NEDEN EVET?
Yüzyıllar boyunca dünyaya hükmeden, çağ kapatıp çağ açan Osmanlı İmparatorluğu’nun küllerinden doğan Türkiye Cumhuriyeti Devleti, neredeyse her 10 yılda bir düzenlenen darbelerle sendelemiş, bu zor yıllarda ayakta kalabilmek için çok sayıda badireler atlatmış, en başta demokrasi olmak üzere planlı ekonomi, istihdam, iç ve dış güvenlik gibi konularda sıkıntıya düşmüş, enflasyon ve devalüasyonlarla süren yıllarda istenen kalkınma hızını bir türlü yakalayamamıştır.
Bulunduğu coğrafya nedeniyle Avrupa ile Asya arasında geçiş yolu olan ve dünyanın en stratejik bölgelerinden birinde bulunan Türkiye’nin önü başta Avrupa ülkeleri olmak “sözde dost” olan ABD tarafından sık sık kesilmek istenmiştir.
Koalisyon yıllarında bir somun ekmeğe, 1 kilo şekere muhtaç edilen, elektriği, suyu, altyapısı yeterli olmayan bu bereketli topraklar, üzerinde kurulan Türkiye, Turgut Özal hükümeti döneminde ivme kazanmış, AP Parti’nin tek başına iktidar olduğu dönemde ise ekonomik anlamda kat be kat büyümüş, gelişmiş, alt yapısını yenilemiş, yerli üretimi artırmış, bir çok Avrupa ülkesinin sahip olmadığı büyük bir güce kavuşmuştur.
Daha önce çeşitli yöntemlerle önü kesilmek istenen Türkiye, son olarak da 15 Temmuz gecesi düzenlenen darbe girişimi ile çökertilmek istenmiş, ancak bu hain girişim Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kararlı duruşu ve onu destekleyen milyonlanca kişinin canını ortaya koyarak meydanlara inmesiyle demokrasi mutlak bir zafer kazanmış, bu zaferin komutanı olan sayın Erdoğan’ın safında yeralan halk, demokrasiye olan bağlılığı ve inancını tüm dünyaya göstermiştir.
Önümüzdeki günlerde halkoyuna sunulacak referandumda, Türkiye Cumhuriyeti’nin önünü açacak, istikrarı getirecek, sistemi garantiye alacak, halka hizmetle her geçen gün büyüyen ve hızla kalkınan Türkiye için EVET oyu istenecektir.
Yeni sistemle kalıcı istikrara kurumsal garanti verilecek, son 15 yılda ülkede sağlanan istikrar sağlandı kalıcı hale gelecek.
Vatandaş bu referandumda hızlı işleyen bir idareye, bürokrasiye 'evet' diyecek. Daha az bürokrasi, daha hızlı büyümeye 'evet' diyecek. Kararnamelerle hızlı düzenleme imkânı olacak.
Meclis'in doğrudan belirlenmesi ile milli irade güç kazanacak. Cumhurbaşkanlığı milletin makamı olarak tescillenmiş olacak. Halk güçlü yasama, güçlü icraatla birlikte ekonomide olduğu gibi güvenlik politikalarına da hız katacak. Terörle mücadele, huzura güç verecek. Kurumsal yenilenmeyle bu sürece katkıda bulunacak. Refah seviyesi yükselecek.
Evet ile birlikte Meclis ve milletvekillerinin güç kazandığı bir sistem olacak. Yasama yetkisi artık Meclis'te olacak. Hükümetler tasarı gönderemeyecek. Kanunlarla ilgili her şey Meclis kontrolünde olacak. Meclis ilk defa Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na üye seçecek. Hem Cumhurbaşkanı hem de Meclis'e seçimleri yenileme imkânı verecek. Halkın temsil gücü artacak.
Birlik ve huzur pekişecek. Merkez siyaset güçlenecek. Devlet değil milletin merkezi güçlenecek. Siyasetçiler kendilerini farklı kesimlere açılmak zorunda hissedecek. Siyasette uzlaşma, diyalog kültürü gelişecek.
Türkiye sadece içerde değil, dışarıda da güçlü olacak. Fırtınalı dönem bitecek, Orta-Doğu’da yeniden çizilmek istenen sınırlar nedeniyle
yaşanan fırtınalı dönemden en az hasarla çıkılması için güçlü devlet yapısı ortaya çıkacak.
İşte böylesine önemli bir dönemde vereceği EVET oyuyla Türkiye’nin geleceğini belirleyecek olan seçmenler, Türk dünyasının en önemli virajında iradesini ortaya koyarak Türkiye’nin önünü açacaktır.
Bu nedenle, böylesine önemli bir görevi yerine getirirken Türk Milleti’nin geleceğine tutulacak her ışık, gelecek kuşakların aydınlık dünyasını yaratacak, Türkiye ile birlikte Türk dünyasının da kaderi altın harflerle yazılacaktır.