HALA DAHA “EŞCİNSELLİK” KONUSUNU TARTIŞAN GERİ KALMIŞ BİR ÜLKE KONUMUNDAYIZ.
Çağdaş ve insan haklarına dayalı devlet sistemlerinde her türlü ayrımcılığa yönelik unsurlar ve yasal düzenlemeler teker teker temizlenirken, ülkemizde erkek eşcinselliği halen bir suç olarak görülmektedir.
Ceza Yasası’na yaklaşık 90 yıl önce konulan bu maddenin ellenmeden varlığını devam ettirmesi ve hiçbir iktidarın bu noktada irade sergilememesi çok düşündürücüdür.
Hem Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni kabul edeceksiniz hem de eşcinselliği suç olarak göreceksiniz, bu büyük bir çelişkidir.
İki insan arasında özel hayatlarında yaşadıkları ilişkiye devletin müdahale etmesi tam bir insan hakları ihlalidir. Düşünün ki, iki eşcinsel özel konutlarında ilişkiye girecek ve devlet onların uçkurunun peşine düşerek konuyu yargıya taşıyacak ve insanları cezalandıracak.
Tabii ki kamusal alanda gitsin insanlar seks yapsın demiyorum. Kamusal alanda mutlaka bazı davranışlar ahlak dışı olarak görülmekte ve yapılması hukuki kaidelerle engellenmektedir. Evinizde donla gezebilirsiniz ve ailenizde bu davranış anormal karşılanmaz, çünkü bu ailevi özel hayat içerisinde kalır. Ama parkta donla gezerseniz toplumca ahlaki karşılanmaz, çünkü bu davranış bazı insanları rahatsız eder, bazısını da tedirgin. Ancak zamanla her değer yargısı gibi eşcinselliğin dıştaki görünüm şekli konusunda da zamanla toplumsal kabul ölçütünde zaten oluşacak ve yerini alacaktır.
Eşcinselliğin yasaklanmış olmasını anlamak mümkün değildir. Bu yasağın hiçbir kamu yararı veya kamu menfaati yoktur. Çünkü “eşcinsel olunmaz, doğulur” ve bunu bu yasakçı zihniyetle de engelleyemezsiniz: aksine varolan gerçekliğin örtbas edilmesini ve insanlar üzerinde haksız baskı yaratılmasını ve gereksiz şekilde gizlenmesini sağlarsınız. Unutmayınız ki bazı aileler bu baskı ve gizleme nedeniyle yıkılmaktadır. Çünkü eşcinsel olduğunu gizlemek zorunda olan bir kişi, evlendikten ve çocuk sahibi de olduktan sonra bir şekilde bu halini deşifre ederek aile yuvasının bozulmasına neden olmaktadır.
Dünyada binlerce yıl önceden beri varolan eşcinsellik realitesini kabul etmemek ise tam bir çağdışılıktır.
Yasak olunca eşcinsellik yok mu olacaktır? Dünyanın çeşitli şehirlerinde milyonlar eşcinsel festivalleri yaparken, eşcinsel bakan ve başbakanlar devlet yönetirken biz hala bu konuya tabu gibi bakmaktayız.
Eşcinseller bugün bir çok ülkede askere alınırken, eşcinsellerle evlilik hakkı tanıyan ülke sayısı günden güne artarken biz eşcinsellik olgusunu bile inkar etmekte, yapanları da kodese atmaktayız.
Özgürlükler kullanıldıkça insanoğlu varolduğunu idrak etmektedir. Bırakınız herkes özel hayatını kendi belirlesin, kimi seçeceğine, ruhunun kiminle birlikte olacağına kendisi karar versin. KKTC Devleti gibi özel ilişkileri belirleyici cinsel jandarma rolünden vazgeçelim.
Devlet bu gülünç ama can yakıcı rolünden artık kendini kurtarsın; eşcinsellikle uğraşacağına günden güne artan çocuk taciz ve tecavüzlerine karşı önlem alsın, uyuşturucuyla mücadele etsin, plajlarda bizi sömürenleri ortadan kaldırsın, her türlü zararlı kimyasalı kullanan üreticileri cezalandırıp ortadan temizlesin.
AV. BARIŞ MAMALI