KİM DAHA TEHLİKELİ 

SOKAK CANLILARI  MI? 

İNSANLAR MI? 

SOKAKLAR BARINAKLARDAN DAHA GÜVENLİ.


Öncelikle tüm sokak canlılarını, kendi  bünyelerinde barındıran ve koruyan,  tümü olmamakla  birlikte bazı barınakları yazımdan tenzih ediyorum. 

Sevimli dostlarımızın  barınakları, sahipsiz, terk edilmiş veya zor durumda olan canlılarımıza geçici koruma sağlayan kuruluşlardır. Bu barınaklar, dostlarımızın  temel ihtiyaçlarını karşılamayı ve onlara sevgi dolu bir yuva bulmayı amaçlar. Sokak canlılarını , terk edilen evcil dostlarımızı ve zor durumda olan canlıları için güvenli bir barınma imkânı sağlar. Bu barınaklar, onların temel ihtiyaçlarını karşılar ve onları dış etkenlerden korur yanlış biliyoruz değil mi? 

Peki…

Nedir bu yaşan vahşetler? Ne demek barınaktaki canlılar dövüştürülüp ölümlerine sebep olunuyor? Ne demek kene istilasına uğrayan canlıları ölüme mahkum bırakmak? Hangi insan vicdanı bir canlıya, nefes alan ve üstelik korunması görevini üstlenen evde dahi ağzı olup da konuşamayan sessiz bir canlıya bu eziyeti yapabilir ki? Toprağın üzerine mama dökülüp o toprakla birlikte beslediklerini zanneden vicdanlara soruyorum. Toprağın üzerine yemek koysak , sizler yiyebilir misiniz? Kirlenmiş, değiştirlemeyen su kabları içerisine su kıysak içebilir misiniz? Sizlerin o canlılardan, sevimli dostlarımızdan ne farkınız var? 

İKİ BÜYÜK FARK VAR..

1. SİZ KONUŞABİLİYORUZ 
2. SİZ ŞİDDET UYGULAYABİLİYORSUNUZ. 

Onlar konuşamıyor. Onlar şiddet nedir bilmiyorlar. Hiç bana sokaklar köpek dolu hepsi saldırıyor , ısırıyor , çocuklara saldırıyorlar savunmasına da geçmesin. Yılanı bile incitme seni dönüp sokmaz. Ülkemizde kuduz vakası yok. Ülkemizde yasa dışı köpek ırkı yok. Olanlar da zaten eğitim altındadır. Ama sen yolda gördüğün köpeğe tekme atarsan, o da dönüp kendini savunur. İnsanlar konuşur, bağrışır ki çoğu zaman saldırı öldürü bile. O canlı da kendini saldırarak savunur. Çok da iyi yaparlar. 

Bu canlıları kimse zorla alın evinizde besleyin demiyor. Barınakta olan canlıları eğer sahiplenip onlara bakmakla görevler edinmişseniz kendinize, zarar verme , öldürme, aç bırakma, sağlıksız bırakma hakkına sahip değilsiniz. Yapamayacaksınız açmayacaksınız o barınakları. Bırakın bu işi gidin kendinize başka iş bulun. Çünkü canlıları yok etmek, zulüm etmek bu hayatta ki en kötü durumdur. Bunun karşılığında da para almamasınız. 


Kalıcı sevdi ve şefkat vermeniz gerekiyor. Eğitimlerini sağlamanız gerekiyor. Yaz aylarında sıcaklarından, kış günleri soğuklardan korumalısınız. Bunun için devletten gerektiğinden daha fazla finansal destek talep edeceksiniz. Bir canın sorumluğu kolay olmaz elbet ama her şeyin çaresi vardır diye düşünüyorum. Sadece bir tabak yemek, bir kap su ve bir başını okşamamız için gözleri ile bakmaktan , sırnaşmaktan , ayaklarımızda dolaşmaktan başka yapabilecek hiç bir şeyleri yok bu canlıların. Ne kadar zor olabilir ki? 

O barınaktaki görevlilere soruyorum. Çocuğunuz hastalanınca ne yapıyorsunuz? Çocuğunuz bit istilasına uğrayınca onu öylece mi bırakıyorsunuz? Çocuğunuz pis yerlerde yemek yerse nasıl hissedersiniz?  Yine söylüyorum bizlerden farkları onlar şiddet nedir bilmiyorlar , öğrenmişlerse de sayenizde oldu bu. Bir de konuşmuyor olmaları. Bunlar 
 dışında , bizim gibi atan bir kalpleri, bizim gibi duyguları olan ve nefes alan canlılar. 

Sizlere ve çocuklarınıza asla yapılmasını isteğiniz şeyleri, sizlerin başka canlılara yapmaya hakkınız yoktur. Tüm barınaklar denetlenmeli. Yaşam alanına uygun olmayan, güvenli ve iyi şartlarda canlılara bakamayanları bu kurumlardan uzaklaştırılmalı. Hükümetin ve ilgili makamların gereken finansal desteği vererek daha iyi şartlarda barınaklar yapma zorunluluğu olmalı. 

NEFES ALAN HİÇ BİR CANLI , SİZİN OYUNCAĞINIZ VE TAHAMMÜLSÜZLÜĞÜNÜZ DEĞİLDİR. 

“HAYVAN” OLUN BİRAZ…

ÇÜNKÜ ONLAR SİZLERDEN DAHA İNSAN…


KARAKUŞ