Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu, 2012 Mali Yılı Bütçe Yasa Tasarısı’nı görüşmeyi bugün de sürdürüyor.

Genel Kurul, bugünkü toplantısında ilk olarak 198 milyon 706 bin 529 TL’lik Sağlık Bakanlığı bütçesini ele aldı.

Sağlık Bakanlığı bütçesiyle ilgili ilk sözü CTP-BG Milletvekili Abbas Sınay aldı, sağlık bütçesinin insan odaklı olması nedeniyle tasarruf olamayacağını söyledi.

Ekonomik kriz nedeniyle toplum psikolojisinin bozulduğu bir ortamda sağlık bütçesinin tartışılmakta olduğunu ileri süren Sınay, bakanlığın öncelikli görevinin toplum psikolojisinin düzeltilmesi için öneri yapmak olduğunu savundu.

Geçen yıl sadece ilaç için 10 milyon ek bütçe alındığını, bu yıl de 35 milyon TL’lik payın yetmeyeceğini belirten Sınay, otomasyon için çıkılan ihalenin 5 yıldır sonuçlanmadığını söyledi.

Bakanlığın YDÜ Hastanesine borçlu olduğunu ileri süren Sınay, kanser hastalarının kendi haline bırakıldığını savundu. KKTC’de yıllardır bir onkolog yetiştirilemediğini belirten Sınay, ihtiyaca göre insanların yönlendirilmesi gerektiğini vurguladı.

Erken Tanı Merkezi’nin bir adım öteye gidemediğini öne süren Abbas Sınay, bunun yaygınlaştırılması gerektiğini belirtti.

Gıda Yasası’nın halen geçirilemediğini, gıda denetimsizliğinin kanserin önde gelen nedenlerinden biri olduğunu belirten Abbas Sınay, elektrik santralinin bacasına ‘para yok’ gerekçesiyle filtre takılmamasını da eleştirdi.

KÜRSÜDE CEP TELEFONU ÇALDI

Abbas Sınay, kürsüde konuşurken cep telefonunun çalması üzerine, Cumhuriyet Meclisi Başkanı Hasan Bozer,  Genel Kurul toplantı salonunda telefon sinyallerini engelleyen Jammer cihazının devamlı çalışır durumda olmadığını, Genel Kurul’un yoğun olduğu durumlarda  çalışmaların aksamaması için en fazla yarım saat-kırk beş dakika çalıştığını açıkladı.

Daha sonra konuşmasına devam eden Sınay, devletin kendine göre hesap yapması gerektiğini her şeyin YDÜ Tıp Fakültesi’ne göre yönlendirilmemesi gerektiğini söyledi.

Acil Servis’ten sürekli şikayet olduğunu ve bu sorunun çözülemediğini belirten Abbas Sınay, polikliniklerde doktorlara 35-40 hasta verilmesinin doğru olmadığını bu hizmetin yaygın ve güvenilir hale getirilmesini istedi.

Yeni hastanenin düşünülebileceğini ancak önceliğin olmaması gerektiğini belirten Sınay, önceliğin sağlıktaki sorunların çözümünde olması gerektiğini vurguladı.

2009’da geçirilen sağlık konusundaki yasanın Anayasa Mahkemesi’ne götürüldüğünü ve yasanın burada hiç savunulmadığını ileri süren Sınay, Anayasa Mahkemesi’nin ise yasayı eşitlik ilkesine aykırı bulduğunu kaydetti.

Devletin YDÜ Hastanesi ile protokol imzalayarak eğitim amaçlı da olsa doktorlara ikinci iş sağlanmakta olduğunu da ileri süren Sınay, diğer taraftan hastaların da YDÜ’ye sevk edilmekte olduğunu söyledi.

Döner sermaye yasası yapılması gerektiğini de vurgulayan Sınay, Sağlık Bakanlığı’nın sağlığı koordine edip yönetici olması gerektiğini vurguladı.

Sınay, sağlıkta doğru adım atılması gerektiğini, hazırlanan yasa tasarısı ile bunun mümkün olabileceğini ifade etti.

ALBAYRAK

Sınay’dan sonra söz alan CTP-BG Milletvekili Arif Albayrak, bakanlığın hazırladığı kitapçığın çok iyi olduğunu dile getirdi ve içindeki her şeyin yapılabilmesini temenni etti.

Sağlık Bakanlığına ciddi bir pay ayrılabilse yasalarla ilgili sorunların da aşılabileceğini kaydeden Albayrak, bilinmeyen nüfusun sağlıkta ve eğitimde sıkıntı yaratmakta olduğunu iddia etti.

Genel Kurul’a takılan Jammer cihazına da değinen Albayrak, disiplinin milletvekilinin telefonla konuşmaması ise disiplinin gelemeyeceğini söyledi.

Baz istasyonları, yüksek gerilim hatlarıyla ilgili bilimsel çalışma yapılması gerektiğini kaydeden Albayrak, bakanlığın brucellalı etler ve kaçak hayvanlar konusunda daha ön planda olması gerektiğini ifade etti.

Petrol dolum tesisleri konusunda bakanlığın tavrının ne olacağını merakla beklediklerini belirten Albayrak, elektrik santrallerinin filtrelenmesi, taş ocaklarında önlem gerekliliğine de dikkat çekti.

TC hastaneleri ile ilişkilerin durumunu soran Albayrak, kanserde dünya beşincisi olunduğuna dikkat çekti.

Albayrak, çalışma izinleri konusunda devletleştirilmeye doğru gidildiğini de savundu.