Gaflet ve dalalet

Trajik bir komedya bile değil artık yaşanan ve Kıbrıs Türküne yaşatılanlar.

Memleketin tek derdi haline geldi ve getirildi, Meclis başkanı seçimi.

Ve krize dönen veya neye kime hizmet ettiği kadar krize döndürülen meclis başkanlığı seçimi ardından yapılan “erken seçim önerisi veya çağrısı” kelimenin tam anlamı ile Kıbrıs Türküne hakaret ve ihanetten başka bir şey değil.

Halk iradesine saygısızlık ise cabası.

“Kişi” ve “kişilerin çıkarlarına” hizmet etme karakteri üzerine kurulu siyaset kurumu, bu topraklara artık hükmetmemeli.

Ülke demokrasisine gösterilen saygı kadar partiler içi demokrasiye de saygı göstermeyi öğrenmek zorunda parti içi güç merkezleri.

Ve parti içi güç merkezleri de “sünnetçi korkusu” verircesine halkın oyları ile seçilen milletvekillerine gözdağı vermekten artık vazgeçmeli.

Başbakan Ersan Saner böylesi bir tercihin bir kriz ve memleket sorunu haline gelmesine izin vermemeliydi.

Ve skandala dönmenin arifesinde olan böylesi bir krizin karşısında da Başbakan Ersan Saner ve kabinenin UBP’li üyeleri ise toplumsal fayda ve kamusal çıkardan ödün vermeyecek bir duruş sergilemeli.

Eğer ateşten gömleği giymekten kaçınmak için değilse tüm yaşananlar.

Ülkede yaşanan ve ivedi çözüm bekleyen sorunları göz ardı etmekten vazgeçmeli, Hükümet.

Özellikle de Hükümetin UBP kanadı.

Meclis başkanlığına önerilen bir milletvekilinin seçilememesi meselesini kriz ve memleket sorunun ötesine taşıyarak erken seçim önerisi ile UBP’li milletvekillerine “sünnetçi korkusu” verilmesi oyununa döndürülmesine bir an önce Başbakan Ersan Saner tarafından son verilmeli.

Kıbrıs Türk siyasetinin seçilmişleri yeniden seçilmenin artık tek koşulunun sadece ve sadece halka hizmet ve Devlete bağlılık olduğunu karakterlerine yerleştirmelerinin zamanı geldi de geçiyor bile.

Keşke Başbakan Ersan Saner, “erken seçim önerisini” yaşanan parti içi bir sorundan dolayı değil de kamu reformu, seçim sistemi değişikliği ve benzer konularda köklü değişikliği sağlayacak yeni bir dönemi başlatacak iradenin Kıbrıs Türk’ünün onayı sunulması adına yapmış olsaydı.

Mesela tüm samimiyeti ile diyebilseydi keşke Başbakan Ersan Saner, meclis statükosunun ortadan kaldırmak ve siyasette gençleşme ve yenileşmeyi sağlama adına “karma oy” sistemine son vermek istiyoruz diye erken seçim tek çare diye.

Mesela açık yüreklilikle açıklayabilseydi keşke Başbakan Ersan Saner, bir daha seçilememek olsa bile bedeli Devletin devamlılığını korumak adına “kamu reformu” için seferberlik başlatıyoruz diye erken seçim tek çare diye.

Mesela cesurca ortaya koyabilseydi keşke Başbakan Ersan Saner, Devletin öz kaynaklarını bugüne kadar hortumlayan ve birilerinin cebine gitmesine göz yumanlardan hesap sorulması için seferberlik dönemine geçiyoruz diye erken seçim tek çare diye.

Ama partisinin Meclis Başkanı adayı onay almadı diye erken seçim çağrısı yapmasaydı keşke Başbakan Ersan Saner.

Ve tüm yaşananlar bir kez daha ortaya koymuştur ki, Meclis-i trajik komedya devam etmekte.

Hükümet ve muhalefeti ile birlikte ülke siyasetinin düştüğü gaflet ve dalalet ise artık Kıbrıs Türk’ünün kaderi olmamalı.