Anastasiades’in tehlikeli oyunu



​Rum lider Anastasiades güya barışçı ve uzlaşıcı olacaktı. Yok Annan planına evet demişti, yok yıllardır barış çağrıları yapıyordu. Güya “gevşek federasyon” fikrini savunuyordu. Bunların tümü yalan çıktı. Şimdi açıkça anlıyoruz ki Anastasiades ve “uluslararası destekçileri” yıllardır büyük bir bilgi çarpıtma kampanyası (dezenformasyon) yürüttüler ve Anastasiades’i olduğundan çok başka göstererek iktidara gelmesini sağladılar. Halbuki karşımızda koyun postunu sırtına geçiren kurt var.

​Anastasiades liderlik pozisyonuna gelir gelmez Kıbrıs için eğer bir birleşme olacaksa işlevsellik açısından belki de tek şansı olabilecek fikir olan “gevşek federasyonu” (bir nevi konfederasyon) bir daha ağzına almadı. Bu bir rastlantı olabilir mi? Bence hayır.

Muhalefette dillendirdiği ciddi çözüm tezlerini iktidarda terk edip tam 180 derece dönüşle önce müzakere sürecinin başlamasını engelleyen, zoraki başlayınca ilerlemesinin karşısına çıkan, en son da suni bir kriz icat ederek masadan kalkan Anastasiades Kıbrıs’ta olası bir anlaşmanın kendisinin Rum lideri olduğu dönemde gerçekleşemeyeceğini hepimize göstermiştir.

​Kendi aramızdaki çatlak seslerin her zaman olduğu gibi Rumların provokasyonunu vurgulamak yerine Türkiye’yi suçlu gibi göstermesine bakmayın. 9. Parselle ilgili kriz Rum-Yunan ikilisi tarafından planlı ve hazırlıklı bir şekilde yaratıldı ve gerçek olmayan şeyler gerçekmiş gibi gösterilerek dünya yanıltıldı. En azından yanıltılmaya çalışıldı…

Çatlak seslerden oluşan kafa karışıklığını ortadan kaldırmak için bazı gerçekleri açıkça yazmak gerekir:

1. Türk gemileri herhangi bir tacizde bulunmamışlardır. Türkiye orada Kıbrıslı Türklerin de hakkı olan ve bir anlaşma çerçevesinde kendine araştırma hakkı verildiğinden tamamen uluslararası hukuk çerçevesinde sizmik araştırma yapacağı duyurusunu yani NAVTEX çağrısını tamamen haklı bir pozisyondan yapmıştır. Sizmik araştırma gemisine eşlik etmeleri için Türk donanmasının iki gemi görevlendirmesi de tamamen normal ve koruma amaçlı bir olaydır. Bu herhangi bir provokasyona yol açacak bir şey değildir.
2. Uluslararası hukuka göre Kıbrıs (Rum) Cumhuriyeti’nin münhasır ekonomik bölge ilan edebilmesi için Doğu Akdeniz’de kıyısı olan tüm ülkelerin onayına ihtiyacı vardır. Rumlar bölgede en uzun kıyı şeridine sahip olan ülke olan Türkiye’nin rızasını sormadan Lübnan, Mısır ve İsrail ile anlaşarak tek taraflı bir bölgeyi kendi münhasır ekonomik bölgesi ilan etmiştir. Bu da uluslararası hukukla bağdaşmamaktadır. Brüksel’de Rumların her yaptığı şımarıklığa arka çıkan sözde medeni, gerçekte anti-Türk ve anti-Müslüman bazı AB üyesi ülkelerin yaygarasına bakmayın. Bu konuda hukuk dışı hareket sadece Rumlar tarafından yapılmıştır. KKTC ve Türkiye ise %100 haklı konumdadır.
3. Anastasiades’in Akdeniz’de Türkiye’nin NAVTEX yayınını bahane ederek Kıbrıslı Türklerle olan müzakerelerden çekilmesi tamamen mantık dışıdır. Birinin diğeri ile hiçbir ilişkisi olamaz. Bu hareket olmayan bir sorunu krizmiş gibi gösteren ve sonra da yarattığı hayali krizi bahane ederek masadan kaçan Rum tarafının gerçek amacı olan olası çözüme yaklaşılmasını engelleme operasyonudur.
4. Şimdi de Anastasiades kendi yarattığı hayali mazeretten dolayı kaçtığı masaya dönmek için biz dizi tavizler talep etmeye başladı.
5. Kıbrıs (Rum) Cumhuriyetinin “egemenliği” tamamen tartışma konusudur çünkü Kıbrıslı Türkler anayasanın gereğinin tersine silah zoruyla yönetimden atılmışlardır.
Yukarıda sıraladığım gerçekler medyada gezinti yaparken çok açık bir şekilde ortaya çıkmayabilir ancak sizi temin ederim ki tamamen gerçektirler. Bunları bir yere not etmek gerekir diye düşündüm.

Bunlara Anastasiades hükümetinin Rum tarih kitaplarından 15 Temmuz 1974 darbesini çıkardığını da eklersek ortaya ciddi bir durum çıkar. Rum halkı liderleri ve diğer siyasetçileri tarafından yanıltılmakta ve 1974’te Türk askerinin adaya çıkması tamamen agresif bir saldırı olarak gösterilmektedir. 40 yıl sonra da Rum “egemenliği”ne saldıran ve Rumlar tarafından araştırma yapan gemiyi taciz eden Türk donanmasıdır masalı söylenmektedir.

Anastasiades çılgınlık sınırına gelen tehlikeli bir oyun oynamaktadır. Bunu devam ettirirse tarih kendisine çok da nazik davranmayacaktır.