Serbest Kürsü / Levent Özadam
Lefke’deki sivil toplum örgütleri bir alem doğrusu…
Birçoğu siyasi bağlantılı olduğu için bir türlü birleşip de bölgelerine gerçek anlamda sahip çıkamıyorlar!
Bunu gerçekleştiremedikleri için de devletin haliyle hükümetlerin ilgisini çekemiyorlar…
Siyasiler de sağ olsunlar seçimden seçime bölgeye gidip oy dileniyorlar!
Kamyonlar dolusu nutuk atarak…
Seçimler bitiyor ama verilen sözler bir türlü yerine getirilmiyor!
Kendilerine sivil toplum örgütü yakıştırması yapanlar da görev ve sorumluluklarını yerine getirmeyince bölge halkı yine sorunlarla boğuşuyor yine sahipsiz kalıyor…
Sonuç her zamanki gibi hüsran!
Örgütler dün bir basın bildirisi daha yayınladılar…
Asmışlar kesmişler yine!
İsteklerine baktık altına imza atarız…
Ama konu burada istemek değil, istediğinin yerine getirilmesi!
Bunun için mücadele etmek…
Gerekirse sokaktan içeri girmemek!
Çünkü gerçekten de Lefke’nin sorunları çok büyük, hayati önem taşıyor…
Devlet bölgede neredeyse yok!
Bölgenin vekilleri de sadece meclis kürsüsünde konuşuyor oyları garanti altına alsınlar diye…
Dünkü basın bildirisinde en çok seçimlerin boykot edilebileceği ihtimali hoşumuza gitti!
Hizmet göremeyince seçmemek gibi doğal bir şey olamaz…
İyi de sivil toplum örgütleri buna cesaret edebilir mi?
Ederse ne ala…
Yine de zayıf bir ihtimal çünkü başta da dedik ya birçoğu siyasilere göbekten bağlı!
Onunu için umutlu değiliz!
…
Lefke çevre yolu yılan hikayesi olmuş…
Mahkeme binası tamir edilecek dediler unuttular insanlar kendi ilçelerinde değil Güzelyurt’a gitmek zorunda kalıyor!
Devlet 3 sene önce verdiği sözü bile tutamamış…
Güvenlik işleri bir karakol tarafından yönetiliyor!
LAÜ’nün bölgeye son yıllardaki büyük katkısı nedeniyle öğrenci yoğunluğu yaşanmasına rağmen pandemi nedeniyle yaşanan ekonomik sıkıntılara devlet duyarsız kalmış…
Belediyenin yetersiz çalışmaları nedeniyle o güzelim sahil şeridine bile gerekli yatırımlar yapılmamış, bölge ilçeden daha ziyade kötü bir köy görünümünde!
Bölge halkı artık siyasilere bir ders verir mi bilemeyiz ama…
Bırakın sivil toplum örgütlerini bir yana bölge halkı yaşadığı topraklara sahip çıkmazsa, bunun için örgütlenmezse, yatırım için çok uygun olan bölge kendi kaderine terk edildiği için kaçınılmaz son da beraberinde…
…
Lefke bizim ve ailemiz için de çok önemli bir bölge…
Bundan 4 yıl önce kadar da tam 3 ay bölgede kaldık, dostluklar edindik, esnaf ile uzun sohbetler ettik…
Bölgeyle ilgili yazılar da kaleme aldık!
Geçen 4 senede gördük ki çok bir şey değişmemiş, hatta ilgisizlik bölgeyi daha da gerilere götürmüş…
4 Yıl önce kaleme aldığımız bir yazıyı bir kez daha buradan paylaşmak ihtiyacı duyduk!
Üzüntülerimizi de ekleyerek:
…
“Sabahın 7’si…
Sokaklarda in cin top oynuyor!
Yollarda sadece işine gitmek üzere olanlar var…
İnşaatlarda bile iş başlamamış…
Marketler burada sabah 8’de açıldığı için günlük gazeteleri v ihtiyaçları almak için biraz turluyoruz…
En sevdiğim manzaralardan bir tanesi;
Kasketli adam oltasını sallamış sahile balık vurmasını bekliyor!
Ağzında sigara, yanında biri boşalmış biri yarı dolu bira şişesi…
Yok da bu saatte diyeceğim ve adamın yanına gideceğim ama sonra vazgeçiyorum…
Adam o kadar mutlu ki, niye bozayım keyfini!
Bir iki de sokan tutsa ondan daha mutlusu olmayacak…
…
Lefke gerçekten de diğer kentlerimize göre ‘sakin’ bir ilçemiz…
Bu arada ilçe diyoruz ama radyolarda dinlerken, gazetelerde okurken, ne hava raporları okunuyor ne de nöbetçi eczaneleri!
O da olur bir gün diyoruz…
Sonra İskele geliyor aklımıza!
İskele’de daha devletin tüm birimleri yok ki, Lefke’de nasıl ve ne zaman olsun?
Marketler açılıncaya kadar kent merkezine gidiyoruz, onlar da daha yeni açmış…
Kahve sohbetlerinde en çok esnafın sıkıntısı konuşuluyor!
11 bin kişilik LAÜ’den yeteri kadar yararlanamadıklarından şikayet ediyorlar…
Haklı yönleri var çünkü öğrenci ağırlığı Gemikonağı’nda!
İlçe olan Lefke ama hareketli olan Gemikonağı ve sahil şeridi…
…
Bazı arkadaşlar takılıyor, ‘Lefke’nin suyundan içme’ filan diye…
Bir ayı geçti bu sudan içiyoruz, iyi de ediyoruz!
Nemi olmayan havası bile her şeye değer…
Çevre biraz kirli, marketlerin yanlarındaki arsalar çöp yığını, alt yapı neredeyse hiç yok, sokak lambaları bir yanıyor bir yanmıyor, çarpık bir yapılaşma ki bu en fazla yurt yapımında görülüyor ama, Lefke gerçekten diğer yerleşim birimlerine göre daha sakin daha yavaş bir beldemiz…
Çevre örgütleri çok konuşuyor ama sanki de çevre sorunlarını görmüyorlar, duymuyorlar çok da bir şey yapmıyorlar…
Ama haklı bir yönleri de var;
“Kirli yatırım istemiyoruz” diye bir süredir koşturup duruyorlar…
…
Yerden göğe kadar da hakları var…
Çünkü birileri buraya göz dikti ve illa ki yatırımcı getirecekler!
Serbest bölge, yat limanı filan…
Adam gibi bir balıkçı barınağı yapılabilir ama…
Daha büyüğü aşar Lefke’yi!
Tamam, yatırıma karşı değiliz dek kirli olanına da değil…
Burada 11 bin öğrencisi bir okul var bir de çok ağır aksak olan turizm!
Öğrenci ve turizm yeter de artar bile…
Dahası bozar, dahası kirletir, dahası bu yavaş kenti agresif bir kent haline çevirir!
Onun içindir serzenişimiz;
Kıymayın tüm sorunlarına rağmen bu cennet köşeye…”