Levent Özadam - Mesaj Kutusu

[email protected]

Arkasında güvenlik yazan sözde güvenlik görevlisi yerde kanlar içinde yatan Hüseyin Mavideniz’in hareketsiz bedenini koşup kendisini işaret ediyor…

Ağzından çıkan sadece 2 kelime var;

“Beğendin mi lan…”

Genç adam yerde canlı mı cansız mı belli değil…

Sözde güvenlik görevlisi ağzından tükürükler çıkararak hareketsiz bedene tehditler savuracağına 112’i arasa kim bilir belki de genç bir hayat kurtulacak ve sevenleri şu anda öfke içinde olmayacaktı!

Bu bir cinayet değil, cinayet ötesi bir vahşetten öte bir şey değildir…

Bir de başka bir görüntü de yerde hareketsiz bedene ayağıyla basan bir goril var!

Darp edildiği yetmezmiş gibi ölmesi garanti altına alınmak isteniyor sanki de…

Bunu yapan normal bir insan olamaz!

Ya kafayı çekmiştir ya da ruh hastasından başka bir şey değildir…

Bir kere şunu not bir kenara not edelim…

İskele’deki vahşet öyle bir iki günde geçiştirilecek ve unutulacak bir olay değildir!

Çünkü ateş düştüğü yeri yakmıştır…

Yakmaya da devam edecektir!

Yaşanan vahşetin önümüzdeki günlere çok daha şiddetli bir şekilde yansıyacağı ve yayılacağı duyumları almaktayız…

Bu nedenle özellikle güvenlilik görevlilerini uyarma ihtiyacı hissediyoruz!

Daha fazla kan akmaması, canlar yanmaması için…

Yaşanan yanlışlığa yine bir başka yanlışlıkla cevap verilmesin diye!

Şimdi bu olay oldu ya…

Millet güvenlik uzmanı kesildi!

Boş konuşan çok ama doğru konuşan da çok…

Belli ki bizdeki güvenlik algısı sadece patronları korumak için hasıl olmuş bir konu!

Patronu korumak adına ne pahasına olursa olsun müşterinin kafasını ez ve görevini yerine getir…

Bu olayla ilgili şimdi öldüresiye adam döven sözde korumalar eleştiriliyor ve vahşetin sorumluları olarak suçlanıyor da!

Peki ya patronlar…

Onların hiç mi günahı yok!

Bir sorun onlara da yahu;

Bu güvenlik elemanları nasıl, hangi şartlarda istihdam ettin!

Hangi uzman bir kurumdan eğitim aldılar?

İstihdam ederken polisten temiz kağıdı istedin mi?

Sahi kimdi bu patronlar?

Medyada niye hiç isimleri geçmiyor?

Yoksa bölgenin etkili ve yetkili isimlerinden oldukları için dokunulmazlıkları mı var…

Tamam korumalar suçludur ama bize göre onların patronları da suçsuz değildir!

Ülkede son yıllarda güvenlik şirketleri enflasyonu yaşanıyor…

Belli ki iş çok karlı önüne gelen şirket kuruyor, çok sayıda istihdam yapıyor!

Tabi ki asgari ücret karşılığında…

Malum işsizlik hat safhada ya!

Gençlerimiz biraz ekmek parası biraz da üniforma meraklısı olarak yoğun ilgi gösteriyor mesleğe…

Onları denetleyen bir kurum tabi ki yok!

Dahası var;

Güvenlik görevlisi adı altında çalıştırılan gençler çoğu şirkette sürekli 24 saat çalıştırılıp 2 gün izin yapıyorlar…

Polisteki gibi ama onların böyle bir eğitimi filan yok!

Bir insan 24 saat boyunca yorgun ve uykusuz bir şekilde değil güvenliği kendi güvenliğini bile sağlayamaz…

Ülkedeki çarpık düzeni, denetimsizlik ve laçkalığı gösteren en iyi örneklerden birisidir yaşananlar!

Hoş genç bir pisi pisine gittiyse bundan sonrasının ne önemi var ki?

Giden gitmiştir bir kere…

Sevgili Neşe Ergüçlü paylaşınca sadece biz değil onu tanıyan herkes aynı yorumda bulundu…

Şok olduk!

Süleyman abinin ölümüne kimse inanmadı ilk dakikalarda…

Kimse de zaten kendisine ölümü yakıştıramadı!

Ardından birlikte çekilen fotoğraflar ve paylaşımlar…

İçimizden bir şeyler kopup gitti!

Acısını çok uzun bir süre unutamayacağız…

Ve küçük bir anı;

10 seneyi çoktan geçmiştir, henüz de rahatsızlanmamıştı…

Haftanın 5 günü öğlenleri çocukluktan beri hem komşusu hem de arkadaşı olan Güner abi ile birlikte üçlü oluşturur biranın dibine vururduk!

