Siyaset, senaryolar, kurgular üzerine kurulmuş, iletişimin en kaba şeklidir bir bakıma…

Keskin ama bir o kadar da akılcı kararlarla ilerlemeli siyasetçi…

Sırasında rest de çekmeli…

Bir hodri meydanla başladı memleketteki erken seçim kurguları.

Başbakan Özgürgün’ün restine karşılık, ana muhalefet lideri Tufan Erhürman’ın restini gördüm edasındaki seçim tarihi ortaya atmasıyla, memleketin siyaset kazanı başladı kaynamaya…

Sonra UBP’nin aday belirlemedeki usulü düştü Parti Meclisi’nin tam ortasına…

Bir kazan da burada başladı kaynamaya…

Şu an vekil olanlar otomatik aday, geriye kalanları da Genel Başkan Özgürgün tarafından oluşturulacak bir komite tarafından belirleneceği karara bağlandı önce. Yüksek Seçim Kurulu’nun bu usulün, seçim ve halk oylaması yasasına aykırı olduğuna ilişkin yaptığı açıklama, UBP’de yüzler bir kez daha üyeye çevrildi.

Bugün, Cumhurbaşkanı Akıncı, erken genel seçim tarihi ile ilgili olarak Yüksek Mahkeme Başkanı ve Parti Genel Başkanları ile Meclis Başkanı’nın görüşünü alarak, belirlenen tarih ile ilgili görüşünü ortaya koyacak.

UBP’den konuşmaya devam edersek, ki aday belirlemede en renkli parti olacağa benzer, diyelim ki 50 sandalye için 100 tane aday adayı çıktı üye karşısına…

Bunların 50 tanesi adaylık için üye karşısında gireceği yazılı mülakatı geçemeyecek.

Üyenin yazılı mülakatından başarısız olacak 50 aday adayının içerisinde şu an milletvekili ya da bakan da olmuş olabilir.

Bunların mutlak surette aday olması, yani vekillik sıfatlarının devam etmesi, partinin seçimlerdeki başarısından daha önemli bir noktada olabilir.

Bu yapının oluşması ihtimalini sadece biz değil, siyaset sahnesinde yıllarını geçirmiş tecrübeli parti başkanları da düşünüyordur mutlaka. Hatta, bu küskünlerin oluşması ve kendi partisinden aday olması için kurban adayan parti başkanları da olmuş olabilir.

Siyaset bu ya…

Bütün bu senaryolara karşın, UBP Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün, seçim tarihinin ileriki bir tarihe ertelemesi ve oluşabilecek olası küskünlerin başka bir partiden aday çıkarak, UBP’nin oylarını kırmasını önlemek için zamana ihtiyaç duyacaktır.

Ya partisini ve tabii ki kendisini seçime hazırlamakla uğraşacak ya da küskünleri geri kazanmanın formülleri üzerinde kafa yoracak. Haliyle konsantrasyonun bölünmemesi için iki meseleye de gerekli zamanı harcamak için zamana ihtiyacı olacaktır.

Bu masala göre en erken seçim tarihi, Mart olmalı…

Bekleyip görmek lazım… Tabii siyasette bugünden yarına ne değişir kestirmek mümkün değildir gerçeğini de unutmamak lazım.. Hele bu siyaset, KKTC’de yapılıyorsa…