RUM TARAFI SİLAHLANIP, BÖLGEMİZDE STRATEJİK ŞER İTTİFAKLARI İLE KKTC VE TÜRKİYE’Yİ HEDEF ALIRKEN, AKINCI PANAYIR PANAYIR DOLAŞMAYI SÜRDÜREREK, BÜYÜK HAN’DA AKEL AP SEÇİM PROPAGANDASINA KATILMAYA,PKK’YA DESTEK VERDİĞİ ZANNIYLA TUTUKLANANLARA DESTEK VERMEYE VE KENDİ ATADIĞI YÖDAK BAŞKANI BÜKE’NİN YASADIŞI EYLEMLERİNİ ÖRTBAS ETMEYE ÇALIŞIYOR.
Akıncı bölgemizde ve Kıbrıs’taki gelişmelere gözünü kapamış,sadece ve sadece federasyon çözümü ile ilgilenmekte ve başka konularda kılını kıpırdatmamaktadır.Rum tarafı belirlediği bir startejik plan doğrultusunda kurduğu ittifaklarla kuyumuzu kazarken Lefkoşa’nın gülü Akıncı Saray’da oturmakta,her fırsatta da panayırları,piknikleri dolaşarak 2020 ‘deki Cumhurbaşkanlığı seçimlerine yatırım yapmaktadır. KKTC 4’lü koalisyon hükümeti ise maalesef olan bitene seyirci kalmaktadır.Hükümetin hassas dengeleri ,Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay’ın da elini kolunu bağlamıştır.Aslında Özersay’ın sorumlu biri olarak,hükümet yerine, KKTC ve Türkiye’nin çıkarlarını düşünerek gerekli girişimleri yapması gerekmektedir. Bu bağlamda Özersay’ın Türkiye Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ile istişare ederek,hükümet krizi yaratmadan,KKTC’yi tehdit eden dış konulara çözüm bulmaya çalıştığını tahmin etmekteyim. Akıncı’nın federasyon konusuna odaklanmıştır ve KKTC’yi uzunca bir süreden beri tehdit eden konularla ilgilenmemektedir. Rum tarafı Kıbrıs Türklerinin kuyusunu kazarken,Akıncı’nın Anastasiadis’le bir futbol etkinliğinde buluşması beklenmektedir.Göreceksiniz Akıncı,kuyumuzu kazan Anastasiadis ile buluşmasında hiçbir şey yokmuş gibi davranacak,federasyon olsun diye, Anastas’la el ele, yan yana pozlar verip fotoğraflar çektirecektir.
İSRAİL’DEKİ 4’LÜ ZİRVE KKTC VE TÜRKİYE’Yİ HEDEFLİYOR…
Rum-Yunan medyası 20 Mart’ta İsrail’de gerçekleşecek 4’lü zirveye düğümlenmiştir.Özellikle Anastasiadis bu Zirve’ye çok önemvermekte ve günlerdir Dışişleri bakanı Hristodulidis ve ekibi ile buna hazırlanmaktadır.Zirve’ye ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun da katılması ve Anastasiadis’in Zirve dışında Pompeo ile ayrı bir görüşme gerçekleştirecek olması oldukça önemlidir. Yunanistan’da yayımlanan Greek Observer-yunan Gözcü-,internet gazetesi Zirve ile ilgili yayınladığı bir yorumunda,Doğu Akdeniz’de değişim rüzgarlarının estiğini vurgulamakta,ABD çıkarlarının Kıbrıs ve Yunanistan ile örtüştüğüne ve işbirliğinin kaçınılmaz olduğuna dikkat çekmektedir. Kıbrıs ve Yunanistan’ın,son dönemde kötü giden ABD-Türkiye ilişkilerini fırsat bilerek,bu durumdan faydalanmaya çalıştığını,yeni strateji belirlendiğini ve özellikle Mısır ve İsrail ile çok özel ilişki kurulduğunun altını çizmektedir. Mısır,İsrail,Kıbrıs ve Yunanistan’ın Doğu Akdeniz’de yeni bir coğrafta yaratmaya çalıştıklarını,ABD’nin de bunu desteklediğini belirten Greek Observer 20 Mart Zirvesi’nin sonuç bildirgesinde,taraflarca hazırlanan ortak metinde, Türkiye’ye net mesaj verileceğini, Türkiye’nin bölgedeki sözde tehditlerinin kabul edilemeyeceğini,bu tehdide meydan okunacağını ve her şartta Kıbrıs’ın Doğu Akdeniz’deki haklarının korunacağının vurgulanacağını yazdı.