Yine bir gün benim yazı vaktim gelip de kalkmak isteyince ikisi birden oturttular masaya…

İç babam iç!

Sonra eve nasıl ittim hatırlamıyorum bile…

Ama hatırladığım ilk kez o kadar içtikten sonra o günün yazısını atlamış olmamdı!

Meslekte bir ilki böyle yaşamıştım…

Seni hiçbir zaman unutmayacağız üstadım!

Tahsin abinin deyişiyle, Süleymonidis…

Hani daha Ayia Napa’da buluşacaktık!

MESAJ KUTUSU

Sayın Alişan ŞAN, bakanlık icraatlarında alınan kararlarda üst düzey bir makamı arkanıza alıp kendisine güvenince bakanlığı kaybetmeniz çok da sürpriz olarak görülmedi. Bundan böyle parti içinde hangi kulvarda olacağınız ve nasıl bir politika üreteceğiniz hayli merak konusu olmaya başladı, hayırlara vesile olsun artık…

Sayın Ünal ÜSTEL, uzun süreli orman arazisi kiralanması konusunda sade bakanlık uhdesine değil de bakanlar kurulu kararlarına göre yapılması yönünde yoğun mesajlar geliyor. Aksi halde ülkede nefes alacak tek bir ormanlık arazinin bile kalmayacağı iddia ediliyor…

Sayın İbrahim BENTER, uzun süre mücadele verdiğiniz deprem riski olan Deniz Yıldızı apartmanlarında hayat eskisi gibi devam ediyor ve astronomik miktarlarda da kiralanarak insanların hayatları riske sokuluyor. Bu konuda mücadeleyi artırmanız ve belediye ile işbirliği yapmanız öneriliyor…

Sayın Hüseyin Çavuş KELLE, bölgede örgütçü kişiliğiniz nedeniyle biraz da kurultay bahanesiyle bakanlık görevini zaten çok önceden istiyordunuz ama şimdi nasip oldu. Çiftçi ve hayvancı için umut kapısı olabilecek misiniz çok kolay olmasa da imkansız değil, gazanız mübarek olsun…

Sayın Ahmet NOYAN, işletmenizde yaşanan cinayet olayı belli ki başınızı bir hayli ağrıtacağa benziyor. Zira yaşananlar azımsanacak kadar küçük değil bakalım yılların tecrübesini kullanarak bu durumdan sıyrılabilecek misiniz? Allah kolaylıklar versin artık…

Sayın Neşe ERGÜÇLÜ, pek kıymetli eşinizin zamansız ve ani ölümü nedeniyle sadece kişi olarak değil toplum olarak çok büyük üzüntü duyduk. Merhuma tanrıdan rahmet size ve tüm aileye sabırlar dileriz. Allah geride kalanlara sağlıklı uzun ömürler nasip etsin…

Sayın Berber MAHMUT, artık Güney Kıbrıs’tan da müşteri yapmaya başladığınıza göre işler bir hayli açılmıştır değil mi? Demek ki artık bundan böyle bindirim değil indirim zamanıdır aksi halde müşteri protestoları çok yakında başlayacak gibi görülüyor…

Sayın Ertan BİRİNCİ, sizin gibi uysal ve sakin birisi de kabine değişikliği nedeniyle artık isyan noktasına geldiyse bundan böyle vay halimize. Bu arada kabinenin sadece 3 aylık olduğu konuşulmaya başlandı bakalım o zaman tepkinizi nasıl göstereceksiniz biz de bunu çok merak ediyoruz doğrusu…

Sayın Özdemir BEROVA, bakanlık göreviniz biraz da kurultay gerekçesi ile olduğu için bölgede ezeli rakibin altını boşaltma göreviniz olduğunu da biliyor muydunuz? Bu nedenle kendinize çok ama çok tecrübeli bir ekip kurmanız kaçınılmaz oldu…

Sayın Kemal DÜRÜST, aileden yakın birisinin pek yakında müsteşarlık görevine getirildiği konuşulmaya başlandı, şimdiden hayırlara vesile olsun. Bu arada düğün hazırlıkları nasıl gidiyor, bu sıcaklarda hayli zor bir görev değil mi?

Sayın Metehan EREL, Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı özel kalem müdürlüğünüz hayırlı ve uğurlu olsun. Dün itibarıyla makama oturmuşsunuz ancak birilerini hayli rahatsız eden bir atama oldu sağlam basmanız öneriliyor…

Sayın Hakan DİNÇYÜREK, dünkü bakanlık teslim alma törenine yarım saat geç gidince bakanlık çalışanları hayli tedirgin oldu diye duyduk. Bu arada memnun olanlar kadar olmayanlar da var haberiniz olsun istedik…