Bu kadının tek suçu ‘’devletin adamı (!)’’ olamamak!

Bir kadın.

Yaşı yirmi.

Özel sektörde çalışıyor.

Masa başı iş.

Mesaisi gününe göre uzayabiliyor.

Aldığı maaş malum.

Sağlık sorunu nedeniyle doktora gidiyor.

Bel fıtığı olabileceği söyleniyor.

Belinden MR çekilmesi isteniyor.

Bayram tatili giriyor araya.

Devletteki bir tanıdığı sayesinde bayram sakinliğinden yararlanarak MR’ını çektiriyor.

Raporunu 15 gün sonra alabileceği söyleniyor.

Raporun neden bu kadar uzun sürede alınabildiği konusu farklı bir konu.

MR CD’sini doktoruna göstermek üzere özel kliğinin yolunu tutuyor.

Bel fıtığı tanısı konuluyor.

Acil bir ameliyatlık durumu yok ama ilerlemiş fıtığı nedeniyle fizik tedavi almasının ve istirahat etmesinin şart olduğu söyleniyor.

İstirahat verilse de edemeyeceğini söylüyor.

Doktoruna ilk gittiğinde verilen istirahatin kabul edilmeyerek senelik izninden kesildiğini söylüyor.

Mesai saatlerinde de fizik tedaviye gelemeyeceğini söylüyor.

‘’Bir bakayım durumlara.’’ diyerek topallaya topallaya ayrılıyor doktorunun yanından.

Özetleyelim:

Bir kadın hasta.

Özel sektör çalışanı.

Doktor raporunu patronu kabul etmediği için zorla senelik izni kullandırılıyor.

Tedavisini mesai saatleri içerisinde yine doktor raporuna rağmen alamayacağını söylüyor.

Çalışınca hasta oluyor.

Hasta hasta çalışmak zorunda kalıyor.

Tek suçu özel sektörde, insafsız patronların emri altında çalışmak.

Tek suçu devletin adamı (!) olamamak!

Peki, aynı kadın devlette çalışıyor olsaydı?

Cevabını meclistekiler verebilir mi?