Rum tarafında kilisenin çok büyük bir ağırlığı, hatta “kilise siyaseti de yönetebilir" şeklinde” bir algı olduğunu belirten Tatar, “Mesajı gördüğümde gerçekten hayretler içerisinde kaldım. ‘Türk işgaline son vereceğiz’ diyor. ‘Kullandığı dil, nefret dili… Türk işgali söz konusu değil.” dedi.
- Tatar: “Dış Basın Birliği’nin yapacağı çalışmalar ve hizmetler, çok önemli ve kıymetli”
Cumhurbaşkanı Tatar, Burhan Canbaz başkanlığındaki Dış Basın Birliği Yönetim Kurulu üyelerini kabul etti.
Tatar kabulde yaptığı konuşmada, Canbaz'ın Dış Basın Birliği’ni en iyi şekilde temsil edeceğine inanç belirtti.
“Geçmişte sizlerin makamında hizmet etmiş olan ve hayatta olmayan Aslan Mengüç gibi abilerimizi rahmetle anıyorum.” diyen Tatar, Dış Basın Birliği’nin geçmişinde büyük hizmetler vermiş değerli isimlerin yer aldığını kaydetti.
Dış Basın Birliği’nin önemli bir kurum olduğunu kaydeden Tatar, “Dolayısıyla yeni bir bayrak teslimiyeti vardır, sizlere başarılar diliyorum.” dedi.
İçinde bulunulan önemli ve kritik dönemde, Türkiye basınıyla ilişkilerin en üst düzeyde sürdürülmesi gerektiğini ifade eden Tatar, Kıbrıs Türkü’nün mücadelesini bütün dünyaya en güçlü şekilde iletebilmek için Dış Basın Birliği’nin çok önemli bir görevi olduğunu kaydetti.
-Başpiskoposun açıklamaları...
Rum Başpiskoposunun açıklamasına değinen Tatar, “Ne derlerse desinler kilisenin gücü bellidir, başpiskoposun gücü bellidir.” dedi.
Makarios’un da zamanında bir başpiskopos olarak "Kıbrıs Cumhuriyeti"nin Cumhurbaşkanı olduğunu anımsatan Tatar, “Düşünebiliyor musunuz, Kıbrıs'ta iki ayrı halk ve bu iki ayrı halkın kurduğu ortak bir cumhuriyet var. Bir tarafta Müslüman halk, diğer tarafta Başpiskopos Cumhurbaşkanı oluyor. İşte Rum tarafında kilisenin pozisyonu böyle bir pozisyon…"diye konuştu.
Rum tarafında EOKA’nın kuruluş yıl dönümü olan 1 Nisan’da da benzer açıklamalar yapıldığını dile getiren Tatar, kışkırtıcı cümleler ve görüşler ile nefret dilinin asla hazmedilemeyeceğini belirtti.
- “Rum tarafında kilisenin çok büyük bir ağırlığı var”
“Birilerinin ‘biz onların söylediğini kaale almayız’ demeleri sadece kendi değerlendirmeleridir.” diyen Tatar, Rum tarafında kilisenin çok büyük bir ağırlığı, hatta “kilise siyaseti de yönetebilir şeklinde” bir algı olduğunu belirtti.
Tatar, “Mesajı gördüğümde gerçekten hayretler içerisinde kaldım. ‘Türk işgaline son vereceğiz’ diyor. ‘Kullandığı dil, nefret dili… Türk işgali söz konusu değildir.” dedi.
Mehmetçikler ile Mücahitlerin birlikte destan yazdığına işaret eden Tatar, “15 Temmuz 1974'te başarılı olsalardı, bugün burası Yunan adasıydı.” şeklinde konuştu.
Büyük Önder Gazi, Mustafa Kemal Atatürk'ün Kıbrıs’ın düşman elinde olmaması gerektiği mesajı verdiğini kaydeden Tatar, Kıbrıs’ın İngiltere’ye kiralanması ile Lozan Anlaşması süreci ile ilgili konuştu.
Cumhurbaşkanı Tatar; halkın menfaatlerini, çıkarlarını, hakkını, hukukunu, güvenliğini, varlığını ve milli menfaatlerini korumak için mücadele ettiklerini ifade etti.
