AKINCI’NIN HALA DAHA RUM TARAFININ VE ANASTASİADİS’İN ANLAŞMA İSTEMEDİĞİNİ,AMAÇ VE HEDEFİNİN FEDERASYON OLMADIĞINI, TÜRKLERLE PAYLAŞACAK HİÇBİRŞEYLERİ OLMADIĞINI ANLAYAMAMIŞ OLMASI TUHAF DEĞİL Mİ? AKINCI TEHLİKELİ SULARDA YÜZMEYE DEVAM EDİYOR VE İŞGAL ETTİĞİ MAKAMI HİÇ HAKETMİYOR…
Akıncı Kıbrıs Türk halkına federal çözüm vaadi vermiştir.Federasyon olması için vermediği taviz kalmamasına rağmen bu hedefe ulaşamamıştır.
Rum tarafı Kıbrıs Türkleri ile hiçbir şekilde ,adını ne koyarsanız koyun, ortaklığa razı değildir.Rum, adanın tamamını istemektedir.Enosis ve Megali İdea ülküsünden zerre kadar sapmamıştır.Osmanlı’ya isyan bayrağını açtıkları günün yıldönümünde Rum-Yunan ikilisi,Türklere olan kin ve nefretlerini birkez daha göstermiştir. Rum tarafı yakın tarihimizde adada yaşananlardan ders alamamıştır ve neticede cennet adamız Kıbrıs üçe bölünmüştür. Güney’de Rumlar ve İngilizler,kuzeyde ise biz Türkler kendi egemen topraklarımızda yaşamaktayız ve hiç bir taraf elinde tuttuğu egemenlikten vazgeçme yanlısı değildir.Türk tarafı olarak,anlaşma olsun diye 50 yıldan fazladır Rumun kaprisini çektik.
Müzakere masasında anlaşma olacak diye çaba gösterdik.Mecbur muyduk?
Değildik; ancak çözüm olsun,anlaşma olsun diye üzerimize düşeni fazlası ile yerine getirdik.Rum tarafının anlaşma istemediğini,amacının Enosis ve Megali İdea olduğunu kimimiz 50 yıl,100 yıl önce anlamasına rağmen,Akıncı gibi gerçekleri görmeyen, görmek istemeyen,federasyon saplantısı içerisinde olan hayalperestler ve emperyalizmin uşaklığına soyunanlar hala daha Rumla anlaşma olacağına inanmaktadırlar. Akıncı ne demektedir?
Rum tarafının siyasi eşitliğimizi kabul etmediğini söylemektedir!Hangi siyasi eşitliğimizi?
Akıncı’nın sırf federasyon olsun diye içini boşalttığı,sulandırdığı, bizi 1960 kazanımlarımızdan geriye götüren ve buna rağmen Rumun kabul etmediği siyasi eşitliğimizin…
Akıncı başka ne demektedir?
Rum tarafıyla referans şartlarında anlaşmanın mümkün olmadığını söylemektedir…
Yani müzakerelerin başlamasının mümkün olmadığını söylemektedir.Ama yine de federasyon federasyon diye yanıp tutuşmaktadır.Akıncı yeni bir sürecin başlamasını çok istemektedir.Yeni bir süreç Akıncı için hayatidir..
Yeni bir müzakere süreci başlar ise,Akıncı Kıbrıs Türküne dönecek ve ‘işte yeni müzakere süreci başlıyor,Ruma istediklerimizi kabul ettirme fırsatını yakaladık, masadan kaçan taraf olmayalım,dünyaya bunu anlatamayız,bana bir fırsat daha verin,tekrar cumhurbaşkanı seçin’ diyebilecektir. Akıncı’nın tek şansı budur!Halbuki yeni süreç olsun olmasın Kıbrıs Türk halkı Akıncı’nın üzerini çizmiştir.Başarısız ve güvenilir olmadığını görmüştür.Bugün dediğinin yerın tersini söyleyen,zikzaglar çizen,yalpalayan birini Kıbrıs Türkü o kutsal makamda 1 dakika bile görmek istememektedir.Hele hele Akıncı’nın ‘ben yaptım oldu’ siyasetini,KKTC hükümetine,Meclisimize ve Anavatan Türkiye’ye rağmen, danışmadan, istişare etmeden izlediği politikayı Kıbrıs Türkü onaylamamaktadır.
