“BAZI ŞEYLER METAZORİ OLMAZ, BAZI KONULARDA AL-VER YAPIP ORTA NOKTADA BULUŞMAK ŞART”
“BUGÜNKÜ STATÜKOYU AYNEN SÜRDÜRECEK ŞEKİLDE BİR ÇÖZÜM OLASILIĞI YOK”
“ÇÖZÜM İKİ DEVLETLİ OLACAKSA TOPRAK, MÜLKİYET VE GÜVENLİK ONULARINDA AL VER YAPILMASI KAÇINILMAZ”
“GÜNEY’DEKİ TUTUKLAMALAR DEVAM EDERKEN İKİ TARAF SAĞLIKLI İLİŞKİ İÇERİSİNDE OLAMAZ”
“İKİ LİDER ARASINDA DİYALOĞUN BAŞLAMASI ÖNEMLİ”
Halkın Partisi Genel Başkanı Kudret Özersay, Kıbrıs Postası Web TV’de canlı yayına katılarak gece BM Genel Sekreteri, Cumhurbaşkanı Tatar ve Rum lideri Hristodulides arasında gerçekleştirilen yemek ve arkasından yapılan açıklamalarla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Bugünkü statükonun aynen devam ettirileceği bir çözümün gerçekçi olmadığına dikkat çeken Özersay “çözüm iki devletli olacaksa da toprak, mülkiyet ve güvenlik konularında bir al ver yapılmak zorundadır. Kıbrıslı Rumlar bize zorla üniter bir devlet yapısını ya da istedikleri gibi bir federal modeli dayatamazlar ama biz de Kıbrıs Rum tarafına bugünkü statükonun devamını aynen dayatamayız, toprak, mülkiyet ve güvenlik konularında bir al ver yapmadan iki devletli bir çözüme de varamayız” vurgusu yaptı.
“BAZI ŞEYLER METAZORİ OLMAZ, BAZI KONULARDA AL-VER YAPIP ORTA NOKTADA BULUŞMAK ŞART”
Bu görüşme öncesinde yaptığı ön değerlendirmede bugünkü statükonun aynen devam ettirilmesinin mümkün olmadığını ve karşılıklı kabul edilebilir bir çözümden yana olduklarını vurgulayan Halkın Partisi Genel Başkanı Kudret Özersay “Bazı şeyler metazori olmaz. Kıbrıs Rum siyasi liderliği nasıl ki Kıbrıs Türkü’ne ve Türk tarafına bir üniter devleti ya da kendi istediği şekilde bir Federal çözümü dayatamaz biz de bileceğiz ki bugünkü statükonun devamı şeklindeki bir çözümü Rum tarafına dayatamayız. Önemli olan bu ikisi arasında bir yerde bir orta noktada yani iki devletli mevcut statüko ile federal bir çözüm arasında bir yerde buluşmaya çalışmak gerekir. Bu da ancak taraflar arasında anlamı bir al-ver yapılmasıyla mümkündür” dedi. Bugünkü haliyle mevcut statükoyu karşı tarafa empoze edeceğimiz şekilde bir iki devletli çözüm olasılığı olmadığını belirten Özersay “Bunu söylemek Kıbrıs Türkü’nü kandırmaktır. Ama şu olasılık vardır: toprak, mülkiyet ve güvenlik konularının bir al verle ele alınarak iki devletin işbirliğine dayanan, hatta iki devlet arasında kademeli olarak ortaklığa dönüşebilecek olan daha konfederal bir yapı zemininde müzakere elbette düşünülebilir ve daha gerçekçidir, daha mümkündür” dedi.
“TAM TEŞEKKÜLLÜ BİR MÜZAKERE DEĞİLSE BİLE EN AZINDAN BİR TÜR DİYALOG SÜRECİ BAŞLADI”
Akşamki görüşmenin gayri resmi şekilde yapılmasının sebebinin taraflarının birbirine dayatma yapmaması için olduğunu belirten Özersay “Cenevre’de olduğu gibi Genel Sekreter bir kez daha ortak zemin olmadığının altını çizdi. Ortak zemin olmasa da bir diyalog sürecinin başlayabileceğini kayda geçirdi Genel Sekreter. Peki bu şartlar altında başlayacak olan bu süreç bir kaç boyutludur. Bunlardan birisi taraflar arasında ortak zemin oluşturmaya çalışmaya başlamaktır. Önümüzdeki yıl yapılacak toplantıya kadar ortak zemin bulunmaya çalışılacak. İkinci ayak ise aradaki diyaloğun devam etmesi için. Çünkü birlikte yapılabilecek bir çok şey var. Kapsamlı çözüm olmasa da buna giden yolda ortamı yumuşatacak diyalog konuları var. Dolayısıyla birbirleriyle konuşmaları mesajını Genel Sekreter net bir şekilde vermiştir. Ama mülkiyet temelli tutuklamalar bu diyalogla gündelik konularda ilerlemenin önünde maalesef engeldir.” şeklinde konuştu.
“HEM YENİ KAPI AÇILIYOR HAVASINA GİRMEMEK LAZIM”
Bundan sonra “kapı açılıyor” diye konunun abartılmaması gerektiğini belirten Özersay “Haspolat kapısı güzel bir açılım ama bunun karşılığında Rumların beklentisi askeri bölgelerden olacak. Bu talep kabul edilir mi emin değilim. Belki bir başka talepleri ile denge kurulmaya çalışılır. Dolayısıyla komplike hale getirmeden pratik şekilde çözmeye çalışmak lazım. Bu kapılar meselesi ilk defa gündeme gelmediği için “yemekte konuşuldu kapılar hemen açılıyor” diye kimse heves etmesin ama Genel Sekreter önünde konuşulduğu için belki daha hızlı hareket edilebilir.
“İKİ LİDER ARASINDA DİYALOĞUN BAŞLAMASI ÖNEMLİ”
Ama en önemlisi iki lider arasındaki doğrudan diyaloğun başlaması açısından bu yemek çok önemli oldu. Bizim gibi coğrafyalarda diyalog eksikliği en büyük sıkıntı. Diyalog elzemdir. En azılı düşman bile olsanız diyalog koptuğu anda en ufak bir hatadan kendinizi saçma sapan bir yerde bulabilirsiniz. Onun için bence bu görüşme çok iyi bir başlangıçtır. Kimse kimseyi alt etmiş, sırtını yere basmış değildir. Olaya böyle bakmamak lazım. İki tarafı da rahatsız etmeyecek bir diyalog süreci başlamıştır. Garantörlerin dahil olmasıyla ortak zemin bulma arayışı ciddi şekilde başlamış olacak. Bu süreçte el ense çekme durumları devam edecek.