Serbest Kürsü / Levent Özadam
Türkiye de dahil tüm dünya şu sıralar ne yapıyor biliyor musunuz?
Salgının ilk başladığı günlerde evlerinin yolunu unutup kendilerine feda ederek hastanelerde kalan, bir can kurtarmak için kendi canlarını ortaya koyan sağlık çalışanlarını onurlandırıyor...
Kimi yerde sağlık çalışanlarına özel izinler verildi!
Kimine ücretsiz tatil hakkı...
Kimilerine de birkaç maaş ikramiye!
Elbette burada onore etmenin maddi bir değeri yok...
Çalışanlar da zaten maddi kazanımlar peşinde değil!
Cana can katmak için zaten canı pahasına evinden uzak bir düşünce tarzı belli ki maddi değerlere çok da önem vermeyen bir şahsiyettir...
Ama hepimiz yeri geldi mi duygusalız işte!
Gün gelir sırtımızın sıvazlanmasını bekleriz...
Sıcak bir gülüş, birkaç güzel kelime, kendinizi gerçekten değerli hissettirecek bir takım eylemler!
...
Sahi onlar biz evlerde kapanırken bizim kahramanlarımız değil miydi?
Hükümet yetkilileri ve hele de ilgili bakanlık ‘onlar bizim kahramanımızdır’ dememişlerdi?
Onlar hakkında çok yazılar yazıldı oysa...
Gazete sayfalarında hep birlikte yaşadıklarını ve tabi ki duygularını okuduk bolca!
Ölümle nasıl burun buruna geldiklerini...
O şartlarda bile görevlerinin başından ayrılmadıklarını!
Günde birkaç saatlik uykuyla dinlenip tekrar hastaların başında nöbet tuttuklarını...
Eş ve çocuklarıyla günlerdir ayrı kalıp sadece görüntülü telefon sohbetlerinde görüşebildiklerini!
Belli ki unuttuk o günleri çok çabuk...
Unuttuk çünkü vefasız bir toplumuz biz!
Sadece toplum mu?
Ya hükümet ettiklerini zannedenler?
Sizler onları ülkenin gizli ve sessiz kahramanları ilan etmemiştiniz yoksa?
...
Yaptıkları onca özveri sonrası aylar geçmesine rağmen ek mesailerini bile alamamışlar...
Kimsenin de umurunda bile olmamış bu!
Çok eminiz ki onların asıl kırıklığı ek mesai ücretleri filan da değil...
Bir zamanlar kahraman ilan edilirken şimdi bir kenara itilmek!
Devlet eliyle değersizleştirilmek...
Eminiz ki dertleri para pul değil unutulup bir aynı zamanda geçmişin de unutturulmaya çalışılması!
Vefa sadece İstanbul’un bir semtidir diye bir söz vardır ya...
İşte ondan çok farklı olmayan bir durumdur bu!
Kullanılıp kullanılıp sonra bir kağıt parçası gibi buruşturulup çöp sepetine atılmak...
Hele de bu devletin eliyle olunca yürek sızlaması bir başka acı verir insanlara!
...
Konuyla ilgili yaşanan süreçte de birkaç kez işaret etmeye çalışmıştık...
Sadece toplum olarak değil devlet olarak onları bağrımıza basalım diye!
Bunu niye söylemiştik, çünkü devletin tepesinde oturanlar öncelikle onları kahraman ilan etmişlerdi...
Onlara güvendik de söyledik hep bunları!
Zira onlara hepimizin de öncelikle can borcumuz var...
Vefalı olmak gibi de sorumluluğumuz!
Çünkü vefa gerçekten de sadece İstanbul’un bir semti değil sadece...
Dedik ki, turizm sezonu bu sene artık belli ki tüm umutlarını seneye taşıyacak!
Oteller neredeyse bomboş...
Devlet aracı olsun onlara aileleriyle birkaç gün olsa da tatil imkanı sağlasın!
Bu kadar mı zor bunu hayata geçirmek...
Kahraman dediniz yüzünüzde maskelerler onlarla pozlar verdiniz!
Sahte gülüşlerle verilen pozlar mıydı onlar yoksa...
Çok ama çok ayıp ediyorsunuz!
Bu günleri bir kenara yazın ve bir yerlerde dursun...