Uzlaşıcı, diyaloga dayalı, her iki halkın yararına bir iş birliğine hazır olduklarını dile getiren Tatar, ancak Rum tarafının iş birliği yapmaya hazır olmadığını dile getirdi.
- “Sınır kapıları… Yoğunluğun yüzde 65'i Metehan'da”
“Barış ve uzlaşı diliyle bütün bu temaslarımızı sürdürdüğümüzü tekrar ifade etmek istiyoruz.” diyen Tatar, kapılar konusuna da değindi.
Şu anda 9 sınır kapısı bulunduğunu ancak yoğunluğun yüzde 65'inin Metehan'da olduğunu ifade eden Tatar, şöyle devam etti:
“Yeşilırmak'ta oynadıkları oyunu yine bu tarafta oynamaya çalışıyorlar. Şimdi bir adam ‘duvarları yıkacak’ diyor. Duvarları yıkacak diyen zihniyet, bu kapıların açılmasına bile, hala daha olumlu yanıt vermiyor. Geçiş kapılarının rahatlamasıyla sadece Türkler değil, Rum halkı da rahatlayacak…”
Kıbrıs meselesinde halkın doğruları görmesi için herkese görev düştüğünü dile getiren Tatar, doğru siyasetin iki devletli siyaset olduğunu kaydetti.
Türk Devletleri Teşkilatı’nın bazı üyelerinin Güney Kıbrıs’ta elçilik açması konusuyla ilgili olarak ise Tatar “Biz gönül birliğini ve her türlü tarihsel zenginliğimizi Türk Devletleri Teşkilatı içerisinde daha ileriye götürmek için çabalarımızı sürdürmek durumundayız. Ama bu böyle oldu diye, iki devletli siyasetten asla vazgeçmeyeceğiz.” dedi.
Tatar, “Federasyon oyunlarının artık geride kaldığı ve kapandığı bir gerçektir. Bunu ben her zaman halkım ile paylaşıyorum.” şeklinde konuştu.
- TEKNOFEST…. “KKTC tarihi bir buluşmaya şahitlik edecek”
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde 1-4 Mayıs tarihlerinde düzenlenecek ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da katılacağı TEKNOFEST’e çok önem verdiklerini belirten Tatar, “KKTC tarihi bir buluşmaya şahitlik edecek" şeklinde konuştu.
Ülkede gerçekleştirilecek TEKNOFEST’e Türkiye’den ve farklı ülkelerden yoğun katılım olacağını aktaran Tatar, TEKNOFEST’in ülke tanıtımına büyük katkı sağlayacağını söyledi.
Tatar, organizasyonun, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde yapılacak olmasından dolayı Baykar Yönetim Kurulu Başkanı Teknoloji Lideri (CTO) ve T3 Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Bayraktar’a teşekkür etti.
Tatar, Türkiye Cumhuriyeti’nin milli savunma sanayisinin her geçen gün geliştiğini belirten Tatar, "KKTC Mavi Vatan’dadır. Doğu Akdeniz'in en kritik bölgesindedir ve bu bölgede yaşananlar bellidir.” dedi.
- Canbaz: “Vizyonumuz ve değerlerimiz hiçbir zaman değişmeyecek”
Dış Basın Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Burhan Canbaz da geçen hafta genel kurullarını yaptıklarını ve yeni yönetimin oluştuğunu kaydetti.
“Yönetim kurulunda dinamik arkadaşlarımız var. Yönetim kurulunda iki kadın üyemiz de var.” diye konuşan Canbaz, yönetim kurullarının her zaman değişebileceğini ancak vizyon ve değerlerinin hiçbir zaman değişmeyeceğini ifade etti.
Bu vizyon ve değerler çerçevesinde yeni yönetimin yoluna devam edeceğini dile getiren Canbaz, “Mesleği bırakmış ama hayatta olan ya da şu anda hala aktif gazetecilik mesleğini sürdüren abilerimiz var. Onların Dış Basın Birliği’nde verdikleri büyük bir mücadele var. Bizler, şimdiki nesil olarak bu mücadeleyi aynı azimle devam ettirme kararlılığındayız.” ifadelerini kullandı.
Dış Basın Birliği olarak en yakın ilişki kurdukları makamın Cumhurbaşkanlığı olduğunu dile getiren Canbaz, bu dönemde de en iyi şekilde istişarelerini sürdüreceklerini belirtti.