RUM-YUNAN İKİLİSİ YUNANSİTAN’IN OSMANLIYA İSYAN BAYRAĞINI AÇTIĞI GÜNÜN YILDÖNÜMÜNDE KİN VE NEFRET KUSTU! ANASTAS TÜRKİYE’YE KÜSTAHÇA SALDIRDI…
Yunanistan’ın Osmanlı’ya karşı isyan hareketini başlattığı 25 Mart 1821’I anmak ve kutlamak üzere dün Lefkoşa’da Yunan Büyükelçiliğinde düzenlenen törende faşist Eokacı Anastas konuşma yaptı. Anastasiadis, tüm Kıbrıslılara! ve bölgeye sözde barışçıl bir gelecek sağlamak için elinden gelenin en iyisini yapma konusundaki kararlılığını ve palavra laflarını yineledi ve aynı zamanda Türkiye'nin de vesile olacağını ve bir anlaşmaya varabilmek için gerekli siyasi kararlılığı göstereceğini umduğunu belirtti. Anastasiadis “Kıbrıs’ın yeniden birleşmesini ve tam bağımsızlığını ve egemenliğini garanti edecek bir çözüm” için elinden geleni yapacağını söyledi.Anastas asıl amacın Kıbrıs Cumhuriyeti’ni savunmak olduğunu da belirtti…
Bunu da duyduktan sonra konuşmasının devamını burda yazmamın bir anlamı var mıdır bilmiyorum?!
Esas amacı bir Helen devletine dönüştürdükleri Kıbrıs Cumhuriyetini savunmak ve yaşatmak olan bir zihniyetle Akıncı federasyon yapacakmış…
Yani bunları,bu düşmanca açıklamaları,bu çözüm istemeyen görüş ve düşünceleri Akıncı takip etmiyor mudur?
Bal gibi ediyordur…
Bunları okuyan, dinleyen,anlayan her sağlıklı akıl Rumlarla anlaşma olamayacağını kavrar…
Akıncı’nın ciddi şekilde,anlama,kavrama ve buna göre muhakeme yapma ve karar vermede sıkıntıları vardır…
Bu teşhisim onun için en uygunudur…
Yoksa başka teşhisler onu daha da yerin dibine sokacak şekilde olur ki,ben bunu hem kendime hem de KKTC Cumhurbaşkanı olacak bir zata yakıştırmam;burada büyük bir kolaycılıkla ihanet ve hainlik edebiyatı da yapmak istemem! Ama ortada olan gerçekler,Ruma rağmen hala daha federasyon ve anlaşma peşinde koşmanın garipliğini tüm açıklığı ile ortaya koymaktadır.Bu garabetin adını artık değerli okurlarım koysun…
Anastas nasıl bir çözüm istiyormuş?
Konuşmasında anlatıyor:
AB normlarına, BM’ye üye demokratik ülkelerin uygulamalarına,tüm bağımlılıklardan ve garantilerden arınmış,tüm Kıbrıslıların bir arada güven ve refah içerisinde yaşayacakları bir çözüm istiyormuş!
Oldu! Başka ?
