Lefkoşa, 25 Kasım 19 (.): Meclis Genel Kurulu, güncel konuşmaların ardından bugünkü çalışmalarını tamamladı.
ÜSTEL
Genel Kurul’da güncel konuşmalar yapılırken Maliye Bakanı Olgun Amcaoğlu’nun ardından söz alan Turizm ve Çevre Bakanı Ünal Üstel, şans oyunları konusunda görüntü olarak çizilen fotoğrafı doğru bulmadığını belirterek, ambargolar altındaki adanın yaşadığı zorluklara dikkat çekti.
Bafra’daki büyük otellerin bölgeye büyük kazanımlar sağladığına işaret eden Üstel, “Ambargolar kalkar, hava ulaşımı rahatlar o zaman bu şans oyunları yeniden gözden geçirilebilir” dedi.
Üstel, şans oyunlarını, otelleri teşviklerle öne çıkarmadığını ifade ederek, denetim ve kontrollerin iyi yapılması halinde şans oyunlarının bir sakıncası olmadığını, bir çok Avrupa ülkesinde de durumun böyle olduğunu kaydetti.
Ülkenin kumarhaneler merkezi olarak ifade edilmesini de kabul etmediğine işaret eden Üstel, turizmin bir çeşitlilik sunması gerektiğini vurguladı.
HASİPOĞLU
UBP Milletvekili Oğuzhan Hasipoğlu da, “Sonuç Odaklı Müzakere Yöntemleri” konusunda yaptığı konuşmada, yaklaşık 3.5 saat sonra Berlin’de iki liderin BM Genel Sekreteri huzurunda bir 3’lü görüşme gerçekleştireceğini, bu görüşmeyi önemsediklerini kaydetti.
Bu görüşmenin gayrı resmi olduğunu, bunu anlayamadıklarını, Rum tarafının da bu görüşmenin seviyesini önemsizleştirdiğini belirten Hasipoğlu, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın içindeki umudu muhafaza ettiğini, kendilerinin beklentisinin de net bir sonucun çıkması ve bu iradenin ortaya konması olduğunu kaydetti.
40 yıldır masada federasyon bulunduğuna dikkat çekerek, masada federasyon olmasının statüko olup olmadığını soran Hasipoğlu, bu statükoya son verilmesi gerektiğini vurguladı.
11 Şubat belgesine dikkat çeken Hasipoğlu, Cumhurbaşkanı Akıncı’dan beklentilerinin bu statükoya son verilmesi olduğunu söyledi.
Şu anda 6 başlıkta konuşulmayan hiçbir konu kalmadığını belirten Hasipoğlu, “Son aşama bir sonucu gerektirirdi” dedi.
Kıbrıs Türk halkının çaresizlik sendromu içinde olmadığının gösterilmesi ve alternatiflerin ortaya koyulması gerektiğini vurgulayan Hasipoğlu, Rum tarafının Kıbrıslı Türklerle bir şey paylaşmak istemediğini tekrar tekrar ortaya koyduğuna dikkat çekti.
Alternatiflerin konuşmaktan çekinilmemesi gerektiğini ifade eden Hasipoğlu, bu toplantıdan siyah beyaz net bir durumun ortaya çıkmasını beklediklerini vurguladı.
Hasipoğlu, “Artık net bir irade ortaya konularak, Kıbrıs Türk halkının önü açılsın” dedi.
TÖRE
UBP Milletvekili Zorlu Töre de , “Berlin’deki utanç duvarı” konusunda yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın 30 yıl önce yıkılan Berlin duvarına atıfta bulunmasını eleştirdi.
Almanya’daki rejim ve Berlin duvarı hakkında ayrıntılı bilgi veren Töre, Kıbrıs’taki durumun buna benzemediğini, Kıbrıs'ta iki ayrı toplum olduğunu, Kıbrıs Türk halkının çok zor şartlarda kaldığı için duvarların örüldüğünü kaydetti.
Federasyonun acı bir reçete olduğunu ifade eden Töre, Rumların fikirlerinden ve düşüncelerinden vazgeçmediğini, Kıbrıs Türk halkını azınlık, adayı da Helen adası olarak gördüklerini vurguladı.
Rum tarafının yaklaşımının belli olduğunu söyleyen Töre, garantilerin sulandırılmasının da asla kabul edilemeyeceğini kaydetti.
Töre, Rumların denizleri de işgal etmeye çalıştıklarını ifade ederek, bazı kesimlerin, Rumlarla dün yaşananları unutturmaya çalıştıklarını, bunun asla kabul edilemez olduğunu vurguladı.
Töre, artık Kıbrıs’ta bir ortaklık devleti şansı olmadığını, bunun herkesçe bilinmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
ŞAHİNER
CTP Milletvekili Salahi Şahiner de ,“CMC’nin Yarattığı Çevre Felaketi” konusunda yaptığı güncel konuşmada, dün CMC konusunda gerçekleştirilen iki toplumlu bir eyleme dikkat çekerek, yaratılmaya çalışılan farkındalığa dikkat çekti.
