Levent Özadam - Mesaj Kutusu

[email protected]

“Selam Levent Bey,

Ben hem KKTC hem de İngiliz vatandaşıyım, 1940 Lefke doğumlu ama Lefkoşa’da büyüdüm ve İngiliz koloni döneminde İngiliz okulundan mezun olduktan sonra İngiltere’ye gittim.

Şimdi emekliyim ve Girne’deki daireme devamlı gelir ve kalırım. Bütün olumsuzluklara rağmen vatanımı severim.

Şimdiki mevzu Kıbrıslı kardeşlerimizin İngiltere’den gelen vatandaşlara attıkları kazıkla ilgilidir;

Genelde sağlığım çok iyidir fakat bu yaşta kireçlenme oluyor tabi ki. Sol dizime koyu bir ağrı geldi ve evime çok yakın Kamiloğlu Hastanesine gittim, dizime steroid iğnesi vurulmasını rica ettim.

Randevu verdikten sonra doktor beni içeri aldı ve isteğimi söyleyince hemen yapalım dedi.

Bir steroid ilacına başka bir şey karıştırarak (belki ağrı kesici) iğneyi vurdu, ağrı kesici ve krem gibi bir şey yazdı, hepsi on dakikadan fazla sürmedi, fatura için resepsiyona yönlendirdi.

Resepsiyona gidince 5000 Bin TL dediler, neden bu kadar çok deyince doktor bey öyle söylemiş.

Çıkarıp beş bin lirayı nakit verdim ve bana verdikleri makbuzda sadece ismim ve ödediğim rakam yazar, açıklama bölümü boşmuş, kullanılan ilacın ismi, fiyatı, dokturun ücreti hiç yazmaz!

Ertesi gün hastanenin sahibi Kemal Kamiloğlu’nu gidip gördüm bana dedi ki, İngiltere’de özel bir hastanede doktor görmek 200 Sterlindir ama biz İngiltere değiliz, birkaç gün önce Girne Suat Günsel Hastanesinde bir muayene için sadece 900 TL aldılar, yani 27 Sterlin.

Kamiloğlu’na bu nasıl bir vurgun, bir steroid iğnesi için nasıl 5 Bin TL alınır!

Özel hastaneler denetlenir ki, şikayet için bir yol var mı?

Saygılar…

Fevzi ÖGELMAN

Not: Yazılarınızı ve mesajlarınızı internetten her gün okurum”

Polis sadece ceza keserse…

Bizde dert çok…

En az değindiğimiz ise trafik kazaları ve ölümler!

Ölümlü birçok trafik kazası pisine gerçekleşiyor ama kime ne?

Çok da kimsenin umurunda değil…

Örneğin Girne Dağ yolunda gerçekleşen ölümler!

Burada geçtiğimiz yıllarda öğrenci çocuklarımız hayatlarını kaybetti de ne oldu?

Sadece acılı aileler bilir evlat kaybetmenin ne olduğunu…

Hele de karanlık oldu mu bu yolda sürerseniz Allah’a emanetsiniz!

Öyle kötü bir yol ki direksiyon hakimiyetini kaybetmeniz an meselesi…

Sonrası malum!

Ölenlerin ardından gözyaşları…

Ta ki bir dahaki ölümlü kazaya kadar unutuluyor her şey!

Ne yazıp ne çizsek artık nafile...

Gidenleri geri getirmek ne mümkün!

Acımız, büyük, acımız derin ama...

Bundan sonrası daha fazla önem taşıyor artık!

Yeni kazalar olmasın, fidanlar göçmesin diye...

Sosyal medyaya bakın hele!

Herkes birilerini suçluyor, sayıp sövüyor ama ortada hiç bir şey yok...

Elde var sıfır yani!

Suçlamalar da beş para etmiyor artık, bize çare gerek...

Hükümetin alayı pılıyı pırtıyı toplayıp istifa etse ne olacak!

Yeni gelenin elinde sihirli değnek mi olacak...

...

Trafik kazalarında herkesin payına bir şeyler düşüyor...

En tepesinde oturanından en aşağıdakine kadar!

Hepimizin olmalı bu görev ki öncelikle toplumsal duyarlılık gelişsin...

Şimdi üç can gitti diye sosyal medyada feryat ediyor gibi gözükenler önce sürüş halindeyken ellerindeki cep telefonlarını bırakmayı bir yeğlesin!

Bunun örneklerini geçmişte çok yaşadık...

Daha bir kaç sene önce bir hocanım Güzelyurt yolunda elinde cep telefonu ile sürüş yaparken aynı anda sosyal medyada cirit atarken 4 genç kızımızın aracının üstüne çöküp de onları bu hayattan koparmadı mı!

Onun içindir önce biz demek lazım, eğer trafik kazalarında gerçekten kalıcı bir önlem almak istiyorsak!

...

Örneğin trafik polisleri...

Bizim ülkede ne iş yaparlar!

Ya da biz onları ne yaparken görürüz genelde...

Kurallara uymayan sürücüleri enseleyip ceza keserler!