Bu çözüme ulaşmak için de Türkiye’nin üzerine düşeni ,gerekli siyasi kararlılığı göstereceğini ve bölgesel istikrara katkı koyacağını ümit ettiğini söylüyor…
Anastas Türkiye’nin Kıbrıs’taki garantörlüğünden vazgeçmesini,Kıbrıs Türklerini satmasını ve Kıbrıs’taki haklarından da vazgeçmesini istiyor…
Bunu kabul edecek olan var mı? Akıncı’yı bilmem ama Kıbrıs Türkünün yüzde 90’nı bunu kabul etmez…
Zaten 80 milyon kardeşimiz de Kıbrıs Türklerini satacak bir planın arkasında olmaz. Anastasiadis herzaman yaptığı gibi tribünlere oynayarak ,sözde barış ve anlaşma istiyormuş gibi sempatik görünmeye ve destek toplamaya çalışmaktadır.Bu maskaralığa artık son verilmelidir…
YUNAN BÜYÜKELÇİ ANASTAS’IN AĞZIYLA KONUŞTU…O DA TÜRKİYE’YE SALDIRDI…
Kutlama töreninde söz alan Yunanistan Büyükelçisi Ilias Fotopulos da Anastas’ın söylediklerine benzer şekilde zırvaladı. Kıbrıs ve Yunanistan’ın, Kıbrıs sorununun çözümüne ulaşmak için ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nin normal ve işlevsel bir Avrupa devletine dönüşmesi için samimi bir irade ve iyi niyetle çalışmaya devam edeceğini söyleyen Fotopulos, ne varki yabancı garantiler ve işgal birliklerinin bunu engellediğini buyurdu! Diğer tarafın,yani biz Türklerin, yapıcı bir ruh ve uzlaşmaya istekli olduğunu göstermesi gerekiyor diye konuşmasını sürdüren Yunan Büyükelçi, aksine, hem Türkiye hem de Kıbrıs Türk tarafının, özellikle de güvenlik ve garantiler konusunda uzlaşmaz duruşlarının sürdüğünü belirtti.Küstah Büyükelçi hedeflerinin adayı özgürlüğe kavuşturma ve kendi hegemonyalarında yeniden birleştirme olduğunu da söyleyerek bunun için de müzakerelerin biran önce başlaması gerektiğini bildirdi. Fotopulos, “Türkiye’nin, AB üyesi bir ülkeyi ‘işgal etmeye’ devam etmesi ve Kıbrıs sorununa çözüm bulunamamasının Doğu Akdeniz bölgesinde büyük bir sorun olmaya devam ettiğini” savundu. Fotopulos, Kıbrıs sorununun sonsuza dek sürmesinin elbette ki “Türkiye’nin, samimi ve yapıcı bir diyaloğa müdahil olma isteksizliğinden” kaynaklandığını iddia etti. Kıbrıs sorununun “işgal ve istila” sorunu olduğunu ileri süren Fotopulos, istenilen olgunun; BM Güvenlik Konseyi kararlarına dayalı bir çözümün, Avrupa ve uluslararası hukuk düzeninin yeniden sağlanması amacıyla oldubittilerden kurtulmak olduğunu savundu. Rum-Yunan ikilisi açık sözle ne istediklerini gayet iyi anlatmaktadır.. Akıncı bunu anlamakta kavramakta güçlük çekmektedir. Allahtan Akıncı’nın Anavatanım diyemediği Türkiye, Rum-Yunan ikilisinin verdiği mesajları doğru okumakta,değerlendirmekte ve gerçek niyet ve hedeflerinin bilinci içerisinde hareket ederek,Kıbrıs Türküne desteğini sürdürmektedir. Türkiye’nin kararlı bir şekilde haklarımızı koruyacağından Akıncı hiç kuşku duymamalıdır!
