Odadan yapılan yazılı açıklamada, çalışma yaşamına ilişkin izin işlemlerinin, her geçen gün daha da kaosa sürüklendiği savunularak, hiçbir seçenek üretilmeden, üç aydır birlik ve odaların çalışma izini işlemlerinden alıkonmalarının, izin işlemlerinin denetim dışı bir faaliyet haline gelmesine kapı araladığı ileri sürüldü.
Bu konuda yetkililerin defalarca uyarıldığı ve alınan karardan geri dönülmesi için eleştirilerde bulunulduğu ifade edilen açıklamada, “Gün ve gün ortaya çıkan gelişmeler maalesef bizi fazlasıyla doğrulamıştır” denildi.
Açıklamada, Her gün “kuruluşu hiç de zor olmayan” yeni iş yerleri üzerinden çalışma izin işlemleri yapıldığı, ihtiyaç dahilinde olup olmadığına bakılmaksızın, yeni yeni işçi talepleri için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın kapısının çalındığı öne sürüldü.
Oda olarak emek verdikleri ve kriterlerin ortaya konduğu, Milli Eğitim Bakanlığı Mesleki Eğitim Dairesi ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı arasında yenilenerek imzalanan protokolün “çok net” olduğu ifade edilen açıklamada, “Protokol gereği olarak bir iş yerinin ancak ihtiyaç halinde ve hangi meslekse o, mesleki niteliklere sahip çalışan getirebileceği öngörülmektedir” denildi.
Odaların ve birliklerin devre dışı bırakılması ile iş yerlerinin yeni çalışanlara ihtiyaç duyup, duymadığı ve kriterlere bakılıp, bakılmadığının “tam bir muamma” haline geldiği savunulan açıklamada, “fırsatçılara ve aracılara” kapının, sonuna kadar açıldığı iddia edildi.
“Ekonominin daralması ile çalışma yaşamı üzerinde büyüyen tehdit, kayıt dışılık, kaçakçılık ve denetimsizlikle daha da büyüyor” denilen açıklamada, bir an önce gerekli düzenlemelerle, kriterler çerçevesinde, denetim altında, oda ve birliklerin katılımı ile çözüm üretilmesinin şart olduğu kaydedildi.
Oda ve birliklerin, üyeleri adına yeniden çalışma izin işlemleri yapabilmeleri ve sorumluluk almaları için hükümetin yapılan düzenlemelere onay vererek, Meclise sunması gerektiği belirtilen açıklamada, hükümetten ve Meclis’ten irade beklendiği ifade edildi.