Levent Özadam - Mesaj Kutusu
Bu sıralar en çok UBP’liler dikkat çekiyor…
Bakanlar, milletvekilleri ve diğerleri!
Şimdiye kadar hiç bu kadar sessiz kalmamışlardı…
Muhalefet vuruyor, sivil toplum vuruyor, sosyal medya ona keza ama onlarda derin bir sessizlik var!
Ama fırtına öncesi sessizlik bu…
Aslında için için kaynıyorlar!
Ama gerçekten de büyük bir disiplinlilik örneği gösteriyorlar…
Dün yeni kabine Cumhurbaşkanına sunulduktan sonra UBP’li bir kurmay arayarak dedi ki;
Bu hükümet 2 ay bile dayanamaz!
Sonra ekledi;
Uğra yanıma sana öyle şeyler anlatacağım ki…
Ama aramızda kalacak!
Biz bu tür tekliflere hep olumsuz bakmışızdır…
Anlatacaksan anlatacaksın, ya da hep susacaksın!
Allahın bildiğini niye kuldan saklayacaksın ki…
Dolayısıyla kabul etmedik zaten birkaç güne kadar perde gerisinde yaşananlar muhakkak ki kamuoyuna da yansıyacaktır!
…
Ama genel kanı şu;
Bu hükümet ancak 2 ay dayanabilir…
Muhalefet de böyle düşünüyor!
Süresi çok önemli değil bize göre hava hoş…
Mesleğimiz gereği malzeme sıkıntısı çekmeyiz!
Bize gelenleri okurlarımızla paylaşırız…
Ama şunun da altını çizmek gerek;
Yaşanan olumsuz her olayda aslında içimiz sızlıyor…
Hele de son dönemde bu ülkede hiç yaşanmayanlar yaşanıyor!
Ama hiçbir gelişmenin önünde de aydınlık göremiyoruz…
Göremeyince de içimiz kararıyor!
Kıbrıs Türk siyasetinin içine düştüğü durum vahim ötesidir çünkü…
Hele de devlet ciddiyetinin ayaklar altına alınmasını hiçbir gönül kabul edemez!
Çaresizlikten başka bir alternaif olmayınca daha da beter…
…
Bir de Ankara ile yaşananlar var beterin de ötesinde…
Şimdi koro halinde soruyorlar müdahale var mı yok mu diye!
Geçmişte en azından kendi adımıza defalarca kaleme aldık, kesinlikle var diye…
İnanıyoruz ki gerçeği görmemek ya da görmemezlikten gelmek sadece saflık ya da korkaklık olur!
Bu konularda hep Ankara suçlanır ama buna neden olan bizim yerli siyaset nedense hep ikinci planda kalır…
Doğa nasıl boşluk tanımızsa Ankara’nın durumu da aynıdır!
Senin yapamadığını yapmaya kalkınca ortalık toz duman olur…
Sonra tehlikeye giren ilişkiler!
Abuk sabuk yorumlar…
Şu anki geldiğimiz nokta bundan ibarettir!
…
Şu anda dipsiz kuyunun içine düşmüş bir toplumdan farkımız yok…
Ülkede bunca sorun ve sıkıntı varken hükümet üstüne hükümet kurulması bardağı taşıran son damla oldu!
Ama Sucuoğlu’nu da kutlamak gerek…
Çünkü bu işler cesaret ister!
Girdiği yolda da kararlı gözüküyor!
Ama derdimiz o değil ki…
Diyelim ki tuttuğu yol yol değil ve tökezleyip bir daha gelmemek üzere gitti!
Peki ya ardında kalacak olanlar…
Bizim derdimiz de sıkıntımız da budur!
Çünkü alınan bazı yanlış kararlar siyasiler için bedel olmuyor da fatura hep vatandaşa kesiliyor…
Gidenin kaybetti sadece koltuk oluyor!
Peki ya ülke insanının kaybettikleri, bunu düşünen yok…
…
Ülke siyasetinde bir ilk daha yaşanmıştır…
Üstü çizili Başbakan ile yeni bir hükümet kurmaktan çok uzak olan diğer ortaklar şimdi yeni bir formül ile ortaya çıkarak hükümete devam kararı aldılar!
10 Maddelik bir öneri paketi koydular Başbakanın önüne ve bunun da adına ‘deklarasyon’ dediler…
Aslında muhtıra gibi bir şey anlamında!
