Levent Özadam - Mesaj Kutusu
Avustralya basını sağolsun kendileriyle son 4 gündür yoğun bir mail ve telefon trafiği yaşadık…
Şu anda orada neredeyse tüm basın mensupları Mark Buddle’nin peşine düşmüş durumda!
Kendisi ile ilgili Mart ayında iki yazımız olduğu için hepsi istihbarat peşindeler…
Elimizden geldiğince Mark hakkında kendilerine bilgi verdik onlar da Avustralya’ya ulaştığı taktirde bize bilgi göndereceklerini ifade ettiler!
Yazılar konusunda tehdit edilip edilmediğimizi sordular biz her hangi bir tehdit almadık ama tehdit alan meslektaşlarımızın olduğunu söyledik…
Basın mensupları dayanışması için elbette bu önemlidir…
Tabi ki Buddle, ülkesine ulaşabilirse!
Ya da Avustralya hükümeti kendisini isterse…
Çünkü bize gelen bilgelere göre, devlet iradesi olarak suç makinesi vatandaşlarını onlar bile istemiyor!
Hem de cinayetten bile arandığı halde…
Yine bize ulaşan bilgilere göre Ankara’dan gönderilecek olan uçağa binmemek için güvenlik güçlerini fazlasıyla uğraştırmış!
Yani Avustralya hükümeti kendisini istemiyor ama Mark da zaten kendi ülkesine iade edilmemek için elinden geleni yapıyor…
Bu arada uçağın pilotunun devreye girdiği ve Mark’ı uçağa almak istemediğini, zira havacılık kuralları nedeniyle uçmak istemeyen birisini uçağa zorla alınmayacağını söylediği kezsin bilgi!
Peki Avustralya Hükümetinin Mark’ı ülkesine istemediğini nereden biliyoruz derseniz;
İnterpol’un mavi bültenle aranıp, bunun kırmızıya çevrilmemesi…
Eğer şimdiye kadar bülten kırmızıya çevrilseydi Mark çoktan alınıp ülkesine iade edilecekti!
…
Görünen odur ki Mark Buddle olayı bizim ülke için artık bitmiştir…
Bu tabi ki işin kolayıdır!
Mark ülkeden gönderildi, hatta bir daha adaya girişi yasaklandı ama bu davanın bizim için kapanması kadar yanlış bir şey olamaz…
Çünkü ortada müthiş iddialar vardır!
Şu anda hepsi perde gerisinde gibi gözükmektedir ama eminiz ki bu ülkenin yargısı ve güvenlik güçleri eğer gerçekten isterse bu perde gerisinin aralanmaması için hiçbir neden yoktur…
Geldiği günden beridir ülkede gerçekten de önemli yatırımlar yapan kokain tüccarı, bir çok işletmenin ya sahibi olmuştur ya da işletmelerin önemli miktardaki hisselerini satın almıştır!
Çok sayıda iş dünyası ile bağlantısı vardır. Olmaya da devam edecektir…
Ve tabi ki hem kendisinin hem de avukatının rüşvet iddiaları ise hiç de üstü örtülecek cinsten değildir!
Bu ülkenin bağımsız kurumları bunların peşine düşer mi bilinmez ama bu olayı kapatmak yenilerine kapı açmak için yeterlidir…
…
Hadi iş insanlarını bir yana bırakalım…
Adı üstünde bunlar iş adamı ve adamda da müthiş para var, elbette sebeplenmek isteyeceklerdir!
Bizim asıl derdimiz siyasilerdir…
Şu anda astronomik rakamlar telaffuz ediliyor!
Asıl bunların ortaya çıkarılması artık şart olmuştur…
Mesela bizim bağımsız kurumlarımız eğer bu dosyayı kapatmazlarsa şuradan başlayabilirler;
Bu suç makinesinin Kuzey Kıbrıs’ta kalması için epey uğraş verenler kimlerdi?
Hele de kendisine iyi hal raporu verilmesi için kimler çaba göstermiştir…
Alın size en önemli bir ipucu!
Böyle bir isteğin beleşe yapılacak hali yok ya…
Adam milyarder, elbette burada kendisi için temiz hal kağıdı isteyenler kendi paylarını da isteyecektir ama değil mi?
…
Hep deriz ya…
Artık temiz toplum olmanın zamanı gelmiştir diye!
Aksine gelmedi geçti bile…
Önce tabi ki Kıb-Tek’te yaşananlar!
Batırılması için emeği olanlar…
Ve tabi ki ceplerini dolduranlar!
Siyasiler ve yöneticilerden bahsediyoruz…
Bir kurum vergi rekortmeni olurken nasıl olur da iflas noktasına kadar getirilir!
Bu konuda gözümüz Başbakanlık Denetleme Kurumu’nun üzerinde olacaktır…
Sevgili Halil Talaykurt ile görüştük ay sonuna kadar raporun hazırlanacağı memnuniyetle öğrendik!
Mark Buddle olayı da özellikle rüşvet iddiaları olduğu için fazlasıyla önemlidir…
Gerçekten temiz bir toplum istiyorsak bu dosyalar kesinlikle kapatılmamalı cesurca üzerine gidilmelidir!
Sonunda yanacak olan kim olursa olsun…
Hadi bakalım kolay gelsin!