HALTERDE SIFIR ÇEKTİK



Halterde bir devir kapandı.Naim Süleymanoğlu ile başlayan,Halil Mutlu ile devam eden güzel rüya bitti.1988'te Bulgaristan dan ÜlkemÇağdaş anlamdaki halter sporunun yurdumuza girişi Naim Süleymanoğlu ile olimpiyat madalyası ile tanıştık.

Süleymanoğlu'nun başlattığı rüya Halil Mutlu ile devam etti.Böylece ülkemiz olimpiyatlarda altın madalya ile tanıştı.2004 Atina Olimpiyatları'nda 3 altın,1 bronz aldık.2008 Pekin olimpiyatlarında tek gümüş madalya ile teselli bulduk.


2013 Polonya'da Dünya şampiyonasında adeta yoktuk.Pardon yok değil vardık hem de hep podyumdaydık.
Nasıl mı ?


!9 -27 Ekim tarihlerinde Polonya'nın Wroclaw kentimde yapılan şampiyonda bara' takılan ağırlıkların üzerinde TURKEI yazılı idi.yani Türk malı ağırlıklar kullanıldı,bu da bizim için gurur kaynağı oldu.
Halterin dünü ve bugünü...


1890'lara rastlamaktadır, ancak bu tarihten çok daha önceleri, “ağırlık kaldırma” denemelerinin yapıldığı, çeşitli dönemlerde, özellikle her sabah halkasından tutarak haremden has odaya ya da Bağdat Köşkü'ne değin götürdüğü, akşam hareme dönerken de aynı şekilde getirdiği bilinir. Bağdat Seferi sırasında da, askerin gözü önünde bununla idman yaptığı söylenir.


Türkiye'ye çağdaş halter sporu, Galatasaray Lisesi'nin orduda ağır kalkan ve gürzlerle idmanın zorunlu olduğu bilinmektedir. Bu spora Osmanlı padişahları da özel bir ilgi göstermişlerdir. Örneğin IV. Murat'ın mermerden yapılma 102 kg ağırlığında bir gülleyi Fransız öğretmenlerince sokulmuştur. Önceleri aletli jimnastiğin bir parçası olarak yapılan halteri ilk olarak, aynı okulun önce öğrencisi daha sonrada beden eğitimi öğretmeni olan Faik Üstün idman benimsemiştir.



Faik Bey'in 1896 Atlanta Olimpiyatları'nda 112.5 kg kaldırarak şampiyon olan yunan Yataganos'u izledikten sonra 115 kg'lık ağırlıkla günlük çalışmalar yaptığı bildirilmiştir. Faik Bey'in ardından öteki jimnastikçiler (özellikle 1903'te kurulan Beşiktaş Osmanlı Jimnastik kulübü jimnastikçileri), Osman Paşazade Hüseyin Bereket, Ahmet Fetgeri (Aşeni), Mehmet Ali Fetgeri ve Mazhar Kazancı ağırlık çalışmalarını programlarına aldılar. Hakkı Köprülü, Gümrüklü Selahattin, şair ve filozof Rıza Tevfik Bölükbaşı, İhsaniyeli Rıfat, Tuğbay Şevket Kırgül, Bahriyeli Asaf, Kaptan Nezir, Canbaz Rıza, Güreşçi Danyal, Ali Rana Tarhan ve Kenan Öner ise halteri benimseyen öteki öncü sporcular oldular.
 

Jimnastikçilerden sonra güreşçiler de haltere ilgi gösterdiler; Beşiktaşlı Kemal, Mızıkacı Danyal ve Sadi gibi güreşçiler halterde büyük başarılar sağladılar.
Uluslararası alanda katıldığımız ilk şampiyona 1924 Paris Olimpiyat Oyunları oldu. Bu şampiyonaya, Gülleci Cemal Erçman ve Neyzen Şevki Sezgin'den oluşan takımla gidildi. Gülleci Cemal tüy sıklette toplam 345 kg ile 39 halterci arasında 12. oldu, yine Gülleci Cemal 1928 Amsterdam Olimpiyat Oyunları'nda 25 halterci arasında toplam 262.5 kg kaldırarak sekizinci oldu, bu başarılar aynı zamanda uluslararası alanda halter sporundaki ilk başarılarımızdır.



1930'lu yıllarda büyük bir duraklamaya giren halterimiz ancak 1945'e doğru bir kıpırdanma gösterdi. Bu dönemde Esat Kazancı başta olmak üzere Haşim Ekener, İlhan Enülkümen, Mesut Sordum, Boğos Kambur adlarını duyuran sporcularımız oldu. Bu adlar sayesinde o güne değin güreş federasyonuna bağlı bir dal olan halter sporu bağımsız bir federasyon oldu, 1956 yılında Türkiye Halter Federasyonu kuruldu. Bu hamle ile halterde kulüpleşmeye gidilerek yaygınlaştırılması için çabalar harcandı.



Bu dönemde Anadolu, İstanbul Güreş, Bostancı ve Şişli kulüpleri haltere kucak açan ilk Türk kulüpleri oldu.

II. Dünya Savaşı nedeni ile 1940 - 1955 yılları arasında yurt içinde sürdürülen Türk halteri uzun bir aradan sonra uluslararası organizasyonlarda 1957 Tahran'da yapılan Dünya Halter Şampiyonası'na katılarak bir kez daha yer aldı. İstenilen başarıyı yakalayamayan takımımız Kayhan Bora, Nuri Akın, Reşit Örer, Metin Gürman Ferdi Türkdamar ve Serkis Güllap'tan oluşuyordu. Buradan kazanılan deneyim ile düzenli bir şekilde çalışmaya başlayan haltercilerimiz kısa zamanda gelişim gösterdiler. 1959 yılında Beyrut'ta düzenlenen Akdeniz Oyunları'nda 75 kiloda Metin Gürman birinci olarak uluslararası alanda altın madalya kazanan ilk Türk haltercisi oldu.


