11 Temmuz basın günü bu ülkede basının içinde bulunduğu durumu tekrar düşünme bakımından önemli bir gün.
KKTC’de basın sektörü yok oluşa doğru giderken kutlama mesajlarıyla boğulduk.
Teknoloji ile yeniden şekillenen sektör, mevcut sorunların üzerlerine yenilerini ekleyerek çığ gibi büyüyor.
Bir ülkede basının ne halde olduğunu anlamak için öncelikle medya patronlarının kim olduğunu irdelemek gerekiyor.
Tepeden başlarsak basın emekçilerine ve basının ana gayesi olan haber alma özgürlüğünün sağlanmasına kadar inebiliriz.
Bu ülkede yayın yapan yazılı ve görsel basın organlarını şöyle bir düşünün.
İsim vermeye gerek yok!
Ana akım medya diyebileceklerimizin tamamının neredeyse gazetecilikle alakası olmayan iş adamlarının elinde olduğunu bilmeyeniniz yoktur.
Şimdi bunlara Türkiye kökenli iş insanlarının da hızla eklendiğini biliyorsunuz.
Bu ne demek?
Lafı gevelemeden söyleyelim.
Bu, ticari faaliyetlerini yürütürken medya gücüyle hükümetleri yönlendirebilme ve baskı altına alabilmek için yasal yollardan avantaj sağlama olayıdır.
Bu tanım bu işin kibar tanımı.
Kumarhanecinin, elektrik santrali sahibinin, ihale peşinde koşanın niye gazetesi televizyonu olur?
Siz maddi menfaat peşinde koşan patronun tarafsızlığından doğru haberine itibar eder misiniz?
***
Medya sektöründe diğer bir ayak da siyasi parti yayın organlarıdır.
Onlar da siyasi propagandaları için bu sektörü kullanır.
A partisi B’yi kötüler, B partisi A’yı..
Bu mu gazetecilik?
Şimdi teknoloji ile birlikte ne olduğu belirsin haber siteleri ve gazete ön sayfaları peydah oldu.
Canı sıkılan birilerini bombalıyor.
O meydan zaten kontrolsüz, başıboş..
İpini koparan gazeteci artık..
***
Peki bu hengamede kime ne oluyor?
En önemlisi halkın doğru ve tarafsız haber alma özgürlüğü sulandırılıyor.
Ve bu merdiven altı gazetecilik, merdiven altı gazetecilere yaptırılıyor.
Sektöre bir bakın, eğitimli tecrübeli gazeteci, spiker bulmak artık imkansız.
Birçoğu patronların aç gözlülüğü yüzünden sektörü bıraktı.
Bırakamayanlar asgari ücret civarı paralara süründürülüyor.
Meydan yoldan geçenin gazeteci olduğu, spiker olduğu günlere kaldı.
Basın sektöründe patronların ucuz işçi arayışları gerçekten çok vahim..
Yakında Pakistanlı spiker, köşe yazarı, kameraman görürseniz şaşırmayın.
Bu noktada yine en büyük zararı basın emekçileri çekiyor.
Bu zararın en büyük mimarları da maalesef patronların içimizden seçtiği yöneticilerin hatalı kararları oluyor.
Bu meslek ayaklar altına düştüyse bunda hepimizin hatası var.
Patronlar zenginliklerini katlıyor.
Onların seçtiği kaymak tabaka malı götürüyor.
Sırtına bindikleri basın emekçileri de onları taşımaya ve hayatta kalmaya devam ediyor.
...
Tatil yapmak da haram oldu!
KKTC eşsiz kumsalı ve lüks otelleri ile göz kamaştırıyor.
Konaklama fiyatlarıyla ise baş döndürüyor.
Oteller boş kalmıyor yaz aylarında ama kimler bu nimetten faydalanabiliyor?
Tatil için Türkiye’den Kıbrıs’ı görmek için gelenler ve kumarhane düşkünleri
Peki yerli halk bu ülkenin otellerinde konaklayabiliyor mu?
Kaymak tabaka hariç geriye kalan ciddi bir borçlanma yaparak tatil yapabiliyor.
Dar gelirli ve asgari ücretli ise bırakın konaklamayı 5 yıldızlı otellerin günübirlik kullanmaya bile yanaşamıyor.
Oteli bırakın ülke plajlarını kullanmak bile lüks artık.
Kişi başı ödenen ücretler aile boyu düşünüldüğünde altından kalkılacak gibi değil.
Sonuç olarak bu ülkede alın teriyle çalışan orta gelirli ve altı artık otellerde tatil yapamıyor.
