MİNİBÜS SAVAŞLARI.



Başlık gerçekten abartısız, aynı hat üzerinde yüz tane minibüs gidip geliyor, kimisi ekip ruhuyla

çalışıyor kimisi bireysel, ekmek parası iyi hoşta bunu savaşa çevirmenin alemi yok, trafiği felç etmenin

anlamı yok, bize uymamız için konan kuralların senin içinde konulduğunu unutmadan, hatta kat be

kat dikkat ederek, taşıdığın canların sorumluluğunun bilinciyle herkesten daha dikkatli olman şart.



Ama gel gör ki boşuna başlığı minibüs savaşları koymadım, oturacak yer yok iken ayakta insan

taşımaktan, yanlış yerde insan alıp indirmeye, adam kapmak için diğer minibüslerle kapışmaya

kadar yanlış ne varsa yaparak trafik canavarıyla yolculuk vaat ediyorsun…



Eğer bir gün bir kaza duyarsak bunun tek sorumlusu minibüs şoförü değildir,

onun trafiğe çıkmasına izin verip, hatalarını görmezden gelen herkesin suçudur.



Bu işlerin kontrolü yapılıyor mu ?

Bilmiyoruz…



Eğer yapılıyorsa her gün aynı manzarayla neden karşılaşıyoruz?

Onu da bilmiyoruz…



Acaba bir yetkili çıkıp ta bu işe el atar mı ?

İşte bunun cevabını biliyoruz…



Eğer bu tip bir toplu taşıma ile yolculuk yapıyorsanız, sizin canınızı tehlikeye atmaktan kaçınmayan

kişiyi uyarmak en doğal hakkınız, baktınız umursamıyor, plaka ile trafik polislerine şikayette

bulunabilirsiniz.



Kim bilir belki bir can kurtarırsınız farkında olmadan…



Kişisel çabalarımız bazen kanundan daha etkili olabiliyor, bir terslik gördüğünüzde

yola sigara atan, çöp atan , kırmızı ışıkta geçen, yada geçitte yol vermeyen gördüğünüzde uyarın,

belki bir daha aynı kabahati yapmaktan çekinir kurallara riayet ederiz.

Her şeyi devletten beklemekten vazgeçelim, bir yerde hata görürsek düzeltelim,

önce kendimizden başlayalım düzeltmeye sonra etrafımızda ki insanlardan..



'Kurallara uyalım uymayanları uyaralım'



Medeni bir hayat ancak kurallarla mümkün olur, insanımızın inandığı lüks araç kullanıp

lüks evlerde yaşayarak olunacağının aksine…