Metin Feyzioğlu, Kızılelma ve zeytin dalı…

Levent Özadam - Mesaj Kutusu

leventozadam@gmail.com

Türkiye Lefkoşa Büyükelçisi Metin Feyzioğlu geçtiğimiz hafta Radyo Vatan’dan Serkan Tetik’e detaylı bir mülakat verdi.

Büyükelçi bir saat süren bu programda çok önemli mesajlar verdi.

Geçmişte özellikle son 15 yılda büyükelçilerin basına konuştuklarına çok fazla şahit olmadık.

Kıbrıs Türk halkına mesafeli, soğuk yüzlerini gördük.

Feyzioğlu çok samimi bir portre çiziyor, halkın arasına iniyor, sosyal medyayı çok aktif ve iyi kullanıyor.

İsteyen sıradan vatandaş büyükelçiye ulaşabiliyor.

Feyzioğlu’nun özellikle Türkiye’deki popülerliği de KKTC’nin tanıtımı için büyük avantaj.

Kıbrıs’ta federasyoncusundan tek devletçisine her kesime kendini dinlettirebilecek bir vizyona sahip.

Kıbrıs konusuna iyi çalışarak adaya geldiği yaptığı açıklamalarda kullandığı dil oldukça üst düzey.

Peki büyükelçinin ne düşündüğü ve ne konuştuğu bizim için neden önemli?

KKTC’nin şah damarı Türkiye’den geçiyor ve bu bağı en iyi kurabilecek isim büyükelçi.

O koltukta oturan kişi Türkiye’nin KKTC ile olan maddi manevi ilişkilerini geliştirmek yanında KKTC’nin de Türkiye ile olan iletişimini en iyi seviyeye çıkarmakla mükellef.

Peki Feyzioğlu ne diyor?

Konu KKTC sorunlarına geldiğinde oldukça hassas bir üslup kullanıyor.

Limanların özelleştirilmesi konusunda 2002’den beri tüm hükümetlerin bu konuda girişimi olduğunu hatırlatıyor.

Yani bu talebin KKTC’den geldiğini izah ediyor ve takdir hükümetindir diyor.

Deniz yoluyla Türkiye’ye yapılan yolculuklardaki ilkellikten kurtulmanın öneminden bahsediyor. Bunun için çaba verdiklerini anlatıyor.

Uçak bilet fiyatlarının düşürülmesi için ciddi bir çalışma yapıldığını Türkiye ve KKTC hükümetinin bunun için çalıştığını söylüyor.

Bu ülkede yaşayan bir insan olarak karanlık yollarda araç sürmekten kendisinin de rahatsız olduğunu söylüyor ama kurumlarımızı da yıpratmamamız gerekir diye de ekliyor..

Kimseyi kırmadan dökmeden ve kendi alanının sınırlarını çizerek konuşuyor.

Hukukçu olması belki de bu hassasiyetinde büyük rol oynuyor

Metin Feyzioğlu, KKTC’nin cennet gibi bir yer olduğunu, büyükelçi olmadan önce de KKTC’ye birçok kez geldiğini, göreve başladıktan sonra da KKTC’ye bağlılığının ve sevgisinin arttığından bahsediyor.

“Her zaman aşkla bağlıydım, Allah nasip etti, Cumhurbaşkanımız öyle takdir buyurdu, devletime ve milletime, hem Türkiye’deki Hem KKTC’deki… Türk milletimize bu sıfatla burada hizmet etmek benim için onur oldu” diye ekliyor.

Ve diyor ki ‘tatil yapmadan çalışıyorum, kısa kaçamaklarla bazen denize giriyorum’

Ülkenin büyükelçisi tatil yapmadan çalışıyor, vekili aylarca tatil yapıyor.

Meclis aylarca çalışmıyor… Neyse sinirlerimizi bozmadan Kıbrıs konusuna dönelim.

Feyzioğlu’nun mülakat verdiği yerde masada kadraja giren kızıl bir elma görüyoruz.

Kızıl elma ne demek peki?

Kızılelma, Türklerin hâkimiyet anlayışını temsil eden sembollerden birisidir ve bir ideal olarak uzak ve erişilmez bir hedefi temsil eder. Dünyada Türklük felsefesini yaymak Kızıl Elma'nın ana hedefidir.

Mesaj alındı mı?

Bitmedi, şimdi söylemlerine gelelim.

Açıkça Rumlara zeytin dalı uzatıyor!

Nasıl mı?

Şöyle diyor Feyzioğlu;

Türkiye’den gelen boru hattına bir hat daha ekleyelim Güney Kıbrıs da sudan faydalansın. Enterkonnekte elektrik projesi adanın tamamı için muhteşem bir fırsat, Rum tarafı da ürettiği fazla elektriği Türkiye üzerinden Avrupa’ya satabilir.

