Ülkemizin en büyük sorunlarından biri uyuşturucu.
Uyuşturucu kullanımının yaygınlığını her gün basına yansıyan haberlerden görmek mümkün.
Ancak tabii ki bu sadece bizim görebildiklerimiz.
(KKTC) de madde kullanım oranlarının giderek arttığı ile ilgili ilk ciddi uyarı 2000 yılında yapıldı.
Psikiyatrist Prof.Dr Mehmet Çakıcı tarafından yayınlanan bir raporda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) de madde kullanım oranlarının giderek arttığı bildirildi.
Yine 2000 yılında Uyuşturucu ile Mücadele Komisyonu Başkanı Kararokçuda KKTC’de yasa dışı madde trafiğinin giderek arttığını üstüne basa basa basınla paylaştı.
Yalnız bunlar değil tabii emniyetin konu ile ilgili değişik birimleride çeşitli zamanlarda konuyu masaya yatırdı.
2014’te 365; 2015’te 352; 2016’da 402; 2017’de 547 ve 2018’de ise 464 kişinin çeşitli uyuşturucu suçlarından yakalandığı
basınada yansıyan haberler arasında.
Dolayısı ile diyeceğim o ki tam tamına 19 yıldır bu konudaki vahim duruma bilirkişilerce dikkat çekilmekte.
Peki bu konuda herhangi bir yol alabildikmi.
Yani daha doğrusu bataklığı kurutma yönünde adım atabildik mi.
Bugün yani 2019’ un bu son günlerine girerken uyuşturucu kullanma yaşı 11' lere kadar inmiş bulunmakta.
Demek ki bu konuda son 19 senedir birtakım kişilerce yapılan uyarılar dışında değişen birşey yok.
Bu uyarıları dikkate alıp çalışanda yok.
Peki kim yapacak bu çalışmayı.
Geçtiğimiz günlerde Polis Genel Müdürü bu çalışmayı kimin yapması gerektiğini aslında bize söyledi.
Dikkat edenler oldumu olmadımı bilmiyorum fakat sayın Manavoğlunun
Basına yapmış olduğu açıklamanın satır aralarını iyice okursanız konunun müsebbihlerinin kimler olduğunu görebilirsiniz.
Ne diyor sayın Manavoğlu;
Bu konu ile ilgili 7-8 tane paket yasa 2015-16 yıllarında Polis Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanıp Hükümete sunulmuş.
Tasarı organize ve uyuşturucu gibi suçların önlenmesinde daha etkin bir çalışma sürdürebilmek adına polis örgütünün önünü açacak bir yasaymış.
“Şu anda halk arasında mafya denilen kendilerinin baron dediği kişilerin fiili olarak suça katılan bireyler olmadığını dolayısı ilede bunların teknik takibinin yapılması gerektiğini ancak bu teknik takip yapılırsa bunların ortaya çıkarılabileceğini bunun içinde yasaya ihtiyaç olduğundan bahsetti''.
Emniyet Telefon dinleme, teknik takip sistemi ve kontrollü teslimatla ilgili yasa olmadığından uyuşturucu operasyonlarını şu an yalnızca halkın yardım ve desteği ile yapabiliyor.
Amerika ve Avrupa gibi ülkelerde uyuşturucu operasyonu yapılırken telefon ve ev ortamı dinlemesi, teknik takip sistemi ve kontrollü teslimat gibi birçok uygulama yapılıyor ancak ülkemizde bu imkanlar yok ve son 19 senedirde meclis bunların yapılabilmesi ile ilgili yasal bir karar üretmiş değil.
Yani bataklığı kurutmak için çocuklarımızı bu iletten korumak için adım atmamış.
İşin tuhafı bu konuda öğrendiğim kadarı ile 2000 yılından itibaren geçen bu son 19 senede bu konu ile ilgili meclise yasa önerisi sunan vekilde yok.Bu işi gayle edinen olmamış anlayacağınız.Giden gitsin kalan sağlar bizim demiş arkadaşlar.
Diyecek çok şey var fakat ne acıdır ki ne yapıyorsak kendi kendimize yapıyoruz.
Toplumsal menfaatleri gayle edinmeyen. Kişisel istikbal derdinde olanları seçip meclise gönderen toplumların yaşayacağı sonuçları yaşıyoruz.
Sonuç olarak gençlerimizden her gün biri bu illete bulaşmaya devam ederken 2015 den bugüne değinde Polis Genel Müdürlüğünce hazırlanan tasarının yasallaşması hala gerçekleşmedi.
Ve tüm bu sonuçlara bakıldığında.
Acaba Meclis içinde uyuşturucu baronlarını koruyan vekillermi var diyede düşünmeden edemiyor insan.