Bugün DPUG Genişletilmiş MYK’ sı ve ardından da Parti Meclisi toplanacak ve yerel seçimlerle iligli nihai kararını verecek.
Pazartesi günkü başyazımızda da belirttiğimiz gibi, bir önceki Genişletilmiş MYK toplantısında “Hükümetin asla bozulmaması” konusunda ittifakla karar alınmış, yerel seçimlerle iligli ise şu 4 görüş çarpışmıştı.
a)DPUG seçimlere yalnız girsin.
b)DPUG seçimlere CTP ile işbirliği yaparak girsin
c)DPUG seçimlere UBP ile işbirliği yaparak girsin
d)DPUG seçimlere UBP ile belirli yerlerde işbirliği yaparak girsin.
Bu 4 görüşü savunan arkadaşların tümünün de gerekçeleri gerçekten güçlü idi. Merak eden Pazartesi günkü yazımızı internetten bulup okuyabilirler.
Neticede o ana kadar tartışmaları sadece dinleyen Genel Başkan’ın; “Bu konuda örgütlerin de ne düşündüğünü öğrenip, ondan sonra bir karara varalım” teklifi üzerine örgütlerin nabzının yoklanmasına karar verilmişti.
Bir hafta içerisinde Milletvekilleri başta olmak üzere DPUG yetkilileri, tabanın nabzını tutmak için seferber oldu.
Tabanın nabzının ne durumda olduğunu bu akşam hep birlikte öğreneceğiz.
Ayrıca bu akşam Kadem’in yerel seçimlerle ilgili anketini de göreceğiz.
Bu anket çalışması da bizlere ışık tutacak.
DPUG’de ki bu çoğulcu demokratik yapının diğer partilere de örnek olmasını diliyorum.
Geçelim;
Ben, bu konudaki şahsi düşüncemi daha önce yazmıştım.
Ben DPUG’nin UBP ile bu seçimlerde işbirliği yapmasını arzu eden gruptanım.
KKTC siyasetinde her zaman “Sağda İşbirliği” konusunu savunan birisi olarak benim, farklı bir düşüncede olmam elbetteki söz konusu olamaz.
Ne var ki son kararı, DPUG MYK’sının tavsiyeleri doğrultusunda Parti Meclisi verecek. Herkes de bu karara saygılı olacak.
Ne yazık ki UBP cenahından gelen mesajlar, bu işbirliğini torpilleyen ve DPUG’de bizim gibi düşünenlerin elini zayıflatan cinste mesajlar.
Geçtiğimiz gün Kanal T’ye bir röpörtaj veren UBP Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün, DPUG Genel Başkanını “Samimiyetsizlikle”, DPUG’yi “Küçük Düşünmekle” suçladı.
Yetmedi, dünkü Meclis görüşemelerinde UBP adına konuşan Nazmi Çavuşoğlu da Serdar Denktaş’ı 366 kişiye verdiği sözü tutmamakla itham etti.
Bu lafların hepsine cevap vermek ve söyleyeni söylediklerine bin pişman etmek mümkün. Ama ben, bu hassas ortamda daha itidalle davranılmasını istiyor, hiç kimsenin gerginlik yaratacak sözler sarfetmesini uygun bulmuyorum.
Siz, Serdar Denktaş’ın ağzından süreçle ilgili herhangi bir şey duydunuz mu? Hasan Taçoy’un ağzından bir haber yayınlandı. Taçoy anında yalanladı.
Keşke aynı duyarlılık UBP yetkililerinde de olsa.
Öte yandan bilinmesini isterim ki; UBP ile işbirliğini savunan ben, geçtiğimiz yerel seçimlerde UBP’lilerin ne kadar samimiyetsiz ve gayri ciddi olduklarını gördüğüm için, “UBP’nin samimiyetine kefil misiniz?” sorusuna cevap verememiştim.
Aynı tereddütü yaşamaya devam ediyorum.
ERHAN ARIKLI