Cumhurbaşkanlığı'ndan verilen bilgiye göre, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, toplantıda, “iki devletli çözüm politikası” ve New York’ta gerçekleştirdiği “gayrİresmî 3’lü yemek” hakkında bilgi verdi.
Kıbrıs Barış Harekatı’nın üzerinden 50 yıl geçtiğini ve büyük değişimler yaşandığını aktaran Cumhurbaşkanı Tatar, Cumhurbaşkanı seçildikten sonra gündeme getirdiği Türkiye Cumhuriyet’nin tam destek verdiği iki devletli çözüm politikasını yürüttüklerini söyledi.
Federasyon görüşmeleri yapılırken, dünyanın Rum tarafını devlet, Türk tarafını cemaat olarak gördüğünü belirten Cumhurbaşkanı Tatar, iki devletli çözüm siyaseti sonrasında Kıbrıs’ta iki ayrı devlet olduğunun dünyada bilinirliğinin arttığını ve kabul gördüğünü ifade etti.
Her halkın kendi geleceğini belirleme hakkının bulunduğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türkü’nün Kıbrıs 1960 kuruluş antlaşmaları ve Lozan Antlaşmalarından gelen müktesep haklarının bulunduğunu kaydetti.
Kıbrıs’ta iki egemen halk olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, “Kıbrıs Rum’u bizden daha fazla egemen değildir. Osmanlı 357 yıl kesintisiz Ada'yı yönetti. Ülkeyi Lozan Antlaşması'ndan sonra 50 yıl yöneten İngiltere Ada'dan çekilirken, iki egemen üst aldı. Kaç askerinin olduğunun sayısını verme zorunluluğu yoktur. İngiliz’in egemen üssü var ancak bizim egemenliğimiz yok mu ? Bu durumu dünyaya anlatıyoruz.” diye konuştu.
Kıbrıs’ın Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye Cumhuriyeti için son derece önemli olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs’ın elden gitmesiyle Türkiye’nin Anadolu’ya hapsolacağını hava ve deniz sahasında hakimiyetini kaybedeceğini kaydetti.
Türkiye Cumhuriyeti’nin Kıbrıs’ı hiçbir zaman unutmadığını anlatan Cumhurbaşkanı Tatar, mücadele yıllarında Kıbrıs’a öğretmen ve komutanlar gönderildiğini vurguladı.
Çoğunluğun azınlığı yöneteceği federasyona karşı olduğunu ve Türkiye Cumhuriyeti’nin de federasyon defterinin kapandığını açıkladığını dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, federal temelde antlaşmanın sıfır asker ve sıfır garanti olduğunu, görüşmelere geçmeden bu durumun şart konulduğunu söyledi.
Resmî ve yeni müzakerelere ancak egemen eşitlik ve eşit uluslararası statünün kabulüyle başlanacağını dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, “Prensiplerimiz bellidir. İletişim ve diyalogdan kaçmayız. Ajandası olmayan yemeğe katıldık çünkü fırsat bulduğumuzda siyasetimizi anlatıyoruz” dedi.
Tek yürek olarak birlikte hareket etme anlayışında olduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Tatar, Tükiye’de gazilerle ve örgütlerle görüştüğünü, Avustralya’ya Cumhurbaşkanı olarak gittiğini ve münasebetleri geliştirdiğini kaydetti.
Yurt dışında yaşayan Kıbrıs Türkleri’ne işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, ”Nüfus sayımız belli, her birine sahip çıkmalıyız. Ülkelerine geri dönmelerini sağlamalıyız. Sektörlerde yaşanan gelişmelerden dolayı geri dönüşlerin yaşanması sevindiricidir.” ifadelerini kullandı.
Türkiye ile ilişkilerin düzeltildiğini anlatan Cumhurbaşkanı Tatar, bu durumun ekonomi, turizm ve yükseköğretime yansıdığını, Türkiye’den sanayi ve ticaret odalarının ziyaretlere geldiğini vurguladı.
Türkiye ve yurt dışına münasebetleri geliştirmek ve mili davayı anlatmak için gerçekleştirdiği ziyaretlerden bazı kesimlerin rahatsız olduğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı Tatar, “Ben her zaman halkımla iç içe ve iletişim halindeyim. ‘Cumhurbaşkanının zor bulunması gerekiyor’ diye eleştiride bulunuyorlar” diye konuştu.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin her geçen gün geliştiğini ve güçlendiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, sivil toplum örgütlerinin önemine dikkat çekerek, milli derneklerle gurur duyduğunu kaydetti.
Toplantıda söz alan dernek ile sivil toplum örgüt başkan ve temsilcileri federal temele dayalı çözüm şeklinin mümkün olmadığını, federasyon defterinin kapandığını belirtirken, iki ayrı egemen devletin varlığına dayalı çözüm şeklinden geri adım atılamayacağına vurgu yaptı. Dernek ve sivil toplum örgüt başkanları yaptıkları konuşmalarda, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a destek ve güvenlerinin tam olduğunu da ifade etti.
Halk Konseyi toplantıları belirlenen takvim doğrultusunda ileriki günlerde de devam edecek.