Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda güncel konuşmalar devam ediyor.
CTP Lefkoşa Milletvekili Devrim Barçın, “Kalkınma Bankası’nda Şaibeli Sınav Yapılacak İddiaları” konulu konuşmasında, İhtiyat Sandığı’na sınavsız, münhalsiz istihdam yapıldığına dair bir bilgi aldığını söyledi.
İhtiyat Sandığı’nda işçi kadrosundaki kişilerin teftişe çıkarıldığını savunan Barçın, işçi kadrosunda çalışan bir kişinin denetim yetkisi olmadığını, yazdığı cezaların da geçerli olmadığını söyledi. Barçın, usulsüz işlem yapılmaması gerektiğini belirterek, bunların bedelini soracaklarını kaydetti.
Kalkınma Bankası ile ilgili münhalin de Kamu Hizmeti Komisyonu aracılığıyla yapılması gerektiğini ve bunun soru işaretlerini ortadan kaldırabileceğini dile getiren Barçın, bankanın sınavın özel bir üniversite aracılığıyla yapılması kararı aldığını söyleyerek, eleştirilerde bulundu.
Kalkınma Bankası’nda kriterleri ve hangi usulde olacağı belli olmayan, “adam kayırmacılık kokan” bir sınava doğru gidildiğini ileri süren Barçın, sınava gireceklerin de sınavı KHK’nın yapmasını istediğini söyledi.
Engelli istihdamını desteklediklerini söyleyen Barçın, İhtiyat Sandığı’nın münhale çıkmadan dört engelli almayı planladığını savunarak, engelli derneklerine de bu istihdamların takipçisi olmaları çağrısında bulundu.
-Özuslu
CTP Milletvekili Sami Özuslu, “ders kitapları” konulu güncel konuşmasında, kamuoyunun tepki gösterdiği kitaplarla ilgili bakanın da değerlendirileceği açıklaması yaptığını anımsatarak, orta ve lise kitaplarıyla ilgili davalar açıldığını ve davalara yenilerinin ekleneceğini söyledi.
Kitapların yazarlarından habersiz yapılan değişikliklerle ilgili telif hakları ve etik konularında sıkıntılar oluştuğundan konunun mahkemede olduğunu dile getiren Özuslu, bakanlığa değişiklikleri kabullendi eleştirisinde bulundu.
Kitaplarda yapılan değişikliklerle toplum mühendisliği yapılmaya çalışıldığını söyleyen Özuslu, kitap baskılarının neden ülkede yapılmadığını sordu.
Kitapların içerik analizlerine de değinen Özuslu, bazı ders kitaplarından evrim teorisinin çıkarıldığını söyleyerek, bu yeni kitaplarla geçmiş yıllarda kullanılan kitapları karşılaştırdı.
“Laik, demokratik, modern Atatürkçü çizgideki eğitimde bunların yeri nedir” diye soran Özuslu, din kitaplarına ise çocukların psikolojilerin bozabilecek metinler eklendiğini söyledi.
Özuslu, Karmi’de bir anaokulda ilahiler okunduğu, erkek kız olarak ayrım yapılarak sınıflar oluşturulduğuna yönelik iddialarla ilgili bakandan açıklama talep etti.
Ders kitaplarında “depremin kader olduğu, önüne geçilemeyeceği” yönünde anlamlar çıkabilecek mesajlar verildiğini savunan Özuslu, buna ilişkin örnekleri okudu. Özuslu, “Bu depremde kaybedilen canlara yönelik bir haksızlıktır” dedi.
Özuslu, kitaplarda piyangonun da günah olduğunun yer aldığını söyleyerek, kitaptan söz konusu bölümleri okudu.
“Bütün kumarhaneleri kapatacak, piyangoları da yasaklayacak mısınız” diye soran Özuslu, kitaplarla yeni nesillerin nasıl davranacağının tohumlarının atılmak istendiğini belirtti.
Özuslu, çocuk ve gençlere, çağdaş, laik, eğitim yerine yasalara aykırı, çocukların istismar edildiği yayınlar okutularak, suç işlendiğini savundu.
-Çavuşoğlu
Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, kitaplarla ilgili konunun mahkemede olduğunu, kitapların içerikleriyle ilgili konuların Talim Terbiye Kurulu’nun sorumluluğunda olduğunu belirtti. Çavuşoğlu, kendisinin 65 kitabı kelime kelime okuyarak onay vermesinin mümkün olmadığını, bunun için kurul bulunduğunu söyledi.
Mahkemede görüşülenin telif haklarına ilişkin konu olduğunu dile getiren Çavuşoğlu, toplumda yanlış anlaşmaya sebebiyet veren noktaların yeni baskıda düzeltilmesi ve tartışmalara sebebiyet vermeyecek şekilde hazırlanması çalışmalarının yapıldığını söyledi.
Çavuşoğlu, mahkemenin kararına herkesin uyacağını, sorunların diyalogla aşılmasında mutabık olduklarını belirtti.
