KTFF-TFF-KOP üçgeni ve koordine tepki



Son günlerde bir konuda KKTC basını kanalıyla müthiş tepki gösteren ve hatta sokakta eylem yapanlar bile var. Aslında KKTC’de eylem, gerekli veya gereksiz, her gün olan şeydir diyebilirsiniz ama şu Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu ve Türkiye Futbol Federasyonu ile ilgili koparılan yaygara o kadar gerçekten uzak ve haksızdır ki konuyu tüm açıklığıyla halkımızla paylaşmak istedim. Doğruları konuşalım ki gürültüyü çıkaranların esas niyetlerinin ne olduğunu da ortaya çıkarmış olalım…

Konu aslında siyasetle ilgili değil: KTFF bünyesindeki lisanslı oyuncular dış ülkelerdeki takımlar tarafından transfer edildiğinde KKTC’deki sözleşmeleri hiçe sayılarak yapılmakta ve yerel kulüplerimiz de ciddi maddi hasara uğratılmaktadır. Bizle en yakın ilişkiler Türkiye’den olduğundan dolayı da en fazla Türkiye BAL Ligi’ne transfer olan oyuncularımızın durumu tartışma konusu oldu ancak Hollanda takımları da Yenicami oyuncusunu bünyesine katsa ayni sorunu yaşarız.

Doğal olarak Kulüpler ve Federasyon Spor Bakanlığından yardım talep etti. Ancak bununla da kalmayıp KTFF Genel Kurulunda hükümete 31 Mart’a kadar çözüm için süre verdiklerini ve çözüm üretilemezse de hemen Rum futbol federasyonu KOP’a üyelik başvurusu yapılması karara bağlandı.

Hükümetin tehditvari bir taleple karşılaşmasını bir yana bırakalım. Spor Bakanı konuya çözüm üretmek için hemen çalışma başlattı. Cumhurbaşkanı da TFF Başkanı Demirören’i, Spordan sorumlu Bakan Denktaş’ı ve KTFF Başkanı Sertoğlu’nu bir araya getirdi. Demirören’den istediğimiz BAL Ligine transfer konusunda FIFA kuralları çerçevesinde bir çözüm üretmesi.

Demirören ekibiyle çalışma başlatır ve bunun bir parçası olarak FIFA’dan görüş talep etmek için FIFA Genel Sekreterine bir mektup yazar. Neden mi? Çünkü FIFA kuralları ve TFF yönetmeliğine göre üçüncü bir ülkede temsilcilik açabilmek için hem FIFA’nın hem de o ülkedeki federasyonun onayı gerekmektedir. Yani FIFA olumlu yanıt verse ardından Türkiye Futbol Federasyonu, KTFF’na başvuracak ve temsilci ofis için onay sorgulayacak.

Peki TFF neden KKTC’de temsilci ofis açmak istiyor? Bizim federasyonumuzun üzerine geçmek için mi?

Kesinlikle hayır.

BAL Ligine transfer sorununu çözebilecek bir mekanizma yaratmak için.

Zaten eğer ofis açılma durumuna gelse Sayın Sertoğlu ve KTFF Yönetim Kurulunun onayıyla açılacağından ancak onların verdiği yetki ve denetim doğrultusunda faaliyet gösterebilir…

Bu arada TFF’nun birçok dış ülkede temsilcilik ofisi olduğunu da belirtmek isterim. Örneğin İngiltere’de temsilci ofisi olmasına rağmen nasılsa İngiliz Futbol Federasyonu’nun yerine geçtiğini iddia eden yok. Sokaklarda protesto eden, basında İngiliz halkının yok sayıldığını söyleyen yok. Hollanda’da da böyle, Almanya’da da, diğer ülkelerde de. Sadece oradaki futbolcular ve transferleri ile ilgili hizmet vermekte ki zaten kuruluş amaçları bu…

FIFA’ya yazılan mektupta da Demirören “ofis açıyorum” demiyor. Mektubunda TAM YEDİ DEFA KKTC’den bahsederek orada bu ofisin açılmasının “FIFA kurallarına uygun olup olmadığı yönünde FIFA’nın görüşünün ne olduğunu” sormuştur. Bu kadar!

Şimdi gelelim ülkemizde bu konuda bilgili-bilgisiz tepki gösterenlere. Sizlerle TFF’nun neden bu ofisin açılmasını sorguladığını paylaştım. Bizden giden bir talebe çözüm üretmek amaçlı. O zaman bence neden bu kadar tepki gösterildi diye sorgulamak gerekir.

Demirören Sertoğlu’nu telefonla bile olsa arayıp yazacağı mektupla ilgili konuşmalı mıydı? Bence kesinlikle evet!

Ama bu konuya tepki gösterenlerin abarttığı kadar kötü niyetli bir adım mı atılıyordu? Kesinlikle hayır! Bence zaten FIFA’nın cevabını alıp Sertoğlu bilgilendirilecekti.

Bir soru daha: TÜRKİYE Futbol Federasyonunun BİZE YARDIMCI OLMAK İÇİN açmayı sorguladığı ofis için sokaklara dökülen, basında halkımızı aldatmak için yalan-yanlış beyanatlar verenler AB Koordinasyon Ofisi için ayni tepkiyi neden göstermiyorlar? Amerikan Hükümetinin buraya gönderdiği USAid Ofisi için neden tepki göstermiyorlar? AB’nin var olan Koordinasyon Ofisine ek

olarak hayata geçirmeyi planladığı 6 kişilik yeni bir koordinasyon ekibinin bakanlıklarımızdan birisinde görev yapacağından dolayı neden tepki göstermiyorlar?

Yoksa gösterilen tüm tepkiler hükümete verilen süre içerisinde BAL Ligi transfer sorunu çözülürse KOP’a üyelik başvurusu için ortaya sürülen mazeret ortadan kalkacağı için mi?

Acaba bu konu futbol ile ilgili değil, aslında KKTC’nin ortadan kalkması için Rum’a yama olma adımlarını başlatmak için mi?

Acaba Annan Planı günleri gibi bir yerlerden düğmeye basılınca bazıları basını ve sokakları işgal edip halkı yanlış algıya mı sürüklüyor?

Acaba diyorum yakında tekrar başlayacak müzakere sürecinde bizleri bekleyen koordine eylemlerin bir ön denemsi mi bu?