Dün gece Ada TV de Sıkı Siyaset Sohbetleri programında önce olay milletvekili Ejder Aslanbaba’yı ardından da TDP lideri Mehmet Çakıcı’yı ağırladık.
Aslanbaba program sırasında kendisine başbakanın talimatı ile yurt dışı çıkış yasağı konduğunu öğrendi. İlk tepkisi “Neden sadece bana” oldu. Hükümet, hükümet ortağını değil ama hükümete destek veren bir vekili deyim yerinde ise cezalandırma yoluna gitti. Hükümet derken daha doğrusu CTP kanadı.
Oysa CTP eğer adil ve şeffaf olsaydı olayda ismi geçen herkes için bunu yapmalıydı, yapmadı. Güven ve Şeffaflık bir kez daha sınıfta kaldı.
Gelelim gecenin ikinci konuğu olarak ağırladığımız Çakıcı’ya. Çakıcı “Temiz siyaset” sloganı ile yola çıkıyor. Daha ilk günden ortağı olduğu hükümetin ortakları fena halde bir pisliğin içine düştü.
Bu noktada Çakıcı ve TDP’nin duruşu herkes tarafından merakla bekleniyordu. Çakıcı program sırasında düşüncelerini net olarak ortaya koydu.
İlk olarak DP-UG’den yaşanan sürecin kendilerine izahını isteyeceğini söyledi. Çakıcı “Gerekiyorsa DP-UG hükümetten gidebilir” diye de açık açık hükümet ortağına göndermede bulundu. DP-UG’nin bunu hükümet ortaklarına ve topluma anlatması gerektiğini söyledi.
Çakıcı’nın bir diğer vurgusu ise CTP’ye yönelikti. Çakıcı “CTP, DP-UG’yi kolluyor” dedi. Çok net olarak söyledi bunu.
Belli ki yaşananları TDP’nin sindirmesi beklenildiği gibi kolay olmayacak.
CTP ile TDP bu süreçte yaşanan çirkinliklerden ötürü karşı karşıya gelecek.
Siyasetimiz içinde bulunduğumuz hafta belli ki birçok olaya gebe. Gündemi sizler için yakından takip etmeye devam edeceğiz.
Özkan YORGANCIOĞLU: Bakın gördünüz mü neler neler oldu. Ben dememiş miydim bu hükümet işi canınızı fena yakacak diye. Şimdi ayıklayın pirincin taşını ayıklayabilirseniz.
İrsen KÜÇÜK: Dün akşamki aday tanıtım şöleninde moralinizin hayli yerinde olduğunu gördük. Toplanan kalabalık keyfinizi arttırmışa benziyor.
Mehmet ÇAKICI: Temiz siyaset sloganı ile yola çıkan TDP yaşanan son gelişmelerden sonra nasıl aynı çatı altında kalmaya devam edecek?
Bengü ŞONYA: Herkes konuştu bir siz konuşmadınız. Siz ne zaman konuşacaksınız. Merakla bekliyoruz.
Resmiye CANALTAY: Herkes sizi seçim çalışmalarının içindeymiş gibi göstermeye çalışsa da siz Şile sahillerinde güneşin tadını çıkarıyormuşsunuz.
Nazım BERATLI: İlk kez bir vekil adayı gazeteye şortlu demeç verdi. Allah’tan röportajı hamamda yapmadınız.
Güvenç CANTAŞ: Kabak gene sizin başınıza patladı. Ne yapsanız yaranamıyorsunuz değil mi?
Nazmi PINAR: Dün akşam ana haber bültenine ağzınızı bantlayarak çıkmışsınız. İleri demokrasi böyle bir şey işte…
Alihan AKSOY: Adaşım olaraktan sana bu seçimde full destek. Alihan olsun da çamurdan olsun. Yürekten başarılar diliyorum.
Sonay ADEM: Siyasette yaşananlara rezillik diyorsunuz da eskiden olanlar için ne düşünüyorsunuz? Mesela varyant Ahmet mesela Karpaz’da dayak yiyenler…
Atınç KESKİN: Günler sonra nihayet biraz dinlenebilmişsiniz. Aman fazla rehavete kapılmayın zira seçimlere az bir süre kaldı.
Suat DURDU BORA: Dün Başkent Lefkoşa’ya veda etmişsiniz ve seçim bitene kadar Gazimağusa’ya kamp kurmuşsunuz.
Kemal Deniz DANA: Dün az kalsın sahneye çıkarken düşüyormuşsunuz. Nazar boncuğu almakta fayda var. Hakan Fellahoğlu’ndan geçerseniz o size ayarlayabilir.
Mehmet CEYLANLI: Biranda kayboldunuz ortalıktan. Daha durun bakalım bu filmin ikinci, üçüncü bölümü var.
Erkut YILMABAŞAR: İskele’de TDP nin oyları sayenizde her geçen gün artmaya başlamış. Az biraz daha gayret ederseniz neden olmasın.
Mehmet ÇELEBİOĞLU: Güzelyurt’ta oluşturduğunuz seçim merkezi arı gibi çalışmaya başlamış. Özellikle köylerden olumlu haberlerinizi alıyoruz.
GÜNÜN SÖZÜ
“İşte bu nedenlerle sağda başlayan bu rezalet, tüm toplumu etkisi altına alma eğilimi göstermektedir. Buna bir de solda, en genelde dar bazı kesimlerin sözde düzene muhalefet yapacaklar diye ve kendileri dışındaki herkesi, ayni gösterme sözde açıkgözlükleri de eklenince, bu ilkel ve en eski egemen güç politikasının gelişmesine katkı sağlamaktadır. Bu yüzden şimdi, bu en eski, siyasetsizleştirme kampanyasına karşı, cesaretle karşı çıkmak ve bir mahalle baskısına döndürülmeye çalışılan,” hepsi aynidir” masalına karşı durmak gerekir…”
Ferdi Sabit Soyer
BİZİM TEMEL
Temel İngiltere'de oteldeymiş. Oda servisini açıp:
'TU Tİ TU TU TU TU.' demiş.
Oteldeki telaşa kapılmış bu mesajı çözmek için. Oraya buraya haber salmışlar...
Sonunda konsolosluktan bir çevirmen bulmuşlar ve Temel'in ne dediği anlaşılmış:
'2 çay, 222'ye '