Ülke siyasetine ve Devlet yönetimine yön veren seçilmiş ve atanmışların ortak yanları nelerdir diye sorulsa, icraat ve hizmet kısırlığı demek çok da yanlış olmaz.
Bir diğer ise değişmeyen yüzlerden başkası değil.
Meclisin değişmeyen yüzlerinin zihinlerinde ve vicdanlarında bir değişimi getirmeyecekse, erken bir genel seçiminin ne faydası olur?
Ne yazık ki cevap koskocaman bir hiç.
Böyle düşünmek ise insafsızlık ve acımasızlık mı?
Kesinlikle değil.
Değil çünkü, meclisin değişmeyen yüzlerinin en iyi yaptıkları tek şey, sloganlar üzerinden politika yapmak ve köşeye sıkıştıklarında gizli bir konsensus ile erken genel seçimi her defasında Kıbrıs Türküne yaşatmak.
Gün geçmiyor ki, süslü kelimeler ile günün anlam ve önemine dair yüksek telden açıklamalar ile sosyal medya ve basın üzerinde yeni bir yarışa girilmesin.
İcraat ve hizmet de ise, süslü kelimelerin urubu zerresi kadar yoklar.
Bakanlar ve Bakanlık hayali kuranlar, milletvekilleri ile milletvekili olma hayali ile yanıp tutuşanlar, kendilerini seçilmiş olmaktan öte Bakan olarak görenler, çok Başkanlı siyasi partiler içerisindeki herkes, sloganlar üzerinden siyasetçilik oynamayı politika üretmek zannetme gafleti içindeler.
Çevre gününde en büyük çevreci, 8 Mart tarihinde en büyük kadın hakları savunucusu, milli günlerde en büyük Atatürkçü, AB gününde en büyük barış savunucusu, çocuk hakları gününde en büyük hak koruyucusu, turizm gününde en büyük turizmci, trafik haftasında en iyi sürücü, şehitlerimizi anma gününde en büyük milliyetçi, barış gününde en büyük ilerici ve barış savunucusu, 23 Nisan’da en sevimli çocuk, 19 Mayıs’ta en umutlu genç, yaşlılar gününde en yaşlı onlar, engelliler gününde en duyarlı yine hep “onlar.”
Ama icraat ve hizmet yok, sorunlara kalıcı çözüm yok, meclisin değişmeyen yüzlerinde.
Ve bilmeli ki Kıbrıs Türk’ü, sloganlar ve süslü açıklamalar ile siyaset yaptığını, ülkeye hizmet ettiğini zannedenlerden başkası değildir, bu topraklara da, Devlete de, geçmiş ve geleceğimize de en büyük zararı verenlerin, “onlar” olduğunu.
Geçmişi sömürmek ve geleceği de umut kapısı yapmak en iyi becerdikleri iş.
Kıbrıs Türk’ü tek bir şart ile erken genel seçimi kabul etmeli.
Değişim.
Meclisin değişmeyen yüzlerinden kurtulmak için sandığa gitmeli, Kıbrıs Türk’ü.
Ve Kıbrıs Türk’ünün kötü kaderi olarak Meclisi işgal etmeyi sürdürecekse değişmeyen yüzler, olası bir genel seçime ne gerek var?
Kıbrıs Türk’ü için daha iyi bir gelecek inşa edemeyenler, hak ettikleri dersi almalı artık.
Meclisin değişmeyen yüzleri, hak ettikleri dersi almalı ki, utanmadan, arlanmadan artık sokakta, aklında ve yüreğinde şımarıkça gezmesin, gezemesin.
Çünkü, zihinler ve vicdanların değişeceğine dair en ufak bir umut ne yazık ki yok.
Eski insanlarımız dediği o meşhur laf, Kıbrıs Türk’üne yaşatılan son 30 yılın özeti aslında.
“Fasulyanın yahnisi gelen giden aynisi.”
Ve işte tam da bu yüzden ve siz seçilmişler yüzünden olası bir genel seçim asla olmamalı.
Ve Meclisin değişmeyen yüzleri, sizler yüzünden artık ne fasulyanın ne de yahninin tadı kaldı.