MİLLİ HEYECAN



Milli Takımız bir kez daha dünya kupası kapısında döndü.
Bir umuttu,bu umudu bu heyecanı Hollanda karşısında hep birlikte yaşadık.Bu milli heyecanı ile birlikte de bayram duyguyu su ile çifte mutlulukla yaşadık.

Bu heyecan bu duygu ve bayramlar hiç bitmesin.
Biraz nostalji yapalım ve
Dünya kupası heyecanın yaşadığımız ilk yıllara gidelim.Biraz hayal kuralım.Yıl 1952 Ülkemizde profesyonelliğin kabulü,

1954'te Milli Takım'ın İsviçre'de düzenlenen Dünya Kupası'na ilk kez katılması.Ve unutulmaz diye nitelendirilen maçlardan biri.

O günü yaşayanlar o tarihi ve unutulmaz günü anlatırken bizlerde o heyecanı yaşıyoruz.

1954 Dünya Kupası finalleri İsviçre'de oynanacaktır. Milli Takımımız elemelerde İspanya ile eşleşir. Bütün dünya gibi

İsviçreliler de İspanya'nın finallere katılacağına o kadar inanmıştır ki, hatıra eşyalarına İspanyol bayraklarını bile işlettirmiştir.

Milli Takımımız, Madrid'de oynanan ilk maçı 4-1 kaybettiğinde hiç kimse şaşırmaz zaten. Ama bu işin bir de İstanbul'u vardır.

Ay-yıldızlı on birimiz, rövanş maçını 1-0 kazanır. O dönemlerde averaj kuralı uygulanmamaktadır. İsviçre'deki finallere

gidecek takımı belirlemek için tarafsız sahada üçüncü bir maçın daha oynanması gerekmektedir. Tarafsız saha ise İtalya'nın

başkenti Roma'dır. 90 dakikanın sonunda skor tabelasına 2-2'lik sonuç asılmıştır. Dönemin statüsünde uzatmalar ya da

penaltılar yoktur. İsviçre biletini alacak takımı kura atışı belirleyecektir. Atışı yapacak kişi ise maç sırasında top toplayıcı

olarak görev yapan bir İtalyan çocuğudur. Maçtan önce Türk futbol tarihine geçeceğinden habersiz olan Franco isimli çocuk

, hakemin ve kaptanların yanına gelir. Kaptanımız Turgay Şeren "Yazı" demiştir. Franco'nun parayı havaya fırlatmasıyla

küçük metal parçasının yere düşmesi arasında geçen süre sanki bir asır gibidir. Meraklı gözler paranın üzerine eğildiğinde,

yazı bölümünün Milli Takımımıza İsviçre yolunu işaret ettiğini görür. Türkiye, tarihinde ilk defa Dünya Kupası finallerindedir.


Şimdi de aynı heyecanı yaşıyoruz.
İşte Milli takımız dünü ve bu günü.
Milli Takımız, 90 yıllık tarihinde 268'i resmi, 241'i özel olmak üzere geride kalan 509 maçta 184 galibiyet alırken, 120 kez

berabere kaldı, 205 kez de rakiplerine yenildi.Ay-yıldızlı ekip 218'i deplasmanda, 216'sı iç sahada, 75'i de tarafsız sahada

olmak üzere bu maçlarda toplam 674 gol attı, kalesinde 756 gol gördü.İlk milli maçını oynayışının 90. yılını kutlayan A Milli

Takım, şu ana kadar 84 farklı ülkeye karşı mücadele etti. A Milli Takım, 509 karşılaşmanın 437'sini Avrupalılarla, 27'sini

Asyalılarla oynarken, Afrikalılarla 22, Amerikalılarla 20, Okyanusya kıtası temsilcileri ile de 3 maç yaptı.
Ay-yıldızlı ekip 217'si deplasmanda, 216'sı iç sahada, 75'i de tarafsız sahada olmak üzere bu maçlarda toplam 672 gol attı,

kalesinde 756 gol gördü.

90. yıllık mazide A Milli Takım, şu ana kadar 84 farklı ülkeye karşı mücadele etti. A Milli Takım, 508 karşılaşmanın 436'sını

Avrupalılarla, 27'sini Asyalılarla oynarken, Afrikalılarla 22, Amerikalılarla 20, Okyanusya kıtası temsilcileri ile de 3 maç yaptı.


İLK MİLLİ MAÇ ROMANYA İLE
Türk Milli Futbol Takımı, 88 yıllık tarihindeki ilk maçını Romanya ile yaptı.
Ay-yıldızlı ekip, milli maç serüvenine 26 Ekim 1923 tarihinde İstanbul Taksim Stadı'nda Romanya ile yapılan özel maçla start

verdi. 2-2 biten maçta Türkiye'nin gollerini Zeki Rıza Sporel attı. En çok golü, Romanya'dan yedi. Romanya Milli Takımı,

Türkiye filelerini geride kalan 23 maçta tam 46 kez havalandırdı.

Türk Milli Futbol Takımı ayrıca, tarihte en çok maçı da 23 kez Romanya ile yaptı.

İşte Milli takımız işte Milli heyecan dün neyse bu gün de aynı.arzumuz bu heyecanı hep yaşamak...






İzzet GÜNDER