ÇİPRAS’IN YAYGARASI,KAMMENOS’U ARATMIYOR…
Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras, ülkesinin,Osmanlı’ya isyan ettikleri, Bağımsızlık Günü kutlamaları için ziyaret ettiği Türkiye kıyıları karşısındaki Eşek (Agathonisi) Adası'nda yaptığı açıklamada, kendisini taşıyan askeri helikopterin Türk jetleri tarafından taciz edildiğini öne sürdü. Çipras’ın bu yaygara koparan açıklaması ,Türk düşmanı eski Savunma Bakanı Kammenos’u aratmayan,Türk düşmanı siyasetin sürdüğünü gösterdi…
Türk jetlerinin "her zaman olduğu gibi Yunan jetleri tarafından püskürtüldüğünü" de iddia eden Çipras, "Türkiye'nin bu gibi gereksiz ihlalleri anlamsızdır. Boşuna yapılan benzin masraflarıdır" dedi.Çipras, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ülkemizin egemenlik haklarını ve en ücra kösesindeki adalarımızı gereğinde yüzerek de gelir müdafaa etmesini iyi biliriz. Türkiye bunu anlamalıdır."Çipras Türkiye'ye, "gerginlik ortamı yaratma yerine, Yunanistan'ın arzu ettiği barış, dostluk ve işbirliği yoluna girmesi" çağrısında bulundu. Güvenlir kaynaklarından edinilen bilgilere göre; Çipras ve bazı yabancı basın organları tarafından iddia edildiği gibi, Yunanistan Başbakanı'nın dünkü faaliyetinde, Türk savaş uçaklarının herhangi bir taciz girişimi olmadığı, uçakların mutat görevlerini icra ettiği öğrenildi. Bu arada Yunanistan'ın Osmanlı yönetimine karşı ayaklanmasının 198. yıldönümü nedeniyle kutlama törenine katılan Yunanistan Cumhurbaşkanı Prokopis Pavlopulos da açıklamasında Türkiye'yi hedef aldı.
PAVLOPULOS YİNE HAVLADI DİYECEĞİM AYIP OLACAK!
Küstah ve şaşkın Pavlopulos, Antik Yunan döneminde Ispartalıların Pers ordularına karşı sloganı olan ve "Cesaretin varsa gel" anlamına gelen "Molon Lave" ifadesini kullandı. Türkiye’nin saldırgan ve fethe dayalı siyaseti olmadığını,Yüce Atatürk’ün ordusu Türk Silahlı Kuvvetleri’mizin ‘Yurt’ta Sulh,Cihan’da Sulh’vasiyetine göre hareket ettiğini bilmekte ve bu nedenle de tahrikkar açıklamalar yapabilmektedir.
YUNAN YAYGARASI: “BAĞIMSIZLIK GÜNÜMÜZ PROVOKE EDİLİYOR”
Ülkenin önde gelen özel kanallarından ANT1, Osmanlı Devleti’ne karşı Yunan İsyanı’nın başladığı 1821 yılının yıldönümü olarak kabul edilen 25 Mart’ta Türkiye’nin Ege’de tatbikatlara devam edecek olmasını “Türkler, bağımsızlık günümüzü provoke etmek için çabalıyor. 25 Mart’ta da bize rahat vermeyecekler” ifadelerini kullanarak gündemine taşıdı. Haberde, Şubat sonunda başlayan var Mart ayının ikinci haftasında sona eren cumhuriyet tarihinin en geniş kapsamlı tatbikat Mavi Vatan’a da atıfta bulunulurken, “Türkler’in Mavi Vatan ruhu tüm hızıyla devam ediyor” denildi.
HEM KORKUYORLAR,HEM DE TAHRİKTEN VAZGEÇMİYORLAR...
Mavi Vatan tatbikatının Yunanistan’da oluşturduğu derin yankı nedeniyle, Ege’de Türk Silahlı Kuvvetleri’nin attığı en ufak bir adım dahi Yunanistan’da “Mavi Vatan” sloganıyla anılmaya başlandı. Tatbikat haberine Yunan medyasında RealNews ve Kathimerini gibi kayda değer kaynaklarda yapılan diğer yorumlarda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “etkin milliyetçi ve İslamcı söylemleriyle ülkesinde Yunan düşmanlığını körüklemek suretiyle yerel seçimler için oy toplamaya çalıştığı” ileri sürüldü. Anlaşılacağı üzere gerek Rumların gerekse de Yunanlıların amacı her fırsatı değerlendirerek gerginlik yaratmak,kriz çıkarmak ve yaygara kopararak bu durumdan istifade etmektir.Bu kalleş ve her türlü seviyeden yoksun siyasetle uzlaşmak mümkün müdür?
Bunlarla dostluk kurmak,anlaşma yapmak olası mıdır?