Güncel

“Ambargo ve kısıtlamalar kabul edilemez…”

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs Türk tarafının egemen eşitlik ve eşit uluslararası statüsü tescil edilmeden bir müzakere masasında yer almayacağını söyledi.

“Genel Sekreter Guterres’in Rum liderle gayrı resmi bir yemekte bir araya gelinmesi teklifine olumlu yanıt verdim”

“BM gözetiminde anavatanların da bulunacağı 4+1 formatlı gayrı resmî toplantıda Kıbrıs’ın geleceğinin nasıl şekilleneceği üzerine bir istişare toplantısı ortamı yaratılabilir”

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs Türk tarafının egemen eşitlik ve eşit uluslararası statüsü tescil edilmeden bir müzakere masasında yer almayacağını söyledi.

Tatar, New York’ta BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’le yaptığı görüşmede Genel Sekreter’in Rum lider Nikos Hristodulidis’le gayrı resmi bir yemekte bir araya gelme teklifi yaptığını ve bu teklifi kabul ettiğini de kaydetti.

Tatar, ayrıca tarafların anavatanların da olduğu BM gözetiminde gayrı resmi bir istişare toplantısında 4+1 formatında bir araya gelebileceği bir ortamın da olası olduğunu kaydetti.

Tatar, BM 79. Genel Kurul toplantıları için bulunduğu New York’tan KKTC’ye döndü. Cumhurbaşkanı Tatar’ı Ercan Havalimanında Cumhuriyet Meclisi Başkanı Zorlu Töre, Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı ile diğer sivil ve askeri yetkililer karşıladı.

Cumhurbaşkanı Tatar, havaalanında yaptığı açıklamada, bir haftalık süre içerisinde New Yok’ta BM Genel Sekreteri Antonio Guterres de dahil olmak üzere yaptıkları toplantılarda çeşitli kuruluşlar, basın mensupları ile Kıbrıs Türkünün haklı mücadelesini ve çeşitli farklı konuları konuşma fırsatı bulduklarını söyledi.

Özel Temsilci Güneş Onar’ın orada bulunan Güvenlik Konseyi’nden üst düzey yetkililere teknik düzeyde bir araya gelerek bu konuları aktardığını belirten Cumhurbaşkanı, New York’taki Türkevi’nde yaptığı görüşmelerin en önemlilerinin TC Cumhurbaşkanı recep Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı Hakan F,idan, Türkiye’nin BM nezdindeki Daimî Temsilcisi Ahmet Yıldız ve Washington büyükelçisi Sedat Önal’la yaptıkları görüşmeler olduğunu belirtti.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel’in de aynı sıralarda Sosyalist Enternasyonal toplantısı için New York’ta bulunduğunu hatırlatan Tatar, orada Özel’in AKEL parti temsilcisinin “Türkiye’nin Kıbrıs’ta işgalci bir kuvvet olduğu” yönündeki söylemine koyduğu tepkinin de önemli olduğunu aktardı.

Tatar, BM Genel Kurulu toplantıları vesilesiyle, Kıbrıs Türk halkının özden gelen haklarının 1963’teki Kanlı Noel ve ardından ortak Cumhuriyetten silah zoruyla dışlanarak gasp edildiğini, 4 Mart 1964’te alınan 186 numaralı kararla “Kıbrıs Cumhuriyeti”nin Kıbrıs’ın tek sahibiymiş gibi 60 yıldır muamele gördüğünü muhataplarına anlatma fırsatı bulduğunu kaydetti.

Tatar, işin detayına bakıldığına en vahim tarafın, o dönemlerde kısa bir sürede bir anlaşmaya ulaşılabileceği düşünülmesi, fakat 60 yıldır bu anlaşmaya ulaşılamaması olduğunu vurguladı.

20 Temmuz Mutlu barış Harekâtının ardından Kıbrıs’ın gerçeklerinin değiştiğini, işin gerçeğine bakıldığında Kıbrıs Türkü ve Rumunun kendi bölgelerinde devletleriyle iki devletli şekilde yaşadığını belirten Tatar, Kıbrıs Türkünün yeni siyaseti, egemen eşitliği ve eşit uluslararası statüsünün kabulü halinde resmi müzakere sürecine geçilebileceğini BM Genel Sekreteri’yle de paylaştıklarını aktardı.

