Levent Özadam - Mesaj Kutusu

[email protected]

Klasik bir tanımlama ama doğru…

Vatandaş şu anda sadece geçim derdinde!

Hoş seçimleri ve siyaseti de çok seven bir toplum olarak bizde siyaset hep ön planda ama…

Bu kez olumsuz ekonomik şartlar nedeniyle çok daha fazla canlar yanacak gibi gözüküyor!

Çek yasaklıları ortada…

Mazbatalar ona keza!

Şimdi de dövizin çıldırıp Türk Lirasının erimesiyle birlikte Kıbrıs Türk toplumu tam bir bunalımın içine düşmüştür…

Görüntü odur ki artık sosyal patlamaların tam da eşiğindeyiz!

Bu arada dert var da…

Çare üreten bir kesimi de hala göremedik!

Ancak artık başka büyük sorunlarımız da var…

Yazın ortasında gün geçmiyor ki elektrikler günün her saatinde çat diye kesiliyor!

Haliyle sinirler de tavan yapıyor…

Hani şu bazıları günü geldiğinde hep devlet olmakla böbürlenirler ya!

Ülkede yaşanan sorunlar arttıkça devlete olan güven de gün geçtikçe azalıyor…

Hele de birilerinin düşman olarak gördüğü Güney Kıbrıs’a elektrikte bağımlı hale gelince insan doğal olarak biz nasıl bir devletiz ki ‘düşman’a muhtaç hale getirildik diye soruyoruz!

Öyle değil mi ya…

Eksiksiz tüm organlarıyla devletiz ama komşunun insafına kaldığımız zamanlar devletin nasıl bir devlet olduğu da sorgulanıyor!

Tabi ki devlet ile birlikte devlet adamları da…

Buyurun bakalım devlet adamları…

Şimdi kendinizi gösterme zamanıdır!

Vatandaş, iş insanları, emeklisi ve çalışanı çöktü çöküyor…

Toplum tam da krizin ortasına gömülmüşken bir reçeteniz var mı?

Kriz şimdi patladı ama mesajları çoktan gelmeye başlamıştı…

Ama kimse bunu görmedi!

Belki de görmek istemedi…

Aksine ekonominin iyi yolda olduğuna inanmışlardı çünkü!

Hatta bütçenin yıllardan sonra bırakın denkliğini fazla bile verdiğini söylemişlerdi defalarca kez…

Ya çatır çatır kesilen elektrikler!

Herkes birbirini suçluyor yıllardır yatırım yapılmadı diye…

Yatırım yapılmadığı kesin de bir de kurumda yapılan yolsuzluklar var!

Eski müdür şoförüne fazla ek mesai verdi diye hapis yattı…

Ama asıl soyguncular dışarıda cirit atıyor!

Ne yazık ki gelinen nokta ortada…

Türkiye’deki olumsuz gelişmeler dövizin patlamasına dolayısıyla TL’nin erimesine neden oldu!

KKTC’ye de tüm girdiler dövizle olduğu için hem hayat pahalılığı ortaya çıktı hem de insanlar borçlarını ödeyemez duruma düştüler…

Bir çok iş insanı ve esnaf da dövizle iş yaptığı için sattığı malın yenisini rafa koyamadı ve kriz her geçen gün kendini daha fazla göstermeye başladı!

Ama bizim siyasetçiler geliyorum diyen tehlikeye önlem almayıp sadece iç siyasete oynayınca sorunlar artık patlama noktasına geldi…

İşte devlet adamlığını göstermenin tam zamanıdır…

Dövizin patlamasıyla hem vatandaş hem de iş insanları artık dayanamaz noktaya gelmiştir!

Sorun kronikleşmiştir…

Biz burada yazarız ama çözüm öneremeyiz çünkü işimiz bu değil!

Ama devleti yönetenler ya da yönettiklerini zannedenler çare müessesesidirler…

Ülkedeki insanların refah seviyesini yükseltmek, sorunlara çare üretmek de önce iktidar olanların sonra da bu makamlara talip olanların görevidir…

O zaman, buyurun araziye!

Gösterin devlet adamlığınızı artık…

Ha beceremeyecekseniz de!

Özür dileyip çekip gidin…

MESAJ KUTUSU

Sayın Hüseyin Çavuş KELLE, bakanlık olarak yurt dışından hindi eti getirmek yasaklandı ancak her nedense Güney’den kaçak olarak hindi eti getirenlere göz yumulduğu yönünde ihbarlar gelmeye başladı. Bir araştırın bakalım perde gerisinde kim ya da kimler var, bir de kamuoyuyla paylaşırsanız ne ala…

Sayın Hasan TAÇOY, hem parti içi hem de dışında destek isteme ziyaretlerine başladığınız parti içi muhalefeti güçlendirme gayreti içinde olduğunuz gözleniyormuş. Ama şunu da bilmek gerek mi ansızın bir gece geçmişte olduğu gibi gecenin bir yarısı kapınız çalınıp ziyaretçileriniz gelebilir…

Sayın Erhan ARIKLI, çok yakında ülkenin yeni milli havayolları şirketinin kurulacağından haberiniz var mıydı? Yoksa vardı da bu konuda konuşma yasağı filan mı getirildi acaba, hayli merak ettik doğrusu, nasıl sessiz kaldınız diye…

Sayın Mahmut ÖZÇINAR, belediye başkanı olduğunuz Güzelyurt yıllar önceden denize kavuşmalıydı ancak her seçimde söz verdiğiniz Yayla sahil projesini gerçekleştiremeyince belli ki sonsuza kadar hayal olarak kalacak değil mi?

Sayın Halil TALAYKURT, son günlerde kahve fallarında bir başka makama göz kırptığınız söyleniyor. Artık üç vakte kadar mı olur yoksa be vakte kadar mı işte onu biz değil büyüklerimiz bilir. Dirsek temasını sıklaştırmakta yarar var…

Sayın Mehmet Ali HÜDAVERDİ, Sağlık Bakanlığı özel kalem müdürlüğüne getirildikten sonra bakanlıkta işi olan vatandaşa yaptığınız yardımlar daha şimdiden konuşulmaya başlandı. Umarız diğer bürokratlara de örnek teşkil edersiniz zira bazıları vatandaştan kopmuş durumdalar…

Sayın Güven BENGİHAN, Merkezi Cezaevinde yaşanan olumsuz yorumlar konusunda burasını en iyi tanıyanlardan birisi olarak konuya hassasiyet göstermeniz ve tüm taraflarla görüşüp kamuoyunu bilgilendirmeniz konusunda mesajlarınız geliyor, haberiniz olsun istedik…

Sayın Ziya ÖZTÜRKLER, bakanlık sonrası kısa bir istirahat döneminden sonra parti örgütlerine ziyaretler gerçekleştirip nabız yokladığınız yolunda haberler geliyor. Bu süreçte mümkün olduğu kadar ne etliye ne sütlüye karışmamak sizin için en hayırlısı olacak gibi geliyor bize…

Sayın Cafer GÜRCAFER, hükümet uyuyunca özellikle deprem riski olan okullar için yaptığınız baskılar işe yaramış ve ülke genelindeki okulların tadilatı için kararlar üretilmiş diye duyduk. Siyasilere ara sıra sopa göstermek demek faydalı oluyormuş değil mi?

Sayın Mehmet HARMANCI, son günlerde kent genelinde başlattığınız temizlik çalışmaları vatandaş tarafından memnuniyetle karşılanıyor. Özellikle kuru otların bu sıralar yangın riski yarattığı için zamanlama çok iyi oldu, umarız vatandaş da çevre kirliliği konusunda üzerine düşeni yapar…