Ortalama bir otelin kişi başı geceliği 7 bin TL civarında..
3 kişilik bir aile en az üç gece kalsa 60 bin lira eder.
Ne acı değil mi?
Peki yerli turist için bir kolaylık bir imkan var mı?
Tabi ki yok!
Bu coğrafyanın insanı artık bu topraklarda iş bulamıyor, konut sahibi olamıyor, kirada bile oturamıyor, tatilini yapamıyor.
Özel hastanelerden, özel okullardan faydalanamıyor.
Yurt dışına gitmeye kalksa uçak biletini ödeyemiyor.
Sosyal sınıf farkının en azından yıllar önce hissedilmediği bu güzel topraklarda artık halk zengin ve fakir diye ikiye bölünüyor.
İşte asıl bölünme budur...
MESAJ KUTUSU
Sayın Fikri ATAOĞLU, Bafra Turizm bölgesinde yüksek fiyata el değiştiren bir arazi konusunda bir vekilin adı konuşulmaya başlandı. Kendisinin satıştan çok yüksek miktarda komisyon aldığı iddia ediliyor, konuyla ilgili bilginiz var mı? Bakanlar Kurulu’na bu teklifi kim götürdü?
...
Sayın Günay ÇERKEZ, Ağustos ayı ortalarında ülkenin en modern fizik tedavi merkezini halkın hizmetine açacağınızı memnuniyetle duyduk. Umarız ilgili bakanlık da gereken desteği gösterir sadece paralı değil dar gelirli vatandaş da bu hizmetten yararlandırılır...
...
Sayın Hasan SERTOĞLU, yeni dönemde K.T. Müteahhitler Birliği’nin yeni başkanı olacağınız yönüne iş dünyasında kulisler yapıldığını biliyor muydunuz? Genel kuruldaki seçimlerde çok büyük ihtimalle tek adayın olacağı konuşuluyor, o zaman şimdiden hayırlı olsun diyelim mi?
...
Sayın Aykut HOCANIN, sahte diploma skandalının başka üniversitelere sıçramasına artık sayılı günler kaldığı ve dediğiniz gibi özellikle de deşifre edilecek olan yeni isimlerin dudak uçuklatacağı konuşulmaya başlandı. Umarız bazı yerlerden baskı filan gelmez de adalet işlemeye devam eder...
...
Sayın Sadık GARDİYANOĞLU, G. Mağusa Sosyal Hizmetler Dairesi’nde çalışan birinin sahte diplomadan yargılanmasına rağmen bu arkadaşın niye hala tam maaş aldığı yönünde meraklı sorular gelmeye başladı. Özellikle bakanlık çalışanları konuyu takibe aldı haberiniz olsun istedik...
...
Sayın Metin FEYZİOĞLU, DAÜ tesis ve arazilerinin başka bir işletmeye devri konusunda sizin de aracı olduğunuz yönündeki iddialar üzerine kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi açısından küçük de bir açıklama yaparsanız yanlış değerlendirmelerin de önüne geçmiş olacaksınız...
...
Sayın Emrullah TURANLI, hükümet 600 lira ödemeyenin şalterini kapatırken size özel tarifenin ay sonu devreye gireceğini konusunda iddialı haberler yapılmaya başlandı. Yine dört ayak üzerine düştünüz desenize hadi bakalım hayırlara vesile olsun, bu hükümet olduğu müddetçe sırtınız yere gelmez kıymetlerini bilin!
...
Sayın Abdullah ÖZTOLGALI, denizlerin temiz olduğunu ortaya koyan açıklamalar her nedense kamuoyunda doğru olarak kabul edilmiyor. Sonuçta daha bilimsel ve inandırıcı açıklamalar yaparsanız yaşanan kaosun da önüne geçmiş olursunuz değil mi?
...
Sayın Faiz SUCUOĞLU, ikinci torun da hayata geldikten sonra artık tüm enerjinizi onlar için tüketme kararı almışsınız doğru da yapmışsınız. Kısacık hayatta sağlık ve ailenin en değerli şey olduğunu hiç bir zaman unutmamak gerek, göreceksiniz ki daha fazla gençleştiğinizi hissedeceksiniz...
...
Sayın Özgür YELEĞEN, hafta sonu gönderdiğiniz mesajı geç de olsa aldık konu eğer ekonomi ise en kısa zamanda umarız görüşür daha fazla detaylara gireriz. Genç bir ekonomist olarak çalışmalarınızda başarılar dileriz...
...