Evde karantina intihar gibi bir şey…

Serbest Kürsü / Levent Özadam

leventozadam@gmail.com

Ülkede artık ev karantinası dönemine girildi…

Haberi duyan arıyor;

Yurt dışından gelecek olanlar ev karantinasına alınınca, evdeki diğer kişiler ne olacak diye…

Soru gayet basit!

Ama belli ki bakanlık böyle bir karar üretirken, bunu hesaba katmamış olacak ki, hesapsız kitapsız bir icraat yapmış oldu…

Bakan Pilli de diyor ki;

“Ev karantinası dünyada başarısız ama biz ev karantinası sistemine geçtik…”

Dünyada başarısız oldu diye, bizde de başarısız olacak diye bir şey yokmuş…

Pardon ama!

Dünyada başarılı olmayan bir sistemin bizde hayata geçmesi de ne demek, bakan önce buna bir açıklama getirmeli…

Siz bakanlık olarak burada vatandaşı bir kobay olarak mı görüyorsunuz yani!

Dahası var;

İlk denemede ev karantinasına uymayanları uyarmışlar, onlar da evlerine geri dönmüşler…

Önce uyaracaklarmış, ikinci de ise ağır cezalar gelecekmiş!

Bunu anlayabilen varsa bize de anlatsın o zaman…

Bu karar uygulanmaya başladı ama eğer devam ederse, başımıza iyi şeyler gelmeyecektir…

Eğer pozitif bir vaka olursa evdeki kim olursa olsun onlara da bulaştıracak ve sonuçta şu anda çok da iyi giden vaka sayısından büyük bir patlama yaşanacaktır!

Güney’de, Türkiye’de, Avrupa ve tüm dünyada vakalardaki rekorları hep birlikte izliyoruz…

Bunlara kıyasladığımızda şu anda pırlanta gibi bir ülkeyiz!

Yoğun bakımda hastamız kalmadı, günlük vakalar bir elin parmaklarının sayısını geçmiyor…

Ama ev karantinası demek böyle güvenli bir ülkeye ateşe atmakla eş anlamladır!

Hani Pilli, başardık diyor ya…

Bu kararda ısrar edilirse başarının, başarısızlığa dönüşmesi gayet açık ve nettir!

Bunu sokaktaki çocuk bile tahmin edebilirken, dünyada başarısız olan bir uygulamayı illa ki devreye koymak, intihardır, ülke insanına yapılacak olan en büyük kötülüktür…

Bu başarısızlığın altından ne bakan ne de ekibi kalkamaz!

Daha geç olmadan vazgeçin deriz…

Bir okulun müdürü arkadaş telefonun diğer ucunda…

Diyor ki;

Okulda sekreterin eşi ve çocuğu Ankara’ya okula kayıt yaptırmaya gitmişler…

Geri dönüşte de 7 gün karantinada kalmışlar, süre bitince de normal hayatlarına dönmüşler.

3 gün sonra da kızları pozitif çıkmış!

Vaka tüm aile fertlerine bulaşmış…

Müdür arkadaş resmen yalvarıyor!

Evde karantina işine girilmesin, sonucunda büyük bir risk var…

Hatta vaka sayılarının yoğun artış gösterdiği Güney Kıbrıs ile de bir süreliğine kapıların kapatılmasını öneriyor!

Onun için evde karantina uygulaması bu toplumun intiharı da demektir…

Yurt dışından gelecek olanların, evlerinde aile fertleri ile birlikte aynı mekanda kalacak olmaları da zaten bu işin ne kadar saçma olduğunun bir göstergesidir!

O evde yaşayan her bir birey, dışarıda, okulda ya da işyerinde fitili çekilmiş bir bomba niteliğinde olacaktır…

MESAJ KUTUSU

Sayın Hasan SUNGUR, dünkü UBP’de sabotajcıların başbakanlığa talip oldukları yönündeki açıklamanız, sadece parti içinde değil parti dışında da en çok konuşulan konuların başında yer aldı. Bu arada açıklamanızı duyan daha fazla ip ucu vermeniz konusunda mesajlar göndermeye başladı…

Sayın Menteş GÜNDÜZ, ikinci tun kurultayında iki aday arasında gelip gittiğiniz bir türlü karar alamadığınız yönünde söylentiler yapılmaya başlandığını biliyor muydunuz? Gerçekten de çok zor bir durum değil mi? Elinizi yüreğinize götürün gönlünüzden geleni kamuoyuyla paylaşın ki söylentiler de son bulsun…

Sayın Faiz SUCUOĞLU, Türkiye’nin sizi hükümetin başında istemediği yönündeki söylentiler boş çıkınca şimdi de dün sabahtan itibaren daha müthiş dedikodular yapıldığını biliyor muydunuz? Allah sabırlar versin artık, umarız bu süreç kazasız belasız atlatılır, zira sonumuz çok hayırlı gözükmüyor…

Sayın Kubilay ÖZKIRAÇ, kurumda önemli gelişmeler yaşanırken sendika olarak sessizliğe bürünmenizin pek hayra alamet olmadığı konuşulmaya başlandı. Şu sizin küçük ortakla birlikte detaylı bir açıklama yapmaya ne dersiniz?

Sayın Tolga ATAKAN, ülkede her trafik kazası sonrası yüreğinizin hopladığı ve böylelikle çaresizliğin ne demek olduğunu çok daha iyi anladığınızı öğrendik. Ülkede her şey kötüye giderken belli nedenlerden dolayı eli kolu bağlı olmak kadar daha kötü bir şey olamaz değil mi?

Sayın Turgay AVCI, dünden itibaren YÖDAK başkan adayları arasında sizin de adınız anılmaya başladı. DAÜ rektörlüğü olmadı ama bu kez umut var mı acaba dersiniz? Hayırlara vesile olsun artık, zorlu bir yarış sizi bekliyor…

Sayın Oğuzhan HASİPOĞLU, olası bir yeni kabinede Dışişleri Bakanlığı makamında en şanslı adaylar arasında bulunuyorsunuz. Yani şöyle tüm vekiller masaya yatırıldığında bu makama sizden daha iyisi de pek yok gibi geldi. Hayırlı olacaksa da olsun deriz…

Sayın Güven ARIKLI, Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde bir adayın eşinin baskılarını açıklayacağınız konusunda çok iddialı konuşmuştunuz. Hadi bakalım şimdi bekliyoruz, gözünüzü kapatıp açıklayın ki basına müdahale edenlerin kim ya da kimler olduğu da ortaya çıksın artık…

Sayın Sezai SEZEN, sizin ön ayak olup ülkeye getirdiğiniz hızlı testleri dünyada uygulamaya başlamadığı diye kabul etmeyenler şimdi dünyada başarısız olan evde karantina uygulamasını başlattılar. Siz bir şey anladıysanız bize anlatın lütfen…

Sayın Şener ELCİL, Cumhurbaşkanı Tatar konusunda son yaptığınız açıklamalar biraz ağır kaçtı ve sonucunda da size mahkeme yolu gözüktü. Bu sadece ülkedeki tansiyonun yükselmesine neden olacak, bir sendika başkanı olarak sizin de sorumluluklarınızın olduğunu unutmamak gerek değil mi?