Levent Özadam - Mesaj Kutusu
Dünkü gün en fazla şikayet velilerden geldi…
Orta ve liselerdeki sendika grevi nedeniyle çoğu çılgına döndü!
Biz bu işin sendika ve bakan tartışmalarında değiliz…
Aksine ne halleri varsa görsünler modundayız!
Ama artık inanın ki vatandaşın sabrı taştı, kibarca şikayet eden tek bir kimse bile yok…
İnanır mısınız bir çoğu tarafları bırakıp medya ve mensuplarını suçluyor!
Niye bu işin peşine düşülmüyormuş diye sitem ediyorlar…
Bu konuları daha ne kadar yazacağız bilmeyiz ama biz de kendimize zaman zaman soruyoruz;
Şimdiye kadar yazdık da ne oldu diye…
Olayın aslı şudur;
Dünya raporuna bile yansıyan bizdeki sendikalar toplumun çok ayrıcalıklı kesimleridir…
Zamanında kendilerine verilen bazı haklar şimdi alınmaya çalışılınca da kıyamet kopmaktadır!
Tabi ki burada soru şudur;
Sendikalara ayrıcalıklı hakları kim vermiştir?
Tabi ki siyasi rant uğruna gelmiş geçmiş tüm hükümetler…
Lütfen dikkat ediniz, verilen hakların çoğu ne hikmetse seçimlerden birkaç ay öncesine denk gelmiştir!
…
Sendika hakların tırpanlanacağı gerekçesi ile Bakan Çavuşoğlu’nu öğretmen düşmanı olarak ilan etmiştir…
Diyelim ki de doğrudur!
Peki bunda öğrencilerin suçu nedir?
Onların elinden eğitim hakkı niye alınmaktadır…
Hak hukuk arama bunun neresindedir?
Bakan ile takıştınız diye öğrencileri cezalandırmak da neyin nesi Allah aşkına…
Verin çocuklara eğitimlerini, geceleri gidin bakanın evinin önünde yakın ateşi kurun çadırları!
Ama ertesi günü yine okullara gidip eğitim vermek şartıyla…
Bu arada dünyanın hangi ülkesinde öğretmenlerin ortalama günlük çalışma saatleri istatistiklerde vardır!
Ne olur birkaç saat daha fazla çalışsanız bir yeriniz mi eksilir?
Devlette hem az çalış, hem ikinci iş yap, birileri önüne takoz koyunca da çocukları cezalandır…
Bu konuda halkın öfkesi büyüktür!
Hele velilerin çoğunun çalıştığı bir ülkede greve gitmek kolaycılıktan başka bir şey değildir…
…
Bakan Çavuşoğlu’na gelince…
Kendisini uzun yıllardır tanıdığımıza göre öyle çok kin besleyen birisi filan değildir!
Öğretmen düşmanı olduğunu da düşünmüyoruz…
Ama şöyle de bir gerçek var;
Kendisi 12 yıl önce de İrsen Küçük hükümetinde Milli Eğitim ve Kültür bakanıydı…
O zaman da kendisini iyi takip ettik!
İki konuda söz vermişti…
Birincisi devletteki öğretmenlerin ikinci iş yapmaları konusuydu!
Hakkını vermek gerek bu konuda büyük mücadele verdi…
Bakanlık müfettişlerini sahaya sürdü!
Sonuçta başarılı olamadı…
Sonuçta bu ülkede sistem böyleydi!
Sisteme karşı duran kim olursa olsun ezilip giderdi…
Yani anlayacağınız ikinci iş konusu daha da yoğun bir şekilde devam ediyor!
Devlet okullarında nazlanarak çalışan öğretmenler, özelde saate bile bakmadan çalışıyor…
Tabi mi bunun maddi karşılığını alıyorlar!
…
Bir de tam gün konusu o zaman da gündeme gelmişti…
Bakan tam gün konusunda defalarca açıklama yaptı!
Hatta girişimde de bulundu…
Geldiğimiz nokta ortadadır!
Bir dönem bir ilkokul pilot seçildi, uygulamaya geçildi ama sonu gelmedi…
Bakan Çavuşoğlu son birkaç haftadır yine tam güne geçilecek diye açıklamalar yapıyor hatta dün meclis kürsüsünden de bunu söyledi!
