Doğu Akdeniz’e kıyısı olan ülkelerde ve adalarda halen fiziksel su sorunu yaşanmaktadır. Bu ülkelerin çoğu su kaynakları açısından komşu ülkelerden gelen suya bağımlıdır.
Küresel İklim düzensizliklerinden olumsuz olarak etkilenmesi beklenen bölgeler arasında Akdeniz bölgesi de yer almaktadır. İklim değişikliği senaryoları bölgede orta vadede yıllık ortalama yağışların 10 kat azalacağını ve sıcaklıkların artacağını ortaya koymaktadır. Bu da özellik suyu bu havzada bir sorun yada işbirliği aracı yapacaktır.
İyimser yada kötümser senaryoların tümüne göre bu bölgede ileriye dönük bir su sorunu oluşacaktır. Havzada yaşanacak bu su sorunları bölge dengelerini olumsuz etkileyecektir. Bölgenin istikrarsızlaşmasına doğrudan veya dolaylı yansımaları olacaktır.
Bölgede su yönetiminin öneminin artacağını gösteren bu gelişmeler en uzun kıyıya sahip Türkiye’yi harekete geçirmiştir. Bu proje ile ilgili Bakanlar Kurulu Kararı 1998 yılında alınmış ve 1999 yılında Fizibilite Raporu onaylanmıştır. Bu tarihten sonra projedeki ilerleme yavaşlamış ancak . 2012'de Türkiye projeyi hızla bitirme kararını alarak kısa bir süre içinde tamamlamıştır.
Bu proje ile Kıbrıs adasında suya dayalı hızlı gelişmeler oluşacaktır. Kıbrıs Adası yakın gelecekte eksikliğini duyduğu Enerji ve Su Kaynaklarına kavuşmuş bir ada olarak bölge istikrarına katkıda bulunacaktır.
Barış Nehri Projesi gerek planlama, projelendirme ve inşaat aşamasında kullanılan yüksek teknoloji bakımından gerekse projenin boyutu açısından dünyada bir ilk olup Türkiye'ye büyük bir prestij sağlamıştır. Doğu Akdeniz bölgesinde hidrojeopolitik açıdan çok önemli bir değişim yaratacak olan bu proje aynı zamanda KKTC'nin suya bağlı ekonomik gelişmesinde yeni ufuklar açacaktır.
Bu çerçevede Türkiye'nin Kıbrıs'a Barış Nehri Projesi suyun, teknolojik ilerlemeye, ekonomik gelişmeye ve sosyal refaha entegre edildiği bir vizyon projesidir.
Bu vizyonla Kıbrıs Adasına bağlanan Türkiye'nin Dragon Barış Nehri projesi siyasi ve ekonomik istikrarın sağlanmasına yönelik yine vizyoner bir anlayışla kullanılmalıdır. Barış Nehri Projesinde Kıbrıs'ın geleceği için suyun sektörel bazda rasyonel kullanımı öne çıkmalıdır. Bu kapsamda hızla gelişen sektörler olan Turizm ve Yüksek öğrenim sektörlerinin 10 yıllık dönem içinde GSMH'daki payının %50'nin üzerine çıkartılması mümkün olacaktır.
Kıbrıs adasında son 30 yılda ortalama yağış miktarının % 40 oranında azalmasına da bağlı olarak KKTC'de tarım sektörünün GSMH'daki payı giderek azalarak %6'ya düşmüştür. Bölge için yapılan iklim modellerinin sonuçları yağışların gelecekte de önemli ölçüde azalacağını ve sıcaklıkların artacağını ortaya koymaktadır. Bu nedenle tarım sektöründe bitki su ihtiyacının giderek artacaktır. Bu suyun tarım sektörüne ayrılması modern sulama teknolojileri kullanılsa bile KKTC'nin sosyo ekonomik gelişmesine istenen katkıyı sağlamayacağı görülmektedir.
Bugün için KKTC'de 15 000 olan turizm sektörü yatak kapasitesinin gelecek 10 yılda 100.000'e çıkartılması Barış Nehri Projesi ile mümkün hale gelmiştir. Aynı Şekilde 2013 yılı itibariyle yaklaşık 50 000 olan yüksek öğrenim öğrenci sayısının da 100 000'e çıkartılması düşünülebilir bir hedef olmuştur.
Barış Nehri Projesi, KKTC'de Turizm ve Yüksek Öğrenin sektörlerindeki hedeflerin önündeki tüm engelleri kaldırarak çok büyük hedefler konmasına olanak tanımıştır.
Bu hedeflere yönelik bir uygulama halen yaklaşık 500 milyon $ olan turizm gelirinin yaklaşık 3, 2 milyar dolara ulaşması, Yüksek öğrenim gelirinin de 400 milyon dolardan 1 milyar dolara çıkarak yılda toplam 4, 250 milyar dolar gelir sağlaması sonucunu doğuracaktır.
Bu gelişmeler adanın dünya ölçeğinde bir turizm ve eğitim merkezi olarak ön plana çıkmasını sağlayacaktır. Turizm sektörü işgücü ağırlıklı bir hizmet sektörü olup, 100 000 yatak kapasitesinin yaratılması durumunda KKTC'de işsizlik sorunu tamamen ortadan kalkacaktır.
Barış Nehri suyunun adaya barış ve istikrar getirmesi suyun akılcı rasyonel kullanılması ile doğru orantılı olarak artacaktır. Bu da Barış Nehri projesi suyunun İçme kullanma, Turizm ve Yüksek Öğrenim sektöründe öncelikli ve yoğun olarak kullanılmasını gerekli kılmaktadır.
Sonuç olarak bu proje ile gelen suyun içme kullanma, turizm ve yüksek öğrenim sektörüne tahsis edilmesi öncelikli hedef olmalıdır. Bunun sonucunda KKTC'de hayat standardı ve sosyal refahın artarak ve tabana yayılarak gelişmiş ülkeler seviyesine erişmesi barış görüşmelerine olumlu yönde çok büyük katkılar sağlayacaktır.
Adada barış ve istikrar için su ve enerji gibi 2 çok stratejik doğal kaynak stratejik bir vizyonla entegre edilerek adanın geleceği için kullanılmalıdır. Türkiye'den bağlanan barış nehri suyu projesi bu entegrasyona katkıda bulunacaktır. Bu da adanın çevresindeki enerji kaynakları potansiyelinin en ekonomik şekilde dünya pazarına ulaştırılması konusunda işbirliği arayışlarının önünü açacaktır. (Kaynak: Hydropolitics Academy-Ankara)