İlk 100 gün içinde bunları yaptın yaptın, yapmazsan yine hükümet bozulur diye sanki de göz dağı verdiler…
Maddeler tamamen devlete gelir getirici şeylerden ibaret!
10 Madde sır gibi saklanıyor ama yeni hükümet gelir getirici icraatları nasıl yapacak diye de merak etmeden geçemiyoruz…
Çünkü biz devlete gelir derken insanların ezildiği dönemleri gördük!
Merak ediyoruz aynı anda korkuyoruz da…
…
Gönlümüz ister ki yeni hükümet bizi yanıltsın ve çok başarılı icraatlar yaparak vatandaşa güven ve huzur getirsin…
Bunu gerçekten de yürekten söylüyoruz çünkü bu ülkenin artık güzel şeylere ihtiyacı olduğunu iyi bilenlerdeniz!
Ama işte gelin görün ki iç açıcı hiçbir şey göremiyoruz…
Hele de Ankara ile ilişkilerin kopma noktasına kadar gelebileceği endişesi taşıyoruz!
Evet şimdi yeni hükümet kurulmuş ve güvenoyu aldıktan sonra tekrar resmi bir şekilde devam edecektir ama bize göre de bozulması için geri sayım çoktan başlatılmıştır…
MESAJ KUTUSU
Sayın Ersin TATAR, hükümetin bozulup yeniden kurulması konusunda en fazla eleştiri alanların üst sırasında yer aldınız. Aslında perde gerisinde yaşananları bir de sizden dinlesek acaba kaç kitap yazılır değil mi?
…
Sayın Fikri ATAOĞLU, G.Mağusa’daki restore edilen tarihi şömineli evin özele verileceği konusunda bölgelen yine ihbarlar yağmaya başladı. Bu arada talebin de hayli fazla olduğu göçe çarpıyormuş, aman gözünüzü sevelim yanlış bir karara imza atmayasınız…
…
Sayın Erhan ARIKLI, son dakikaya kadar hükümet ortağı olmaktan çok uzakken Başbakan’a sunduğunuz muhtıra gibi deklarasyonun kabul edilmesi üzerine kararınızdan vazgeçtiğiniz konuşuluyor. Belli ki eğer o güne kadar devam ederse 100 günlük yeni bir hesaplaşma olacak…
…
Sayın Serdar DENKTAŞ, söylediğiniz gibi eğer protokolde bir bit yeniği olmasaydı bunca gün niye muhalefetten ve kamuoyundan gizlenirdi ki. Hele de bir maddeleri okuyun gözlerinize inanamayacaksınız ve aktif siyasete dönmek için can atacaksınız…
…
Sayın İbrahim YORGANCI, bölgenizde G.Mağusa Kaymakamlığı makamına getirilmeniz için yoğun bir girişim başlatıldığını biliyor muydunuz? Hele bir hükümet kurulup güvenoyu alsın da artık sizin konulara da sıra muhakkak gelecektir…
…
Sayın Sunat ATUN, kısa süreli maliye bakanlığı döneminde hayli veri topladığınız ve Kıb-Tek’in bakmasına neden olan gerekçeleri çok yakında kamuoyuyla paylaşacağınızı duyduk. Bu arada birkaç günlüğüne Ankara ziyareti gerçekleştireceğiniz de iddia edilmeye başlandı…
…
Sayın Mustafa BEŞOK, makama gelmeden peşinizden ayrılmayan UBP’li bir kurmayı fena halde kafaya taktığınız ve pek yakında türlü sürprizlerle kamuoyunun karşısına çıkacağınızı duyduk. Hayırdır kim niçin nasırınıza baştı yine!
…
Sayın Mete BOYACI, çok yakında dev şarap üretme tesisiyle iş dünyasında yeni bir kulvarda boy göstereceğinizi memnuniyetle öğrendik. Özellikle üretim ve beraberinde istihdam da gelince değmesinler keyfinize değil mi? Hadi bakalım hayırlara vesile olsun!
…
Sayın Faiz SUCUOĞLU, yeni hükümet döneminiz hayırlı ve uğurlu olsun. Kamuoyu daha ilk günden verdiğiniz elektrikte indirim sözünü önünüze koyacaktır şimdiden bunu da hesaba kitaba koymayı ihmal etmeyin olur mu?
…
Sayın Levent KUTAY, yeni imajınızı biz de sevenleriniz de çok tutmadı sanki. Eski süt gibi halinize geri dönmeniz gerektiği yönünde mesajlarınız geliyor. Fenomen olmak böyle bir şey olsa gerek değil mi?
…