“KIBRIS TÜRKÜ NANKÖR” ÖYLE Mİ?
Geçen gün, “Kıbrıs Türkü’ne Vatanseverlik Dersi Vermek” konulu bir köşe yazısı yazdım.
Vay, sen misin yazan…
Sosyal medyada çeşitli internet sitelerinde paylaşılan ve 15.000 in üzerinde bir okuyucu kitlesine ulaşan bu yazının altına dökülen yorumlarda, küfürlerin de övgülerin de bini bir para.
Okuyuculardan bazılarının beni Kıbrıs doğumlu sanıp; “Nankörler. Maaşınız ve suyunuz bile bizden gidiyor” demeleri içimi acıttı. Hatta bu yorumları okuyan bazı Kıbrıs kökenli arkadaşlarım benimle dalga geçerek, “Oh olsun” diye mesaj bile gönderdi.
Bu yazıya gelen bazı olumsuz mesajlardan sonra, Kıbrıs kökenli arkadaşların Türkiye’den yapılan bu tür yorumlara kızıp, zaman zaman niçin Ömer Seyfettin’in “Diyet” hikâyesine vurgu yaptıklarını daha iyi anladım.
Tamam, KKTC’de Türkiye’nin nimetlerini tepe tepe kullanıp, ekmeğini yiyip Türkiye’ye küfreden küçücük bir azınlık var. Bunlara gerektiğinde en şiddetli tepkiyi biz de koyuyoruz.
Ama sesleri sayılarından kat be kat fazla çıkan bu azınlığa kızıp, tüm Kıbrıs Türkünü nankörlükle suçlamak en hafif tabirle hadsizliktir, terbiyesizliktir ve cahilliktir.
Bu tip insanlara, Kıbrıslı kardeşlerimizden önce, Türkiye kökenli bir Kıbrıs Türkü olarak öncelikle bizim cevap vermemiz gerekiyor.
Bak birader;
“Vatandaş, evine iki ekmek alıyorsan, bugün bir ekmek al. Bir ekmeğin parasını da Anavatan’da zor durumdaki kardeşlerimize gönder”