İLETİŞİM ÇAĞINDA VERİLEN MESAJLAR İYİ ALGILANMALI
Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara’dan sonra, ‘gövde gösterisi’ niteliğindeki ikinci mitingini de İstanbul Kazlıçeşme’de gerçekleştirdi.
Televizyon kanallarından izledik. Başbakanın ses tonu yumuşak değildi.
Gezi Parkı olaylarını, ‘Türkiye’nin büyümesini, güçlenmesini çekemeyenlerin oyunu’ olarak tanımladı, içte ve dışta bunların hesabının sorulacağını söyledi.
Ülkemizde de Gezi Parkı eylemine polisin müdahalesini kınayan eylemler gerçekleştirildi.
Kıbrıs Türk halkı, Türkiye’deki olayları, gelişmeleri 1930’lardan, 40’lardan beri, hatta daha öncesinden ilgi, merak ve heyecanla izlemektedir.
Örneğin dedelerimiz, Yunanlıların İzmir’e ayak basmasıyla Kıbrıslı Rumların bayram ettiklerini, sokaklara dökülerek sevinç çığlıkları attıklarını anlatırlardı…
Hatta bu münasebetle tüm kiliselerde çanların çaldığını ve kutlamaların geç saatlere kadar sürdüğünü dile getirirlerdi…
Ya, Osmanlı’nın adayı terk edişinde?..
Kutlamalar doruk noktasına ulaşmış, sirtakiler oynanmıştı…
O dönemlerde, bunları televizyonlardan canlı olarak seyredebilmek mümkün değildi. Gazetelerin haberi fotoğraflı verebilmesi bile meseleydi.
Önce siyah-beyaz fotoğrafın klişesi yapılacak, sayfaya girecek ve sonra da basılacaktı.
Zamanında Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş gibi takımların maçlarını verebilmek, daha doğrusu okuyucuya ulaştırabilmek için transistörlü radyoyu yanımıza alarak dağa çıkar ve o zaman Türkiye’de tek radyo olan Ankara Radyosu’nun frekansını bulmaya çalışırdık…
Maçların sonuçlarını, golleri kimlerin attığını öğrenince de Beşparmak Dağı’ndan Lefkoşa’ya döner ve haberimizi yazmanın mutluluğunu duyardık. Bir imkânsızı başardığımızın sevincini yaşardık…
Hava koşullarının kötü olduğu durumlarda futbol sonuçlarını alamazsak, o zaman da başka bir taktiğe başvurur, şimdi Birleşmiş Milletler (BM) Barış Gücü’nün kontrol ve denetiminde bulunan Lefkoşa Uluslararası Havaalanı’na gider, Türk Hava Yolları (THY) pilotunu bulur ve yardımını rica ederdik.
Kaptan Pilot, o dönemdeki ismiyle İstanbul Yeşilköy Havaalanı’ndaki kule ile irtibata geçer ve maçların sonuçlarını o şekilde öğrenmiş olurduk.
Bırakın renkliyi, siyah – beyaz televizyon bile yoktu. Cep telefonu, internet, SMS nerde gezerdi?.. Bugün bir çırpıda sosyal medyada olup bitenleri öğrenebilirsiniz. Dünyanın neresinde olursanız olunuz, haberleri anında sosyal medyadan, internetten, radyo ve televizyon kanallarından canlı olarak izleyebilirsiniz.
Nerdeydi eskiden böyle olanaklar?..
İletişim çağında öylesine hızlı gelişmeler olmaktadır ki, ne tür önlem alınırsa alınsın, bunları önleyebilmek mümkün değildir.
Bilgi çağında vatandaşın, art niyet olmaksızın düşündüğünü özgürce ifade edebilme hakkı inkâr edilemez. Bu konuda baskı uygulamak, zor kullanmak bir süre için kitleleri sindirebilir. Ancak uzun sürede bu da kâr etmez.
Önemli olan, hak arayışlarında bir takım iç ve dış mihrakların oyunlarına gelmemek, tahriklere kapılmamak, başka amaçlar güden provokatörlere alet olmamaktır.
İyi niyetli ve haklı eylemler, bir yerde hak arayışı, yanlışlara dikkat çekici ve uyarıcı niteliktedir. Yeter ki, verilen mesajlar iyi algılansın!