BEDEL ÖDENMEZSE, KİRLİLİK DE ÖNLENEMEZ !...





Çevre kirliliğinin bu ülkenin başına bela olduğunu herkes bilmektedir. Çevreye karşı hoyratça davranışlar, memlekete çok şeyler kaybettirdi ve kaybettirmeye de devam ediyor.

   Genelde bu konularda büyüklerin, küçüklere tam olarak örnek olamaması da etkin rol oynamaktadır. 

   Bugün iki konuya değinmek isteriz. Biri, dün akşam sona eren Fuar Alanı, diğeri de Boğaz Piknik Alanı’dır. 

   Çevre kirliliğinden nasibini alan Boğaz Piknik Alanı’nın yakında, bu kirlilikten kurtarılacağına ilişkin haberler yüreklere su serpmektedir. 

   Lefkoşa’dan ve öteki yerlerden aileleriyle buraya gidenler, en başta çevreden şikâyetçi olmakta, çevre düşmanlığının bu denli tehlikeli boyutlara ulaşmasını hayretle görmektedirler.  


   Bazı sorumsuz kişilerin, mermerden ya da taştan yapılan büyük ocakları bile yıktıkları, ağaçlara zarar verdikleri ve yiyip içtikten sonra, tüm atıklarını çöp bidonlarına atacaklarına veya arabalarına koyarak, evlerindeki çöplere atacaklarına, alanda bırakmaları çirkin görüntülerin artmasına neden olmaktadır.


   Hatta bazı kişilerin tamamen bencil duygularla mangaldaki kömürü söndürme ihtiyacı duymadan piknik alanını terk etmeleri sorumsuzluğun daniskasıdır, kabul edilebilecek bir durum değildir. 


   Tüm uyarılara rağmen sorunların aynen devam etmesi sonucu, buranın icar edilmesine karar verilmesi çevre temizliği bakımından umut vericidir. Piknik yapanlarla gerçekleştirdiğimiz görüşmelerde, herkesin aynı görüşte olduğunu saptamış bulunuyoruz. 


   Piknik yapan aileler, “Başıboş bir piknik alanı değil, geldiğimizde tertemiz, pırıl pırıl bir alan istiyoruz. Böyle bir manzarayı özledik. Bedeli her ne ise de ödemeye hazırız” şeklinde duygularını dile getirdiler. 


   İşte bundan ötürü yazının başlığını da “Bedel ödenmezse, kirlilik de önlenemez” şeklinde koyuverdik. 


   Halkımızın arzu ettiği beklentilerin yerine getirilmesi halinde, bundan hem halkımızın, hem de ülkenin kazanacağını düşünüyoruz.



                                                  FUAR ALANINDA ENGELLİLERE ENGEL…

   Bir diğer üzerinde durmak istediğimiz konu da Lefkoşa’daki Fuar Alanı… İyisiyle, kötüsüyle bir fuar dönemini daha geride bıraktık. Fuarda stantları olanlarla, ziyaretçilerle, hatta yabancılarla da konuşma olanağı bulabildik. 

   Tuvalet sorunundan tutunuz da, ışıklandırmaya kadar çok eksiklikler olduğunu, yıllardan beri park yerine tek kuruşluk yatırım yapılmadığını gözlemlediklerini dile getirdiler. 

   Geçmişe kıyasla alanın ve çevresinin daha temiz olduğuna işaret edenler, herhangi bir eğlencenin, örneğin bir çadır tiyatrosunun olmamasının eksiklik olduğuna parmak bastılar. 

   Bazı engelli, ya da bir kaza sonucu ayağı kırılan çocukların, gençlerin tekerlekli sandalyelerle Fuar Alanı’na ne denli zorluklarla girebildiklerine tanık olurken, insanın kahrolmaması mümkün değil. 

   Evladını Fuar Alanı’na getirebilmek için arabasıyla toprak alana gelip de park edenler, oradan alana girebilmek için bent niteliğindeki engeli aşmak zorunda kalıyorlar ki, bunun adı da ‘işkenceden’ başka bir şey değil. 

   Bu mudur engellilere bu ülkede yapılması gerekenler, bu mudur engellilere gösterilen ilgi?.. Şu veya bu nedenden dolayı iki ayağı üzerine basamayanların çektiği acı ve ıstırap dikkate alınarak, alanda yeni bir düzenleme yapılamaz mı?..
 
   İnsanımıza, engelliye saygı gösteremeyeceksek, onlara her türlü kolaylığı sağlayamazsak yuh olsun!..

   İlgililerin dikkatine getirir, derme çatma fuarlar yerine, her türlü engellinin de hiçbir engelle karşılaşmadan gidebileceği, gezebileceği bir fuar alanını görmek istiyoruz. Herhalde bu da aşırı bir istek olmasa gerek!..