Bakan Çavuşoğlu, kitapların yazarlarıyla da görüştüğünü ve düşünceleriyle yorumlarının değerlendirileceğini kaydetti.
İhale alan firmaların birçoğunun kitap baskılarını Türkiye’de yaptığını söyleyen Çavuşoğlu, kitapların Türkiye Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kendi matbaalarında ücretsiz basıldığını belirtti.
Korkutucu ifadelerin öğretmenlerin anlatış tarzıyla da ilişkili olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, bu tarz olaylara müdahale ettiklerini kaydetti.
Hizmet içi programlarla anlatım şeklini iyileştirmek için çalışıldığını dile getiren Çavuşoğlu, Talim Terbiye Kurulu’nun onayladığı kitapların arkasında olduğunu söyledi. Çavuşoğlu, kurulun tekrar değerlendirme yaptığını ve ikinci baskılarda söz konusu tartışmalara zemin hazırlayan ifadelerin yer almayacağını belirtti.
Çavuşoğlu, bir anaokulda ilahiler okunduğuyla ilgili iddiaların müfettişler tarafından araştırıldığını söyledi.
Her şeyin kadere yüklenemeyeceğine işaret eden Çavuşoğlu, bilimsel zorunlulukları yerine getirerek, depremden korunabileceğini ancak depremi durdurmaya kimsenin gücünün yetmeyeceğini dile getirdi.
Çavuşoğlu, kendi Milli Eğitim Bakanlığı sürecinde toplamdan fazla denetleme ve mühürleme yapıldığını, müfettişlerin şu anda da denetimleri sürdürdüğünü ifade etti.
Yeniden söz alan CTP milletvekili Sami Özuslu, bakanın şahsi bakış açısı ve inançlarıyla ilgilenmediklerini belirterek, evrim teorisinin neden müfredattan çıkarıldığına ilişkin sorusunu yineledi. Özuslu, kitapların son şeklinin Türkiye’de verildiğini ve orada basıldığına işaret ederek, yapılanların yavaş yavaş toplumu İslam toplumu ve İslam devleti yapma hedefi taşıdığını iddia etti. Özuslu, “Eğitim sistemine kitaplar aracılığıyla siyasal İslam’ı soktunuz” iddiasında bulundu.
-İncirli
CTP Milletvekili Sıla Usar İncirli, “Ülkemizde Akademisyenlerin Güncel Sorunları, Çalışma Koşulları ve Özlük Hakları” konusunda konuşma yaptı.
İncirli, konuşmasına başlamadan önce ders kitapları konusundaki tartışmalara değinerek, pozitif bilimlere ve gerçeklere sahip çıkarak, çocukları da buna göre yetiştirmek gerektiğini ifade etti.
Yükseköğretimin ekonomiye katkısının yüzde 30 olduğuna işaret eden İncirli, yükseköğrenimin sürdürülebilirliğiyle ilgili çalışma yapılmadığını belirtti.
Üniversiteler ile devlet arasında kopukluğun giderilmesi gerektiğini dile getiren İncirli, üniversitelerin toplumla bağının güçlendirilmesi gerektiğini söyledi.
İncirli, akademisyenlerin maaşlarının düşük gösterilerek sigorta primlerinin düşük yatırıldığını, çalışanların haklarının gasp edildiğini ve devletten de çaldıklarını belirterek, bunu önlemek için çalışma yapılması gerektiğini kaydetti.
CTP’nin eğitim çalıştayında da bu konulara değinildiğini söyleyen İncirli, öğretmenlerin haklarının gasp edildiği noktada eğitimde kalite sağlanamayacağını belirtti.
İncirli, YÖDAK yasasının geçtiğini ancak yeterince güçlü bir yapısı olmayan kurulun üniversiteleri denetlemesi gerektiğini söyledi.
Uluslararası öğrenci konusuna değinen İncirli, çifte vize ile öğrencilerin ülkeye gelmesinin zorlaştırıldığını ve öğrencilere potansiyel suçlu muamelesi yapılamayacağını kaydetti.
İncirli, yapılması gerekenin suç işleyecek olanları yakın takip ederek gelişini zorlaştırmak olduğunu ifade etti. İncirli, insanların ülkeden göç ettiğini, doğrular yapılmazsa bunun devam edeceğinin kimsenin kalmayacağını belirtti.
-Çavuşoğlu
Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, yükseköğretim politikasıyla ilgili bilgi vererek, 23 aktif üniversite bulunduğunu ve sayının çoğalması değil niteliğin artırılması hedefini dile getirdi.
Çavuşoğlu, Kredi Yurtlar Kurumu’nun ülkeye gelmesi ve öğrencilere burs verilmesinin öğrenci sayısının artmasını sağladığını kaydetti.
Yükseköğrenimin tartışılmasının önemli olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, TÜBİTAK ile protokol imzalandığını ve akademisyenlerin de bundan yarar sağlayacağını belirtti.
