Levent Özadam - Mesaj Kutusu
leventozadam@gmail.com
Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından Cumhuriyet Meclisi’ne 3 araç ve bilgisayar ekipmanları hediye edildi.
Allah razı olsun.
Zorlu Töre’nin araçlarla ciddi bir sorunu vardı zaten.
Yakıtıydı, plakasıydı, korumasıydı önemli bir sorunumuz ortadan kalktı.
Sanki Mamak Belediyesi, Geçitkale – Serdarlı belediyesine araç hibe ediyor…
Koskoca meclis!
Meclisimizin bile ıvır zıvır eksiğini Türkiyemiz karşılıyor.
Türkiye tabi geri çevirmez elinden geleni yapar!
Dünyanın öbür ucuna nerde darda zorda bir ülke var yardımına koşar!
Meclis başkanımız da Ankara’ya gidip eksiklerimiz var diyor ve yardım istiyor…
Bütçemiz yetersizmiş!
Binamızı yapıyorlar bari bilgisayar ekipmanını almayı becerin.
Doğru düzgün bütçe yapın artık…
Mahcup etmeyin!
...
Sosyal yapımız bozuluyor…
Dikmen’de bir evin arka bahçesinden 2 adet mutfak tipi tüp gaz çalan iki kişi tutuklandı.
Gazimağusa’da iki kuzu kafası ve 4 parça fırın kebabı çalındı.
KKTC’den basına yansıyan dikkat çekici polisiye haberden sadece birkaç tanesi…
Zaman birçok şeyi değiştirdi bu ülkede.
‘Evimizin kapısını biz hiç kilitlemezdik’ den fırından kebap çalmaya, evden tüp gaz çalmaya geldik.
Hırsızlığa maalesef alışır olduk ama asıl canımızı yakan neyin hırsızlığının yapıldığı oldu artık.
Eğer bir ülkede tüp gaz bile çalınır hale geldiyse, fırındaki kebap bile çalınıyorsa durum vahim demektir.
Hayat pahalılığı, zorlu yaşam koşullarının ve ülkedeki insan profilinin ne hale geldiğini düşünün.
Sorgusuz sualsiz toprak satımlarıyla elden giden vatan toprakları, ekonomik krizle değişen sosyal yapı bizi nereye götürecek bakalım…
Bazı sendikaların 24 Kasım takıntısı…
8 Mart 1857 tarihinde ABD'nin New York kentinde grev yapan işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda çoğu kadın 129 işçi can verdi.
İşte o gün tüm dünyada 8 Mart dünya kadınlar günü olarak resmen kutlanıyor.
Şİmdi bugünü şıkır şıkır oynayarak kutluyorsanız, 24 Kasım öğretmenler gününe de hiç laf atmayın.
Hatta dil uzatmayın…
Neymiş, 12 Eylül cunta rejiminin katlettiği aydınların üzerini örterek ilan edilmiş Öğretmenler Günü’nde, Atatürk’ün adı kullanılarak onun öngördüğü tüm tehlikelere kucak açılıyormuş.
24 Kasım kutlama değil, mücadele günüymüş.
Bırakın bunları…
24 Kasım’ı biz, Atatürk’e Başöğretmenlik unvanının verildiği gün olarak kabul ettik ve kutluyoruz.
O gün bugün de Atatürk gibi tüm öğretmenlerimiz başımızın tacı…