KKTC’nin en büyük özel hastanesine gidildi.
PCR ile Elisa arasındaki fark soruldu.
Hani Elisa Testi, pozitif veya negatif verisi de barındırıyor mu diye.
Görevlinin cevabı: “Acile gidip sorunuz. Burası PCR testi için”.
Tamam diyorsun.
Eğer Elisa poziif durumu gösteriyorsa Elisa yaptırayım diyorsun.
Cevap : “Bilmiyorum”.
E kim biliyor diyorsun.
“Elisa Testini yapanlar size anlatsın” diyor pişkinlikle.
Bu görevli üstelik maskesiz.
Bu görevli üstelik izahtan yoksun.
*****
Diyorsun ve pes ederek “peki o zaman PCR yaptırayım” diyorsun.
Kimlik kartını ver diyor.
Yanımda yok diyorsun resmi yeterli mi diye soruyorsun.
“Bu senin vatandaşlık göreevin niye yanında taşımıyorsun” diye çıkıışıyor.
Had bildirecek aklınca.
Bildiremiyor tabi.
Çünkü KKTC yasalarında böyle bir vatndaşlık görevi yok.
Ve öfkeleniyorsun.
Ve koskoca hastaneden bir anda buz gibi soğuyorsun.
Buna sebep ne?
Sebep vatandaşla muhatap olan personel.
Kurum nerede hatalı?
Böyle bir çalışanı bu kadar aktif bir konuma oturtmakla.
Bu çalışan orada kurumun sembolu.
Kurum vatandaşa yansıyan yüzü.
Ve bir anda tüm algı bir çalışanın tavrı yüzünden yerle bir oluyor.
*****
Yukarıda anlatılan olay birebir yaşanmış.
Ülkenin sembollerinden bir kurum.
Devletin yapamadığını yapan bir kurum.
Hatta çok zaman Devlete yardım eden bir kurum.
Ve böylesine önemli bir kurum bir anda imaj kaybı yaşıyor.
Çünkü çalışanların bazıları belli ki ekmek teknesini umursamıyor.
Peki bu parası ile test yaptırmaya gelenin umurunda mı?
Elbette Hayır.
Vatandaş parası ile alamadığı hizmete bakıyor.
Ve öfke ile anında kaçıp bir başka yerde testini yaptırıyor.
Tıpkı benim arkadaşım gibi.