Çavuşoğlu, öğrencilerin ikamet sorunlarını çözmek adına atılan adımlara değinerek, emek sarf ettiklerini söyledi.
Kiraların kontrolsüz noktaya taşınmaması için çağrı yaptıklarını dile getiren Çavuşoğlu, ülkeye çeşitli ülkelerden öğrenci geldiğini ve bu kültür buluşmasının zenginlik olduğunu belirtti.
Öğrenci takip sistemi kurulamadığından sorunlar yaşandığına değinen Çavuşoğlu, çifte vize uygulamasının bu nedenle ortaya çıktığını ve öğrenci olarak ülkeye gelen bazı kesimlerin bu uygulamaya maruz kaldığını söyledi.
Çavuşoğlu, denetimsizliğin çifte vizeyi getirdiğini, bu uygulamanın da üçüncü ülkelerden gelenlerin sayısında azalma beklendiğini belirtti.
Özlük hakları konusunun da bilinen bir konu olduğunu ve önüne geçmek gerektiğini dile getiren Çavuşoğlu, nitelikli öğretmen ve eğitim için çalışmaya devam edeceklerini kaydetti.
Çavuşoğlu, YÖDAK’ın görevini yapmasını istediklerini ve üniversitelerin ülkeyi geleceğe taşıması için emek sarf ettiklerini ifade etti.
-Şahiner
CTP Milletvekili Salahi Şahiner, “Limanların Özelleştirme Serüveninde Bizi Neler Bekliyor?” konusunda konuştu.
Liman İşçileri Sendikası şirketinin 2020’de tasfiye edilmesi gerekirken, bunun yapılmadığını, gelirlerinin devlete aktarılması gerekirken beş kişiye peşkeş çekildiğini iddia eden Şahiner, bu kuruma bir yıl uzatma verildiğini savundu.
Şahiner, şirketin, konteynırların boşaltılması gibi hizmetlerden elde edilen gelirin üyelerle birlikte paylaşılması amacıyla kurulduğunu belirterek, 2020 yılına gelindiğinde üye sayısının beşe düştüğünü ve limanlardaki işçilik gelirlerinin bu kişilere dağıtıldığını söyledi.
Yasal statüsünü 2020 yılında kaybeten Yönetim Kurulu’nun beş kişiyle karar alamayacağını dile getiren Şahiner, 280 üzerinde kişiye dağıtılması gereken paranın bu beş kişiye paylaştırıldığını belirtti.
Şahiner, bu konuya ilişkin çeşitli iddialar bulunduğunu söyleyerek, 3 milyon TL'lik cironun toplandığına ilişkin iddialar olduğunu kaydetti.
Hükümetin aldığı özelleştirme kararına değinen Şahiner, bu kararın ne içerdiğini sordu.
-Arıklı
Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, Tolga Atakan’ın bakanlığı döneminde Liman İşçileri Sendikası Şirketi’ne iki yıllık ek süre verilmek istendiğini ve kendisinin buna tepki gösterek, karşı çıktığını belirtti.
Anayasa'ya aykırı olmasına rağmen şirketin faaliyete devam ettiğini belirten Arıklı, 2022’de göreve geldiğinde, uzatmayı reddettiğini ve tasfiye kararı çıkardığını söyledi. Arıklı, tasfiye memurunun sadece çekleri imzaladığını, şirketin de göreve devam ettiğini kaydederek, sorunun kangrenleştiğini vurguladı.
Arıklı, bu gelişmeler ışığında, Başbakanın bir yıl uzatma kararı alınması ve bir yılın sonunda şirketin makineleri bedelsiz bırakarak gitmesi yönünde inisiyatif aldığını ve kararın Bakanlar Kurulu’ndan geçtiğini belirtti.
Bu karar üzerine daha önceden emekli olan kişilerin bu makineler üzerinde hak iddia ettiğini dile getiren Arıklı, bu kişilerin mahkemeye gidip, haklarını arayabileceklerini söyledi.
Konunun içini kararttığını ve yaraladığını kaydeden Arıklı, yüzbinlerce liralık paranın limanlarda hizmetlerin sürdürülmesi için harcanması gerekirken kişiler tarafından kullanıldığını ve yasal tüm yollar denenmesine rağmen bir şey yapılamadığını belirtti.
Arıklı, limanların özelleştirilmesi konusunda ön rapor hazırlandığını ve yol haritasının belirleneceğini ifade etti.
Limanların özelleştirilmesine ilişkin formüllerin istişareyle bulunacağını dile getiren Arıklı, Kalecik’te bir liman yapılması ve Gazimağusa Limanı'nın yolcu ve turizme ayrılması düşüncesinde olduklarını söyledi.
Danışmanlık firmasıyla anlaşma yapılacağını dile getiren Arıklı, Türkiye Özellştirme İdaresi’nden de yardım istediklerini kaydetti.
Türkiye Özelleştirme İdaresi’nden teknik heyetin sunum yaptığını belirten Arıklı, Maliye Bakanlığının da danışma firması için ihaleye çıkacağını belirtti.