Salgın eski etkisini yitirmiş olabilir!
Ama bir daha olmayacak diye de bir kural yok...
Bırakın salgını biz onlara sadece böyle günlerde muhtacız!
Günü gelecek onların vicdanlı ellerinde olacağız...
Hele de devleti yönettiklerini sananlar!
İşte o an geldiğinde hiç mi yüzleriniz kızarmayacak...
Hepimize, en çok da sizlere ayıplar olsun!
MESAJ KUTUSU
Sayın Ali PİLLİ, pandemi döneminde evinin yolunu unutup kendilerini hastalara adayan sağlık çalışanlarını ne çabuk unuttuk! Bir zamanlar onlar sizin de bizim de kahramanımız değil miydiler? Ek mesailerinin bile ödenmemesi bu devletin en büyük ayıplarından biridir. Umarız vefa duygularınızı hatırlar onları bir şekilde onore edersiniz!
...
Sayın Ersin TATAR, Ocak ayında bir erken seçim mesajı vermeniz bazı çevreleri fazlasıyla rahatsız etmiş görülüyor. Madem ki erken seçim için gerekçeleriniz var hükümeti şimdi niye bozup gereğini yapmıyorsunuz ki! Muhalefete kendi ellerinizle malzeme veriyorsunuz!
...
Sayın Kemal Deniz DANA, Koop-Bank istihdamlarına karşı duruş sergileyip soruşturma başlatacağınızı duyduk. Hayırdır elinizde güçlü belgeler var mı yoksa sadece şikayetten mi ibaret. Bu konuda kamuoyuna açıklama yapmak gibi bir sorumluluğunuz var!
...
Sayın Suat GÜNSEL, çalışanlarınızın bir bölümüne imza attırıp okul içinde hizmet verecek özel bir şirkete nakil etmeye başladığınız konuşuluyor. Tedirgin olan çalışanlarınız sitem mesajları gönderiyor haberiniz olsun istedik!
...
Sayın Sibel SİBER, uzun bir aradan sonra siyasette yeni bir oluşum sürecinin başlayabileceği yönünde mesajlarınız gelmeye başladı. Son günlerde bu konuda siyasi kulisleri ve ziyaretleri bir hayli artırmışsınız. Hayırlara vesile olsun artık...
...
Sayın Olgun AMCAOĞLU, Güney’de hükümet tüm kamu araçlarına GPS sistemi yerleştirerek yaşanabilecek suistimallerin önüne geçti. Artık böyle bir sistemin bizde de icraata dönüşmesi çok da iyi bir amme hizmeti olacaktır değil mi?
...
Sayın Salih ABBASOĞLU, Devlet Üretme Çiftlikleri Müdürü olarak kurbanlık kuzu fiyatlarını kilo başına 30 TL’ye düşürünce ilk günden tükenmiş! Demek ki insanımız ucuz ete hasret günler yaşıyormuş değil mi? Bu konudaki çalışmalarınızın devamını bekliyoruz...
...
Sayın Ferdi Sabit SOYER, ülke siyasi tarihine o kadar hakimsiniz ki televizyon programlarında bunu gösteriyorsunuz. Bu konuda artık tarihe hediye etmek üzere bir kitap yayınlama zamanı gelmedi mi? Bir düşünün deriz...
...
Sayın Hasan CANPOLAT, berberiniz yanlış yere ustura vurunca 40 yıllık bıyıklarınız da gitti diye duyduk. Bu arada yeni imajınız sizi daha da gençleştirmiş diyorlar aman bunu sizin hatun duymasın...
...
Sayın Serhat AKPINAR, Ankara’ya çıkarma yapıp bakanlar ve diğer yetkililer ile yoğun görüşmeler yapmışsınız. Çok da iyi yaptınız zira ülkenin gelecekteki en büyük sorunlarından birisi de eğitim sektörü olacak gibi gözüküyor...
...
Sayın Mehmet ÇELEBİOĞLU, Emekli Subaylar derneğinin son genel kurulunda çıkan sonuçta büyük emeğiniz olduğu konuşuluyor. Sizin için önümüzdeki genel seçimler için de iyi bir antrenman olmuştur değil mi? Hadi artık size de sıra geliyor...