Evet, daha hükümet kurulmadan propagandalar başladı bile… Esasında Cumhurbaşkanı Dr. Derviş Eroğlu’nun işi kolay değil!..
Seçim tarihi olan 28 Temmuz’a kadar geçici bir hükümet arayışı sürerken, Eroğlu’nun aradığı formül bakalım ne olacak?.. Parlamento’da temsil edilen tüm siyasi partilerin temsilcileriyle bir araya gelen Cumhurbaşkanı Eroğlu, önce CTP, ardından da UBP, DP ve TDP ile görüşmeler yaptı.
Ortaya çıkan fikir, seçime giderken ülkenin hükümetsiz bırakılmaması… Başbakan İrsen Küçük de, ülkenin hükümetsiz kalmaması için, güvensizlik önergesine onay veren 3 partiye ve 27 milletvekiline sorumluluk düştüğünü söyledi.
DP Genel Başkanı Serdar Denktaş da, “Tüm partilerin üzerinde mutabık kalıp, Cumhurbaşkanına önerebileceği ve “Bir teknokrat hükümetten, düşürdüğümüz parti ile hükümet kurmak için 4’lü toplantıya sıcak bakıyorum” dedi.
Esasında geçici hükümet oluşumunda tüm siyasi partilerin uzlaşıya varabileceği bir isim üzerinde mutabakata varmak zor olmasa gerek. Nice isimler var da, burada zikretmek istemiyoruz.
Ancak herhalde siyasi partilerin ‘Ben de evet derim’ şeklinde görüş ortaya koyabileceği isimler vardır bu Mecliste…
Olmasın olur mu?..
Bugün pazar olmasına rağmen yapılacak kulis çalışmaları ve yarın devam edecek olan ortak toplantılar herhalde daha netlik kazanacaktır.
Gelişmeleri takip etmeye devam ederken, bugün pazar ya, köşemizi yine bir kitaba ayırmayı tercih ediyoruz.
Kıbrıs Türk Gazeteciler Cemiyeti olarak geçen gün meslektaşımız, değerli dostumuz Özer Hatay’ı evinde ziyaret ederek, kendisine onur plaketi vermiştik…
Niye?..
Bir süreden beri rahatsız olan ve evinde istirahat etmekte olan Özer Hatay’ın bu topluma hizmetlerinin unutulmaması gerektiği düşüncesiyle yola çıkarak, kendisine bu plaketi verdik. Çünkü Özer Hatay, mücahit olarak da, basın mensubu olarak da bu topluma hizmet etmiş, sesimizi yalnız burada değil, Türkiye’de de duyurmuş, yankılanmasına vesile olan kişilerden biridir.
Uzun yıllar ‘Halkın Sesi’ gazetesinde çalışmış, bu arada ‘Hürriyet’ gazetesinin Kıbrıs Temsilcisi olarak hizmet etmiş, ekonomi ağırlıklı Dünya gazetesinde de görev ifa etmişti…
O günlerin koşulları kolay değildi. Bir Kıbrıs muhabirinin Türkiye’ye veya dış dünyada bir gazeteye, radyoya, televizyona haber geçmesi gerçekten zordu. İşte bu zorluklar içerisinde çalışanlardan biri de Özer Hatay’dı…
Biz onu unutmadık ve Kıbrıs Türk Gazeteciler Cemiyeti olarak kendisini bir plaketle onore etmeye çalıştık.
Bu onur herhangi bir maddi değerle de ölçülemez
Bu vesile ile Özer Hatay’ın ‘Damdan Düşen Adam’ adlı kitabından da kısaca söz etmekte yarar vardır. Kitapta Hatay’ın özgeçmişinden ve önsözden bahsedilirken, çok şeyler anlatılıyor. Örneğin Asmaaltı’ndaki Rumlardan tutunuz da, Lefkoşa Merkezi Cezaevi’ne, Dr. Küçük – Denktaş ilişkisine, Naci Özkaya ile sohbete varıncaya kadar...
“Futbolda Kıbrıs şampiyonu olunca kovulduk’, ‘Saffet Anibal’a şaka’, ‘Kıbrıs için yapılan stratejik hatalar’ , Rum takımlarıyla maçlar’, ‘İsrail’de lobiye pijama ile inince’, ‘Önce haber, sonra ne haber ve Kumsal baskını’, ‘Rum gazeteciler ile İsviçre seyahati’ gibi ve daha nice başlıklar altında yer alan yaşanmış olaylar aktarılıyor kitapta.
350 sayfalık kitapta, Özer Hatay’ın özgeçmişi ile birlikte, İsmail Tansu’nun tarihimize ışık tutan açıklamaları, İsmail Tansu ile röportaj, ‘Çileli meslek: Basında 40 yıl Neriman Cahit’in röportajı, Denktaş’ın açıklamaları ve daha niceleri var.
Hatay, fotoğrafıyla birlikte arka kapakta kaleme aldığı yazıda şöyle diyor:
“Adamın birisi damdan düşmüş ve belini incitmiş. Yerde acılar içinde kıvranıyormuş. Yardımına koşanlardan kimisi ‘doktor çağıralım’, kimisi ‘mahallenin kırıkçısını, çıkıkçısını çağıralım’ diyormuş… Adam “Onu, bunu çağırmayı bırakın da, bana damdan düşen birisini çağırın, benim halimden o anlar” deyivermiş.
İşte ben de ‘Damdan Düşen Adam’ olarak, yaşadıklarımı, deneyim ve tecrübelerimi aktarmayı görev bildim kendime. Damdan düşenlere belki bir faydası dokunur diye…”
Çok önemli bilgiler içeren kitabın okunmasını şiddetle tavsiye ederken, meslektaşımız Özer Hatay’ı kutlar, nice sağlıklı bir yaşam dileriz.