Güzelyurt-Akçay yolunda meydana gelen ve bir askerin şehit olduğu, 11 askerin yaralandığı trafik kazasıyla ilgili yayını nedeniyle Medya Etik Kurulu'nun Gıynık Gazetesi'ni kınadığı ve Türk Ajansı Kıbrıs'ta (TAK) 23 Ağustos’ta servis edilen haberle ilgili TAK’a gönderilen açıklamada, Medya Etik Kurulu’nun gazete hakkında ürettiği ve kamuoyuna açıkladığı kınama kararı, “çeşitli yönleriyle sorunlu ve hakkaniyetten uzak” olarak değerlendirildi.
Açıklamada, “Her şeyden önce bu türden bir ‘yargılama’ sürecinin gerektirdiği asgari gerekliliğin yerine getirilmeyerek, karar öncesinde tarafımızdan görüş ya da savunma nitelikli herhangi bir açıklama talep edilmemesi, sürecin bir tür ‘yargısız infaza’ dönüşmesine yol açmıştır. Öncelikle bu durumu şaşkınlıkla karşıladığımızı belirtmek isterim.” denildi.
Kurul’un “Gazetecilik Meslek İlkeleri’nin birinci maddesine tamamen ters ve aykırı bir dil kullanmayı tercih ettiği” gerekçesiyle eleştirildiği açıklamada, “Bildiğiniz gibi birinci madde gerçekleri sansürsüz biçimde aktarmayı gazetecinin temel görevi olarak tanımlamaktadır. Oysa kararınızda “sansürsüz yayın” kınama gerekçesi olarak ifade edilmektedir. Kastedilenin ‘sansür’ değil, ‘otokontrol’ ya da ‘özdenetim’ olduğunu düşünmekle birlikte, dünyada tarihsel olarak sansüre karşı yükselmiş etik nosyonunu geliştirmekle görevli bir kurulun bu türden vahim bir terminoloji hatasına düşmesini başlı başına 'kınama' nedeni olarak gördüğümüzü ifade etmek isterim.” ifadeleri kullanıldı.
Bahse konu karar metninin Medya Etik Kurulu’nun internet sitesinde yayımlanmadığının da belirtildiği açıklamada, kararın kendilerine de gönderilmediği belirtilerek bu durum "çok garip" diye nitelendi.
Gıynık Gazetesi açıklamasında, “Sonuç itibarıyla, hakkımızda üretildiği söylenen fakat bize iletilmeyen ve başka hiçbir yerde yayınlanmadan sadece devletin haber ajansı üzerinden haber yoluyla dolaşıma sürülen bir kararı görmeden yorumlamak gibi zorlu bir görevle baş başa bırakılmış durumdayız. Her bir sözcüğün büyük önem taşıdığı böylesi bir karara tam haliyle ulaşılamaması siz de takdir edersiniz ki kabul edilebilecek bir durum değildir.” denildi.
Açıklamada, esas itirazın ise kararın özüne ilişkin olduğu vurgulanarak, Gıynık’ın haberinde ne kan ne de şiddet unsuru bulunduğu, kanlı tek bir görüntüye dahi yer verilmediği, şehit olan askerin görüntüsünün de yayımlanmadığı ifade edildi ve “Kurulun hangi görüntüyü, hangi gerekçeyle ‘şiddet’ bağlamında değerlendirdiği karar metninde ifade edilmemektedir.” denildi.
Kaza yeri görüntülerinin yayımlamasının dünyada ve ülkede yeri bir durum olmadığı, ülkede büyük bir trafik sorunu bulunduğu ve bu sorunu görmezden kılacak her türlü anlayışın kamu yararı ilkesine ters olduğu kaydedilen açıklamada, "Bu tür 'gerçekleri' sizin ifadenizle 'sansürlemeyi' öğütleyen anlayış, ülkeyi trafik gibi en büyük ve en yakıcı toplumsal sorunları resmi açıklamalar ve klişe ifadelerle geçiştiren bir haberciliğe mahkum etme tehlikesi taşımaktadır. " ifadeleri yer aldı.
Medya Etik Kurulu’nun kaza anı ve kaza yeri görüntülerini yayımlayan diğer internet gazetelerinden hiç söz etmeden kamuoyunun tüm tepkisini Gıynık üzerine yönlendirdiği eleştirisinde de bulunulan açıklamada, “Gıynık’taki kaza anını ‘şiddet’ sayan Kurul’un, aynı görüntüleri paylaşan diğer yayıncıları nasıl olup da görmediği yanıta muhtaç bir sorudur.” ifadeleri kullanıldı.
Gıynık’ın kamuoyunu en doğru biçimde bilgilendirmeye ve toplumsal sorunların çözümüne katkı sağlamaya gayret ettiğinin kaydedildiği açıklamada, kamuoyundaki tepkilerin etkisiyle alındığı savunulan kınama kararı “geçerli dayanaktan yoksun, hakkaniyetten uzak ve savunmasız biçimde üretilmiş” olarak nitelendirildi.