Yapacaklar tabi, kimsenin itirazı yok buna zaten...

Peki ama ne yapmazlar?

Ülke genelinde hem ilçelerin, hem de ilçeler arasındaki yolların durumunu en iyi onlar bilirler ama bunları merkeze taşımazlar...

Olaya buradan da bakmak gerek!

Polisin birinci görevi vatandaşın can güvenliğini sağlamaktır, bunun için ceza yazılacaksa yazılacak ama yolların durumu da göz ardı edilmeyecek...

...

Başta da dedik ya...

Kimseyi suçlamak giden üç canı geri getirmeyecek!

Ama bundan sonrası önemli...

Trafik polisi nasıl kanunları yerine getirip, bazen uyarıp bazen de ceza yazarken kendine yeni bir görev addedecek!

Ellerinde kağıt kalem bütün anayolları gezip eksiklikleri, aksaklıkları, çukur ve gereksiz tümsekleri içeriye bildirecek...

Tabi ki bunu da uygulamaya sokacak olan Polis Genel Müdürlüğü olacak!

Acımız elbette büyük...

Ama artık daha fazla günahsız canların yollarda pisi pisine ölmesine tahammülümüz kalmamıştır...

Bizimkisi naçizane bir tekliftir sadece!

MESAJ KUTUSU

Sayın Sadık GARDİYANOĞLU, dünkü mesajımızdan sonra bu sabah mesainize İhtiyat Sandığı’ndan başlama kararı aldığınızı memnuniyetle öğrendik. Burada çalışan arkadaşların sorunlarını yüz yüze görüşmek daire verimliliğini de artıracak inancındayız, hassasiyetinizden dolayı teşekkür ederiz…

Sayın Kudret ÖZERSAY, Halkın Partisi’nden eski kurmay arkadaşlarınızın parti için hala umut olduğunu onlarla en kısa zamanda geniş katılımlı bir toplantı gerçekleştirmenizi belirten mesajlar göndermeye başladılar. Yeniden toparlanmamak için hiçbir nedeniniz yok hadi hayırlara vesile olsun…

Sayın Serdar DENKTAŞ, yeni parti kurma konusundaki açıklamalarınız kamuoyunda hayli eleştiri aldı. Vatandaş diyor ki madem ki böyle bir düşünceniz vardı eski partinizi niye bıraktınız. Çok da haksız olmasalar gerek değil mi? Yok konu Cumhurbaşkanı adaylığı ise muhalif partilerle işbirliği yapmanız öneriliyor…

Sayın Murat ŞENKUL, göreve geldiğiniz günden itibaren dik duruşunuz ve yılların sorunları çözme gayretiniz sadece bölge halkının taktirini değil ülke genelinin beğenisini kazanıyor, böyle devam ederseniz çok yakında kahraman bile ilan edebilirsiniz. Bu arada sözde şarlatan medyaya dikkat yıpratmak için fırsat kolluyorlar…

Sayın Hakan DİNÇYÜREK, sahte yeşil reçeteler konusunda detaylı araştırmalara başlayıp bunun için özel bir ekip kurduğunuzu memnuniyetle öğrendik. Yakında hiç söz konusu olmayan uyuşturucu ihtiva eden bazı ilaçları da deşifre edecek olmanızı dört gözle bekleyeceğiz…

Sayın Serkan İLSEVEN, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı müsteşarı olarak bakanlığın resmi sitesinin yenilenmesi için gerekli yerlere talimat vermeniz bekleniyor. Makamlarda siz dahil bir çok isim değişti ancak sitenin güncellenmemesi devlet ciddiyetiyle çok da bağdaşmaz değil mi?

Sayın İbrahim BENTER, Minareliköy’de gençler için yapılması planlanan tesislere vatan bilgilendirme yapılmadığı için tepki koyan mesajlar göndermeye başladı. Bu konuda detaylı bir açıklama yaparsanız onlar da kesinlikle gönül rahatlığıyla bu projeyi kabulleneceklerdir…

Sayın Rasıh REŞAT, İngiltere ziyaretinde hiç beklenmedik bir zaman rahatsızlanmanız buradaki dost ve meslektaşlarınızın yüreğini hoplattı. Acil şifalar diler en kısa zamanda daha sağlıklı bir şekilde aramıza katılmanızı dileriz, gelmiş geçmiş olsun…

...

Sayın Halis ÜRESİN, emekliliğin ilk günlerinde yeni ve çok önemli bir makama atanmanız ülkenin tecrübeli insanlara ne kadar ihtiyacı olduğunu da gözler önüne serdi. Yeni görevinizde de başarılı olacağınızdan şüphemiz yoktur, tebrik ederiz...

...

Sayın Alper ÖZSAKINÇ, Sosyal Demokrat Hareketi’nin siyasi parti olma kararı aldığını duyduk, bunu niçin biraz daha düşünmeniz gerektiğini düşünüyoruz. Zira başka büyük partilerle işbirliği yapmak bu süreçte daha iyi olacak kanısındayız, yine de hayırlara vesile olsun diyelim...