Buna kendi inandı mı bilmeyiz ama biz inanmadık…
Onun için geçelim tam gün hayallerini!
Tam gün eğitim uzun bir süredir artık özel okulların tekelinde devam etmektedir…
Devlet okullarından ümidini kesenler yüksek rakamlara rağmen artık özel okulları tercih etmektedir!
Bundan da yerden göğe kadar hakları vardır…
Zira doğu boşluk tanımaz!
Anında doldurur, siz de ardından sadece baka kalırsınız…
Bu devletin tüm organlarına özel ruhu işlemediği müddetçe bırakın fasa fiso okumayı!
…
MESAJ KUTUSU
Sayın Barış SEL, önceki akşam Güzelyurt Sağlık Ocağı’nda itilip de elindeki silahın patladığı iddia edilen polis memurunun alkollü olduğu yönünde sağlam kaynaklardan ihbarlar yapılmaya başlandı. Bu arada bu konuda yapılan polis açıklamasının niye geç saatlere bırakıldığı da başka bir soru işareti!
…
Sayın Emrah YEŞİLIRMAK, partili her milletvekiline verilen istihdam hakkında siz de bunu yeğeninizden yana kullanmışsınız. Yani gencecik vekiller daha yolun başında nasıl böyle büyük bir hata yaparsanız anlamamız mülkün bile değildir! Bakalım daha neler görüp neler duyacağız!
…
Sayın Şakir ALEMDAR, Din İşleri Başkanı ile girdiğiniz tartışmada sizi Hala Sultan Camisine rahmetli Şeyh Nazım’ın atadığını söylüyorsunuz da niye yine kendisinin sizi oradaki görevden almak isteğini ama kabul etmediğinizi söylemiyorsunuz biraz manidar değil mi?
…
Sayın Akın AKTUNÇ, LTB Başkan adaylığının olmayacağı kesinleştikten sonra bazı siyasi partilerin düğmeye bastığı ve yerel yönetimlerde tecrübeli olduğunuz için adaylık tekliflerine hazırlandıkları konuşulmaya başlandı. Kabul etmez dedik ama bakalım cesaret edip kapınızı çalabilecekler mi?
…
Sayın Hüseyin AMCAOĞLU, 25 Aralık’ta yapılacak olan yerel seçimler için siyasi kulislerde Alayköy ve Yılmazköy’de hayli önde olduğunuz konuşulmaya başlandı. Ancak merkezde durum biraz farklı hiç gecikmeden sağlım bir anket yaptırmanız öneriliyor…
…
Sayın Oğuzhan HASİPOĞLU, bazı belediye başkan adaylarının da açıklandığı parti resepsiyonunda pasta krizi yaşandığı konuşuluyor. İddialara göre kutlama pastasının her nedense artık sipariş verilmesi unutulmuş, mini bir kriz yaşanmış…
…
Sayın Berber MAHMUT, şu sıralar kara kara düşünüp verdiğiniz hizmetlere ne kadar zam yapacağınızın hesabını kitabını yapıyorsunuz diye duyduk. İyi de dördüncü çocuğu yapma kararı alırken müşterilerinize mi danışmıştınız. Bir türlü büyük sözü dinlemiyorsunuz, ayıklayın pirincin taşlarını…
…
Sayın Ahmet SAVAŞAN, partinizin LTB Başkan adayı belli olduktan sonra bir hayli kırgınlık yaşadığınız söyleniyor. Bir ara sizin de adınız geçiyordu ama demek ki ilahlar bu kez çok farklı bir karar ürettiler. Şimdi küskünlük değil partili adayı destekleme zamanıdır değil mi?
…
Sayın Devrim BARÇIN, yasaları okumayı bile tenezzül etmeyen bazı iktidar vekillerinin size hayran olduklarını biliyor muydunuz? Her ne kadar mecliste eleştirseler de dost sohbetlerinde hayranlıklarını gizleyemiyorlar, demek ki doğru yoldasınız…
…
Sayın İzlem Gürçağ ALTUĞRA, yaşanan son gelişmeler de gösterdi ki organ bağışı insan canını kurtarmak için çok büyük bir gereksinim. Eski bakana teklif etmiştim kabul etmedi şimdi sıra size geldi. Hadi birlikte gidelim ve hayat kurtaran şu bağışı gerçekleştirelim, var mısınız?
…