek etkilerini düşünmeden parti meclislerinede seçim sonrası riskler ve yaşanabilecek olanlarda tam olarak anlatılmadan sözde 5 ilçede ortak aday ile seçime girdi.Yada çıkarılan adaylar her iki parti tarafından desteklendi. Geri kalan beldelerde partiler serbest bırakıldı.Birçoğunda her iki partide aday çıkardı.Yada çıkarır gibi aptı.
Ama gözden kaçan çok önemli bir nokta vardı.Esas hedef Memleketi yönetmekse seçim önce yerelde kazanılırdı ve yerel yönetimleri kaybeden bir partinin daha sonraki seçimlerde ve genelde iktidar olma şansı azalırdı.Bu tecrübe ilede sabitti.
Halbuki 40 yıllık siyasal geçmişi ve tecrübesi olan sayın Eroğlunun ve bu 2 sağ partinin bu tehlikeyi öngörerek tüm belediyelerde ortak aday çıkarmasının onlarca formülü vardı.
Mesela Her iki partide adayını gösterir 2 veya 3 anket çalışması yapılır yan yana konur.Örgütlerle paylaşılır.Gerekirse tutmuş oldukları Belediye oranıda hangi partinin adayı daha fazla tercih edilmişse onda karar kılınabilirdi.Yada Gazimağusadaki gibi bağımsız çıkan adaylar etrafında birleşilebilirdi.Sonuçta riskler gözönüne alındığında aslolan sağ görüş ise sağ görüşün politikaları bu yolla yerel yönetimde söz sahibi yapılabilirdi.
Bu konuda sayın Eroğlu etkili olabilirmiydi.Her iki sağ partiyede sözü geçen biri olarak isteseydi bunu yapabilirdi.
Böyle bir çalışma; Parti başkanları ikna edilerek birkaç beldede yapıldıda .Anket çalışması yani.
Hatta bununla ilgili bir konuşmayada tanık olmuşluğumda var.
DP yetkilisinin UBP başkanına telefon açarak;
‘’Başkan bak …………..deki anket sonuçlarını gördünmü bizim adayımız önde çıkıyor .Tamammı .Konuştuğumuz gibi olacak değil mi’’ dediğini,Fakat Hüseyin Özgürgünün buna karşılık ‘’Ben parti meçlime bunu anlatamam’’ dediğinede tanıklığım var.
Anketi yapan sevgili Muharrem Faizde hala hayatta.İsteyen onada sorabilir.
Ne yazık sayın Eroğlu sırf kendi istikbali için memleketin istikbali ile ilgili bu en önemli noktayı es geçmiştir. Ben kazanayımda benden sonrası tufan denmiştir.Halbuki yalnız 2 parti başkanını değil parti meclislerinide tüm beldelerde ortak aday çıkarmaya pekala ikna edebilecek güce sahiptti.
Yapmadı.
Sonuçta Gazimağusada yapılan ortaklık genele yayılamadı.Oda kazanıldı zaten.
İskelede Eroğlunun deteklediği UBP adayı, Güzelyurtta anlamsız bir şekilde DP CTP ye destek verirken geçmişteki olumlu çalışmalarından dolayı kredisi hala tükenmeyen UBP adayı yinede kazandı. Girnede ne ortak bir adayda uzlaşılabildi nede her iki parti aday çıkarabildi. Lefkoşada UBP ve DP’ nin destekledim dediği UBP ‘li aday başarısız oldu.
Sonuçta UBP elinde tuttuğu 14 belediyeden 9’unu kaybetti .
Dp ‘de 5 taneden 4 ‘nü.
CTP ise belediye sayısını 9 dan 14’ e yükseltti.
TDP de diğer sol parti olarak en büyük Belediye Lefkoşayı kazandı.
Seçim sonrası Cumhurbaşkanlığı seçimine daha 1 yıl kala sağın en iddialı adayı Eroğlunun seçimi kaybedeceği sokak aralarında kahvehanelerde konuşuluyordu.
Açık söyleyim Serdar Denktaş bu seçimde Hüseyin Özgürgünden daha fazla çalışmış olsada Eroğlu seçimi 2. Turda Akıncıya karşı kaybetti.
Belediyeler aziz de eder rezil de sözünde olduğu gibi sebebin en büyüğü yerel yönetimlerin kaybedilmiş olmasıdır. 2. bir neden sağ partilerin yerelde başlayıp merkeze kadar uzanan kötü idareci seçimleri ve onların kötü yönetimlerinin bu ülke insanına beklenen hizmeti vermediği bir tarafa çoğu zaman zarar verdiğindendir.
2014 Belediye seçimlerinin öncesinde son olarak çöplere terkedilen Lefkoşa Belediyesinde yaşananlar ile sağ partilerin son 40 yılda yönetimleri altındaki birçok belediyenin bugün daha net ortaya çıkan içler acısı durumu bunun en yakın ve taze örnekleridir.
Neticede 2014 itibari ile son 6 yıldır yerelde politikaları daha çok CTP belirliyor.Lefkoşada ise TDP.Genelede bu etki ediyormu.Etrafınıza biraz bakmanız yeterli.
2015’ de yukarıda belirttiğim sağ partilerin ve seçimle işbaşına gelenlerin ülke yönetiminde gösterdikleri istikrarsız ve beceriksiz politikalarına ‘’ Yeter artık’’ diyen bir kısım sağ seçmenin oylarına CTP’nin oylarıda eklenip Akıncıyı Cumhurbaşkanı yaptığını düşünürsek bu tesbit su götürmez bir gerçek.
İşte bugün gerek yerelde gereksede Cumhurbaşkanlığı makamında yaşanan birtakım nahoş olaylar olduğuna inananlar varsa bu şahıslar önce başlarını iki ellerinin arasına alıp düşümelidirler.Çünkü bunların müsebbibi Akıncıdan çok sayın Eroğludur.
Birileri hesap soracaksada Akıncıdan değil önce Eroğlundan sormalıdır.