-2021’de yaptığımız öneriler aynı şekilde geçerli…”

2021 Nisan ayında Cenevre’de Guterres ve diğer paydaşlara sunulan önerilerin aynı şekilde geçerli olduğunu, TC Cumhurbaşkanı R. T. Erdoğan’ın ve Türkiye’nin her koşulda olduğu gibi bunda da yanlarında olduğunu ifade eden Tatar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BM’nin 77, 78 ve 79. toplantılarda federasyon temelli bir çözüm şeklinin tüketilmiş olduğunu, diğer devletlerin de KKTC ile doğrudan ilişki içerisine girmesi, KKTC’nin tanınması ve Türk tarafının iyi niyetli olduğu gibi çözüm için Rum tarafında aynı niyeti göstermesi gerektiğini aktardığını hatırlattı.

-İş birliği vurgusu…

Tatar, gelinen aşamada 4 yıldan beri sürdürülen yeni siyasetin, iş birliğini gerektirdiğini, ada üzerinde ve çevresindeki petrol, hidrokarbon ve benzeri doğal zenginliklerin paylaşılması gerektiğinin yine TC Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan tarafından dile getirildiğini söyleyen Tatar, jeopolitik ve jeostratejik anlamda bu anlayışın yerleşmesi gerektiği mesajının Türkiye tarafından en üst perdeden dile getirildiğini vurguladı ve Erdoğan’a teşekkür etti.

-“Diyalogdan ve iletişimden kopmayacağımızı ve kopmak istemediğimizi Guterres’e söyledik”

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’le yapılan görüşmede iletişim ve diyalogdan kopmayacaklarını ve kopmak istemediklerini söylediğini kaydeden Tatar, BM Genel Sekreteri’nin Kişisel Temsilcisi Angela Holguin’in görevinin 12 temmuz itibarıyla son bulduğuna ve “Ortak zemin bulunamamıştır” dediğine işaret ederek, “Dolayısıyla ortak bir zemin olmadığı için, şu an resmi bir müzakere sürecine girmemizin mümkün olmayacağını ilettik… Enterkonnekte sitem olsun, su olsun, elektrik olsun, düzensiz göçmenlerin önlenebilmesinde ve diğer hususlarda iş birliği yapabileceğimizi kendilerine ifade ettik” şeklinde konuştu.

-“Ambargo ve kısıtlamalar kabul edilemez…”

Kıbrıs Türk halkı üzerindeki ambargo ve kısıtlamalarla birlikte son dönemde Rum tarafının uyguladığı baskının artmakta olduğunu New York’ta örnekleriyle birlikte Genel Sekretere aktardıklarını anlatan Tatar, BM Genel Sekreteri’nden bu konuya müdahale etmesini istediğini, Genel Sekreterinse iki tarafı gayrı resmi bir yemekte bir araya getirme gibi bir düşüncesi olduğunu söylediğini aktardı.

-“Kıbrıs görüşmeleri bağlamında olmayacak gayrı resmî yemek teklifine evet dedim”

Kıbrıs görüşmeleri bağlamında resmiyet içermeyecek bu yemek teklifine olumlu yanıt verdiğini belirten Tatar, aynı zamanda TC ile istişare içerisinde ve “ortak zemin olmadığından” hareketle, BM nezdinde anavatanların da olduğu 4+1 gayrı resmi istişare toplantısında Kıbrıs’ın geleceğin nasıl şekilleneceğinin konuşulabileceği bir ortamın yaratılabileceğini anlattı.

Tatar, şöyle devam etti:

Biz sayın Cumhurbaşkanının (Erdoğan) da belirttiği gibi son dört yılda ifade ettiğimiz gibi, egemen eşitliğimiz ve eşit uluslararası statümüz tescil edilmeden biz asla bir müzakere sürecine geçmeyeceğimizi, federasyon defterinin geride kaldığını, federasyon meselesinin tüketildiğini ve kabul görmeyeceğini artık zaten örnekleriyle herkes görmüştür. En son 7 yıl önce Crans Montana’da Genel Sekreter’in kendisi de yakından görme fırsatı bulmuştur. Dolayısıyla bir hafta New York’ta böyle geçti, akşam da New York’ta yaşayan 50 kadar vatandaşımızla birlikte olduk. Onların da selamlarını size iletiyorum…”