Gardiyanoğlu, Yaşlılar Haftası’nda Kalkanlı Yaşam Evi’ni Ziyaret Etti Gardiyanoğlu, Yaşlılar Haftası’nda Kalkanlı Yaşam Evi’ni Ziyaret Etti

"Bu durum, çocuk ve gençler üzerinde psikolojik baskı, kimlik karmaşası ve sosyal dışlanma gibi olumsuz sonuçlar doğurabilir. " 

 Kıbrıs Türk Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Derneği, disiplin tüzüğü değişikliğiyle, okullarda başörtüsü kullanımına ilişkin yeni bir düzenleme getirilmesiyle çocuk hakları açısından sakıncalı bir durum yaratıldığını kaydetti ve değişikliğin geri alınmasını istedi.

Dernek Başkanı Doç. Dr. Müge Beidoğlu yazılı açıklamasında ergenlik döneminde dahi çevresel etkiler ve aile baskısının bireyin kararlarını doğrudan etkileyebildiğini, dolayısıyla, 18 yaşın altındaki bireylerin başörtüsü takma kararının tam anlamıyla özgür iradeye dayandığını söylemenin güç olduğunu belirtti.

Beidoğlu, bu durumun, çocuk ve gençler üzerinde psikolojik baskı, kimlik karmaşası ve sosyal dışlanma gibi olumsuz sonuçlar doğurabileceğine de dikkat çekti.

Son günlerde “ortaöğretimde başörtüsüne” ilişkin düzenlemelerin gündeme gelmesi üzerine, okullarda çocuk ve ergenlerle çalışan bir meslek grubu olarak konuya dair derneğin görüşlerini paylaşma gereği duyduğunu belirten Beidoğlu, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Bildirgesi’ne göre, 18 yaşın altındaki herkesin çocuk olduğuna ve çocukluk döneminin, bireyin kimlik gelişimi açısından kritik bir süreç olduğuna dikkat çekti.

Beidoğlu, “İnanç ve değerler, aile, çevre ve eğitim gibi etkenlerle şekillenir. Ancak çocukların inançlarını sorgulayıp bilinçli tercihler yapabilmesi için zihinsel, duygusal ve bilişsel olgunluğa ulaşmaları gerekir” dedi.

Ergenlik döneminin (12-18 yaş), kimlik arayışının yoğun olduğu, bireysel seçimlerin şekillendiği bir evre olduğunu belirten Beidoğlu, “Ancak bu dönemde dahi, çevresel etkiler ve aile baskısı, bireyin kararlarını doğrudan etkileyebilir. Dolayısıyla, 18 yaşın altındaki bireylerin başörtüsü takma kararının tam anlamıyla özgür iradeye dayandığını söylemek güçtür” dedi.

Bu durumun, çocuk ve gençler üzerinde psikolojik baskı, kimlik karmaşası ve sosyal dışlanma gibi olumsuz sonuçlar doğurabileceğine de dikkat çeken Beidoğlu, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

-"Kararlarını bilinçli şekilde verebilmeleri için  çocuklara ve gençlere  özgür bir alan tanınmalı" 

“Eğitim kurumlarının temel görevi, öğrencilere bağımsız düşünme ve sorgulama yetisi kazandırarak onların bilinçli tercihler yapmalarını sağlamaktır. Okulların herhangi bir dini inancı teşvik etmemesi, laik ve bilimsel eğitim anlayışını koruması büyük önem taşımaktadır.  Bu bağlamda, eğitim ortamlarında dini pratiklere yönlendirme yerine, çocuk ve gençlerin kendi kararlarını bilinçli bir şekilde verebilmeleri için onlara özgür bir alan tanınması gerektiğini vurgularken, çocuk hakları açısından sakıncalı olan bu tüzük değişikliğinin geri çekilmesini bekliyoruz.”

Kaynak: RSS