Levent Özadam - Mesaj Kutusu
Markette çalışan genç adam kesinlikle yanlış yapmıştır…
1 Kilo da olsa 100 kilo et olsa da hırsızlık hırsızlıktır!
Genç adamın buna ihtiyacı mı vardı zannetmiyoruz…
Gençlik heyecanı işte!
Acemilik ya da başka bir şey, çok önemli değil…
Biz patronun yerine olsak polise şikayet etmez çalışanı çağırır al sana bir kaç kilo et derdik!
Genç adam o zaman hayatının dersini alırdı…
Bir daha da saçma sapan gereksiz şeyler yapmazdı!
Aksine işine daha bağımlı olur bundan böyle patronuna daha sadakatle çalışırdı…
Tabi ki bu patronun bileceği bir iş!
Şimdi millet ha keşke bunun parasını biz ödeseydik de genç adam tutuklanmasaydı diyor…
Biz de aynı duyguları yaşıyoruz!
Ama asıl mesele bir kilo et meselesi filan değildir…
…
Vicdandır, yürek sızlamasıdır ama bir de adaletsizliktir!
Genç adam 15 gün hapis yatıp ülkeden ihraç edilip ülkesine gönderilecek…
Adı sanı ve suçu onlarca kez internette geçtiği için gittiği yerde çok büyük ihtimal işsiz kalacak!
Yaşadığı her nerdeyse artık hep sabıkalı olarak kalacak, 1 kilo et çaldığı için kapılar hep yüzüne kapanacak…
İşte bu durum artık ağrımıza gitmeye başlamıştır!
Sadece bizim değil hemen herkesin…
Bir gençlik hatası hem de 1 kilo et meselesi hayatını karartmaya yeterlidir!
İş bulamayınca da ne yapacak;
Karnını doyurmak için hırsızlık yapacak…
Arkasından daha büyük suçlar işleyecek artık onun için gelecek diye bir şey olmayacak!
…
Bu ülke artık suç makineleriyle doludur…
İti, hırsızı ve kopuğu içimizde kol gezmektedir!
Uyuşturucu dahil bir çok yüz kızartıcı suç işlenmekte, silahlar konuşup bıçaklar çekilmektedir…
Geçen yıllarda ülkeden ihraç edilen magandalar her nedense bir bir yasakları kaldırılıp geri gelmektedir!
Bunun adına aile birlikteliği diye de isim koymuşlar…
Alakası bile yoktur bunun!
Burada bile siyasetin çirkin yüzü ortaya çıkmakta, bir iki telefon görüşmesi ya da ricalar işe yaramakta ve yılar önce suç işleyenler geri getirilmektedir…
Çünkü onların arkasında hep bir dayı muhakkak vardır!
…
“Bunun İçinde Bit Yeniği Var!..”
“Bir ihale yapıyorsunuz.
Şartları belli, kuralları, dayandığı mevzuat da belli…
11 yılda yapılıp tam olarak bitirilmesi gereken ihale bir türlü bitmiyor.
KDV bağışlaması, vergi affı derken ihalenin hayli hayli dışında bir sürü bağışlama yapılıyor.
Bitmiyor yine yapılıyor, bitmiyor yine.
Bitti denilip kurdele kesilen bina hâlen bitmemiş.
Elektrik yok, merdivenler çalışmıyor, turistler karanlıkta karşılanıyor.
Son olarak 2 MİLYAR TL’lik bir verginin daha bağışlandığı iddiası…
Kimler ne sözler vermiş, kimler nasıl kalem oynatmışsa bu toplum bundan zararlı çıkıyor.
Kimler nasıl bir alışverişe oturmuşsa o VERİŞ hesabı hiç durmuyor.
Bu işe imza atan, bunu kurgulayan ve bu topluma bu zararı ödetenler hesap vermeli.
Devlet aygıtı olmuş yağma, kim kime dum duma hükümetçilik oynanıyor.