Şahiner, yapılan araştırmalarda bölgede 12 milyon ton maden atığı olduğunun ortaya koyulduğunu kaydetti.
Alman Plejades firmasının 2008 yılında hazırlanan raporuna dikkat çeken Şahiner, bu çalışmalarda hava, su ve toprak analizlerinin yapıldığını kaydetti.
Toprak ve su ph’nın 2 seviyesine düştüğünü, bu raporda ağır metal ve kimyasal zehirin detaylı bir şekilde açıklandığını söyleyen Şahiner, bin dönümün üzerinde bir alanda hala ot bitmediğini söyledi.
Yağışlı senelerde zehirli maden atıklarının denize ve yeraltı sularına karıştığının görüldüğünü ifade eden Şahiner, CMC atıklarının yerleşim birimlerinin arasında kaldığını, tarım arazilerinin CMC arazilerinin içine kaydığını ve devletin bu konuda kayıtsız kaldığını ileri sürdü.
CMC’nin Lefke bölgesinin sorunu, çevre felaketi olmadığını, bütün adanın ve hatta Doğu Akdeniz’in çevre felaketi olduğunu vurgulayan Şahiner, “Dünyadaki sermayenin en çirkin yüzüdür” dedi.
Milyarlarca dolarlık değerli metal adadan götürülürken, ülkeye sadece zehir kaldığını, KKTC bütçesinin ise bu pisliği temizlemek için kayağı olmadığını söyleyen Şahiner, konunun insan sağlığı ve hakkı olduğunu söyledi.
Buradaki denizin bütün insanları etkilediğini, bu bölgeden adaya dağıtılan sebze ve meyveyi herkesin tükettiğini belirten Şahiner, konun acil önlem gerektiren bir çevre sorunu olduğuna dikkat çekti.
Maden fiyatlarının yükselişinin atıkların içinde kalan madeni bile değerli kıldığını ifade eden Şahiner, “Atığın kendisi zaten değerlidir, fakat bu bölgeyi yeni çevre felaketlerine sürükleyecek bir maceraya götürmesin” dedi.
Bu atıkların ülke dışına götürülmesi önerisini ortaya koyan Şahiner, maden atığının değerlendirilmesi önerinde bulundu.
ÜSTEL
Turizm ve Çevre Bakanı Ünal Üstel de Şahiner’e cevaben yaptığı konuşmada, 1974 sonrası ülkenin kanayan yarası durumunda olan CMC konusunda bir çare üretilmediğini söyledi.
Yapılan incelemeler sonucunda CMC konusunun ciddi bir çevre sorunu olduğunun ortaya koyulduğunu belirten Üstel, CMC’nin 2007 Bakanlar Kurulu Kararı ile port isbi isimli şirkete 48 yıllığına kiralandığını, ancak söz konusu şirketin verdiği taahhütlerin hiç birini yerini getirmediğini kaydetti.
Bu konuda yapılan çalışmaları anlatan Bakan Üstel, konunun 2017 yılından bu yana mahkemede olduğunu, bu şirketle yapılan anlaşmanın fes edilmesi için ellerinden geleni yapacaklarını söylediklerini dile getirdi.
İstanbul Teknik Üniversitesi ve buradaki bazı üniversitelerin Çevre Mühendisleri ile bir çalışma başlattıklarını söyleyen Üstel, bu konuda bir projelendirme yapıldığını, mali kaynağın da temin edildiğini aktardı.
Atığın, her nereye götürülürse götürülsün, çevre ve insan sağlığına zararı olduğunu belirten Üstel, bu atığın mevcut boş havuzların geçirgenliği önleyecek membranla doldurularak, su geçirmeyecek membranlarla üstünün kapatılması konusunda kendilerine bir rapor verildiğini anlattı.
Ülkede atık olan bir madeni hiç kimsenin ülkesine almak istemediğini söyleyen Bakan Üstel, orada yapılan iyileştirmeden sonra, çevreye hiçbir zararı olmayacağının garantisini aldıklarını belirtti.
Konuşmaların tamamlanması sonrasında, sözlü ve yazılı sorular bölümüne geçilerek, ardından Meclis Genel Kurulu bugünkü çalışmalarını tamamladı.
Meclis Genel Kurulu’nun bir sonraki birleşimi, 2 Aralık Pazartesi günü saat 10.00’da yapılacak.
(TUĞ/ŞEB)
Haber: Tuğçe Ülkü Aydın
Meclis Genel Kurulu Bugünkü Çalışmalarını Tamamladı
Lefkoşa, 25 Kasım 19 (.): Meclis Genel Kurulu, güncel konuşmaların ardından bugünkü çalışmalarını tamamladı.
Yorumlar