Türkiye’nin hava ve deniz limanları Güney Kıbrıs’a kapalı. Eşit iki devleti, arazi ortaya koydu “Bu bir icat değil, bunu kabuledin, Enosis iddialarından ve idealinden vazgeçin hayat sizler için de hem kolaylaşacak hem de ucuzlayacak. Güvenlik sorununuz yok, Türk askeri bu adada olduğu sürece.

Yani Rumlara diyor ki, bırakın bu anlamsız inadı gelin iyi komşu olalım bu komşuluk bize de yarar size de…

Şimdi, ister Kızlelmayı alın ister zeytin dalını..

MESAJ KUTUSU

Sayın Hakan DİNÇYÜREK, reçete vurgunu konusunda artık sizin de bakanlığın devreye girmesi ve Çalışma Bakanlığı ile dirsek temasına geçmeniz konusunda yoğun mesajlarınız gelmeye başladı. Çünkü vurgun görünenden çok daha büyük ve bazı bakanlık çalışanlarının da zan altında olduğu konuşulmaya başladı!

Sayın Hasan TAÇOY, sahte reçete olayında eczacı olan kız kardeşinizin de kasıtlı olarak adının karıştırılmak istendiğini biliyor muydunuz? Meraklılar nedense bu konuda çeşitli sorular sormaya başladılar, olay dallanıp budaklanmadan bilgilendirme açıklaması yapmanız bekleniyor…

Sayın Sadık GARDİYANOĞLU, reçete vurgunundan sonra önümüzdeki günlerde sahte yeşil reçete olayının da patlayacağı konusunda ciddi ihbarlar gelmeye başladı. Bu sıralar yoğun mesai harcıyorsunuz ancak şimdi önümüzde çok daha büyük bir tehlike var, şimdiden hazırlıklı olmakta yarar görüyoruz…

Sayın Dursun OĞUZ, kırsal kesim arsalarını takibe almanız, ev yapmayıp da satanları deşifre etmek için başlattığınız çalışma kamuoyunda memnuniyetle karşılandı. Bu konuda parti tabanı hayli karışacak gibi görülüyor ama sonuna kadar giderseniz çok iyi bir amme hizmeti yapmış olacaksınız…

Sayın Kutlay ERK, Cumhurbaşkanı Tatar’ın yüz ifadesi ve takım elbisesini biraz da insafsızca eleştirirken fazla abarttığınız gibi geldi bize. Eleştirmek demokrasinin bir kuralı ama insaf da dinin yarısı diye bir söz var ya hatırlatma ihtiyacı hissettik. Bu arada Cumhurbaşkanına beğeneceğiniz bir takım elbise almaya ne dersiniz?

Sayın Serhan AKTUNÇ, vatandaş sıkıntısını çözmek için kapınızı çalıyorsa ve uzun bir zamandır net bir cevap alamıyorsa burada büyük bir sakatlık var demektir. Olmayacak olsa da bunu söylemek devlet ciddiyeti gereğidir, bunun da kesinlikle ayıbı yoktur. Devletin halkın hizmetkarı olduğunu unutmamak gerek değil mi?

Sayın Çiğdem DÜRÜST, sahte reçete vurgununu ortaya çıkarıp ilgili birimleri bilgilendirmek sonucunda skandalın çorap söküğü gibi ortaya çıkması sorumlu kamu çalışanı olarak iyi bir örnek teşkil etti. Bu davranışın tüm bürokratlara iyi bir örnek teşkil etmesini dileriz…

Sayın Alev ECEVİT, Sosyal Hizmetler Dairesi müdürü olarak birkaç gün önce ölen kadının 5 çocuğunun akıbetini merak eden soralar gelmeye başladı. Umarız daire olarak gerekli ilgiyi gösterip minik yavruları devlet şemsiyesi altında koruma altına almışsınızdır…

Sayın Ahmet NOYAN, sizin işletmeniz önünde cinayete kurban giden genç arkadaşın İngiltere’de vakıf kurduğunu ve yakın zamanda kapınızı çalacağınızı biliyor muydunuz? Kendilerine karşı mütevazi ve hoş görülü olmanız bekleniyor, zira sinirler hala gergin, haberiniz olsun istedik!

Sayın Derviş EKŞİCİ, pek muhterem babanızın vefatını üzülerek öğrendik. Merhuma tanrıdan rahmet bize tüm aileye sabırlar dileriz. Allah geride kalanlara sağlıklı uzun ömürler nasip etsin…