Küçük ve orta ölçekli işletmeler batarken, onlardan toplanan vergiler bir türlü kâr yapan kurumlardan ve şirketlerden toplanmıyor.
Neden? Çünkü CESARET yok!
Neden? Çünkü bu işte bir bit yeniği var!..”
(Tacan REYNAR)
…
MESAJ KUTUSU
Sayın Mehmet HARMANCI, Metehan’ın kanalizasyon projesinin de yapılması şartıyla Külliye inşaatına geç de olsa izin verdiğiniz söyleniyor. Biz de çok merak ediyoruz doğrusu eğer izin verilmeseydi inşaat duracak mıydı yoksa devam mı edecekti. Uzlaşma her zaman iyidir değimli, hayırlara vesile olsun artık…
…
Sayın Faiz SUCUOĞLU, Norveç tatili belli ki işe yaramış gözüküyor, kabine değişikliğini de fırsat bilip parti içi kulislere hız verdiğiniz ve safları bir hayli sıklaştırdığınız konuşuluyor. Bakalım önümüzdeki günler hem ülke hem de partiniz için nelere gebe olacak artık hep birlikte göreceğiz değil mi?
…
Sayın Ahmet NOYAN, bu sıralar doğrusu işler sizin için hiç de iyi gitmemeye başladı. Bu kez de kiracı ve ev sahiplerinin kaldığı sitede susuzluk sorunu başlayınca tepkiler çığ gibi yükselmeye başlamış. Bu arada diğer konuda taraflar arasında uzlaşma sağlandı diye duyduk hadi bakalım hayırlısı…
…
Sayın Oğuz KÖSE, yılların dostu ve yol arkadaşı olduğunuz Bakan Gardiyanoğlu’nun özel kalem müdürlüğüne getirildiğinizi memnuniyetle öğrendik. Sadık kardeş öncelikle kendisine güvenilir bir ekip kurma kararı almış çok da doğru yapmış değil mi?
…
Sayın Dursun OĞUZ, siz bakan olduktan hemen sonra yeni cezaevinde bir takım olayların yaşanmaya başlaması size göre de biraz manidar değil mi? Bu mekanın güvenliği ve bekası için özel bir ekip oluşturarak olup biteni öğrenmeniz doğru olacak görüşündeyiz…
…
Sayın Ziya ÖZTÜRKLER, beklenmedik bir sürprizle bakanlık koltuğunu bıraktıktan sonra bir süre evde istirahat döneminden sonra sokağa ineceğiniz ve özellikle de size yakın örgütlere ziyaretlere başlayacağınız söyleniyor. Bu arada özellikle Güzelyurtlu partililer kabine değişikliğini hala içlerine sindirebilmişler değil…
…
Sayın Hasan Ulaş ALTIOK, Türkiye’de plaj işgallerine karşı havlunu al da gel eylemleri başlatılırken sizin bu konuda hala sessiz kalmanız yadırganmaya başladı. Deniz mevsimi geçmeden önce bir sahil kenarında buluşmak şar oldu değil mi, havlular da kesinlikle bizden olacak…
…
Sayın Erhan ARIKLI, Beşparmaklar’ın altına tünel projesi yıllar önce Ankara tarafından bize önerilmiş ancak dönemin hükümeti bu fırsatı kendi eliyle tepmişti. Bakalım bu hükümetin politikası ne olacak, kesinlikle olması gereken bir projedir bu değil mi?
…
Sayın Mutlu ATASAYAN, bölgenizde eski bir bakan arkadaşınızın eşinin müsteşar yapılması yönündeki söylentiler etrafa yayılınca bazı örgütler isyana hazırlanacak diye duyduk. Ortalık fena karışacak haberiniz olsun istedik…
…
Sayın Hakan FELLAHOĞLU, ilk torun gelince ayaklarınız yerden kesilmiş diye duyduk, bundan daha büyük bir mutluluk da olamaz değil mi? Minik yavruya bir ömür boyu sağlık ve mutluluklar dileriz…