1961 yılında Viyana'da yapılan Avrupa Halter Şampiyonası'nda Sadık Pekünlü'nün Avrupa 6.sı olması Türk halterinin dünyaya duyurulmasının sağladı. Türk halterindeki bu başarıları 1964 Tokyo Olimpiyat Oyunları'nda yine Sadık Pekünlü'nün toplamda 445 kg kaldırarak 11. olması izledi. 1967 yılında Tunus'ta yapılan Akdeniz Oyunları'nda ise 82.5 kiloda Güner Çevik bronz madalya kazandı. Daha sonra sırası ile 1969 yılında Bükreş'te düzenlenen Balkan Halter Şampiyonası'nda 60 kiloda Salih Suvar ile 67.5 kiloda Sedat Misket ikinci olarak gümüş madalya ve 90 kiloda Sadık Pekünlü üçüncü olarak bronz madalya; 1970 yılında İstanbul'da düzenlenen Balkan Halter Şampiyonası'nda 82.5 kiloda Mehmet Suvar birinci olarak altın, 90 kiloda Sadık Pekünlü ikinci olarak gümüş madalya; 52 kiloda Ahmet Gülal, 67.5 kiloda Mehmet Gül ve Kayhan Suntur, 110 kiloda Ali Hoşfikir ve ağır sıklette Ali Tan üçüncü olarak bronz madalya kazandılar.


1975 yılında Cezayir'de yapılan Akdeniz Oyunları'nda 82.5 kiloda Mehmet Suvar'ın birinci olarak altın, 56 kiloda Bilal Özdoğan'ın üçüncülük kürsüsüne çıkarak bronz madalya kazanmaları Türk halterinin uluslararası düzeydeki başarılarına bir yenisini daha ekledi. 1976 Balkan Halter Şampiyonası'nda Mustafa Ertan birinci olarak altın madalya kazanması ve 1977 Balkan Halter Şampiyonası'nda Mehmet Gül birinci olarak altın madalya almasından sonra halterimiz 1982 yılına değin bir duraklama devresi geçirdi.



1982 Balkan Halter Şampiyonası'nda Hasan Has ve 1983 Akdeniz Oyunları'nda Levent Erdoğan birinci olarak üç altın, beş gümüş ve yedi bronz madalya kazandırarak yeniden halterimizi başarılı günlerine döndürdüler. Türk halteri 80'li yıllar öncesi Avrupa da ilk 10'da, Dünya da ise ilk 20 arasında yerini aldı. 1986 yılında Naim Süleymanoğlu 'nun Türkiye'ye gelmesi halterimizde bir dönüm noktasını oluşturdu.



Naim Süleymanoğlu : 1967 yılında Bulgaristan'ın Mestanlı Köyünde dünyaya gelen Naim Süleymanoğlu haltere on yaşında başladı. Kısa sürede Bulgaristan milli takımına seçildi. 1983'te ABD'de düzenlenen gençler şampiyonasında silkmede 160 kg ile büyükler dünya rekorunu kırdı. 1985 yılında Varna'daki turnuvada rekorlarını koparmada 131.5 kg, silkmede 170 kg ve toplamda 301.5 kiloya taşıdı. 1986 yılında 56 kg'den 60'a çıktı. Aynı yıl toplamdaki rekorunu 335 kilo'ya yükseltti. 1986 yılının Aralık ayında Merlbourne'de yapılmakta olan Dünya Şampiyonası sırasında Türkiye'ye iltica etti. 8 Aralık 1986 Avusturya'nın Merlbourne kentinde Dünya Kupası Şampiyonası esnasında Merlbourne Türk Büyükelçiliğine sığındı ve Ülkemize adına yarıştı.



Halil MUTLU 14 Temmuz 1973 yılında Bulgaristan Kırcaali'de doğdu. Haltere antrenörü İbrahim Elmalı'nın desteği ile 10 yaşında başladı. Ülkesinde gördüğü baskılardan dolayı spora iki yıl ara vermek zorunda kaldı. Ardından 1989 yılının Aralık ayında Türkiye'ye iltica etti. Mutlu, ilk şampiyonluğunu 19 yaşında İngiltere'de düzenlenen Gençler Avrupa Şampiyonası'nda koparma, silkme ve toplamda altın madalya kazanarak yaşadı.
Mutlu bugüne kadar bir kez gençler, 7 kez de büyüklerde Avrupa şampiyonu, bir kez gençler ve 3 kez de büyüklerde dünya şampiyonu olurken, 2004 Atina Olimpiyatlarında Nurcan Taylan, Taner Sağır'la birlikte altın madalya kazanarak 3.kez Olimpiyat şampiyonluğuna imza attı.



Geçtiğimiz yıllarda Hafız Süleymanoğlu, Erdinç Aslan, Fedail Güler, Sunay Bulut, Dursun Sevinç, Ergun Batmaz, Ali Eroğlu, Mehmet Yılmaz, Mücahit Yağcı, Yasin Aslan bayan sporculardan; Aysel Özgür Şule Şahbaz, Derya Açıkgöz, Nurcihan Gönül, Fatma Kabadayı ve Esma Can en başarılı isimlerdir.



Günümüzde Nurcan Taylan, Emine Bilgin, Seda İnce, Sibel Özkan, Aylin Daşdelen, Sibel Şimşek, Bünyamin Sudaş, Sedat Artuç, Ferit Şen, Erol Bilgin, Ekrem Celil, Reyhan Arabacıoğlu, Taner Sağır uluslararası alanda Başarlı sporcularımızdandır.



Ve artık podyumlarda yoluz.....


İzzet GÜNDER