FRANSA,ABD VE AVRUPA BİRLİĞİ KIBRIS’TA ASKERİ ÜS PEŞİNDE…
Fransa’nın TOTAL enerji firmasının Kıbrıs etrafındaki denizlerde doğalgaz ve petrol çıkarılması için imtiyazlar aldığı ve yeni imtiyazları da almak üzere Rum Yönetimi ile müzakere yürüttüğü bilinmektedir.Fransa’nın enerji güvenliği bağlamında Güney Kıbrıs’ta Mari’de,Deniz Üssü kurmak üzere anlaştığı ve çalışmaların başladığı gizli değildir. Almanya’nın, Güney Kıbrıs’a, ülkedeki altyapıları incelemeleri için askeri uzmanlarını göndereceği de Rum medyasına yansıyan haberler arasındadır. Almanya Savunma Bakanı Ursula Von Der Leyen’in kısa zaman önce Güney Kıbrıs’ta gerçekleştirdiği temaslardan ortaya çıktığını yazan Fileleftheros gazetesi, Almanya’nın UNIFIL’e katılımından ötürü Doğu Akdeniz’de varlığı bulunduğunu, öte yandan Güney Kıbrıs’la ilgisinin ise PESCO’yla alakalı olduğunun görüldüğünü kaydetti.Gazetenin haberinde, Berlin’in, Güney Kıbrıs’ın PESCO’ya katılımının, NATO gibi diğer güvenlik örgütlerine katılımı konusunda önemli bir başlangıç noktası teşkil ettiğini düşündüğü de belirtildi.Alman uzmanların yakında Güney Kıbrıs’a gelmesine paralel olarak, Güney Kıbrıs ile Fransa’dan ise güvenlik konularında işbirliğiyle ilgili daha detaylı açıklamalar yapılmasının beklendiğini ifade eden gazete, yön verilmekte olan şeyin, Fransa deniz kuvvetlerinin daimi olarak Güney Kıbrıs’ta kalmasına ilişkin formül olduğunu ekledi. AB üyesi devletlerin, Güney Kıbrıs’ın sözde Münhasır Ekonomik Bölgesi’nin (MEB) ve Doğu Akdeniz’in güvenliğinin sağlanmasına, PESCO aracılığıyla müdahil olmasını sağlama girişimi planlandığı şekilde yürütülmektedir.İngiltere’nin AB’den ayrılması, BREXİT sonrasında PESCO girişimi için kapalı kapılar ardında çok önemli toplantıların gerçekleştirildiği de alınan bilgiler arasındadır. ABD’nin Güney Kıbrıs’taki havaalanları için Rum hükümetinden kolaylık talebinde bulunduğu ve bu konunun İsrail’deki Zirve’de gündeme gelmesi bekleniyor.
ANASTASİADİS İLE POMPEO ZİRVE DIŞINDA İKİLİ VE HEYETLER ARASINDA GÖRÜŞME YAPACAK…
Edinilen bilgilere göre 4’lü Zirve dışında Anastasiadis ile Pompeo ayrıca görüşecek ve iki ülke arasındaki stratejik işbirliğini geliştirmeye çalışacak.Geçtiğimiz Kasım ayında Pompeo Vaşington’da Rum Dışişleri Bakanı Pompeo ile görüşmüş,görüşme sonrasında yaptığı açıklamada Kıbrıs ile ilişkileri geliştirme kararlılığında olduğunu bildirmişti. Hristodulidis ayrıca geçtiğimiz günlerde Dışişleri Bakan Yardımcılığından ayrılacağını açıklayan Michael Wess ile de muhteviyatı açıklanmayan anlaşma imzalamıştı. Anastasiadis ‘in Pompeo ile enerji,deniz güvenliği konularını görüşmesi,ayrıca Türkiye’nin sözde Kıbrıs MEB’ine olası müdahalesi karşısında ABD’den yardım talep etmesi bekleniyor.Diğer taraftan ABD’nin Güney Kıbrıs’a uyguladığı silah ambargosunun kaldırılmasının da görüşme konuları arasında olması muhtemeldir.Anastasiadis’in Mart ayı sonunda Vaşington’a yapacağı ziyaretin de bu toplantıda şekillenmesi bekleniyor.
AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ’NİN LEFKOŞA BÜYÜKELÇiLiĞİ’NE ATANAN, JUDITH GARBER ANASTASİADİS’E GÜVEN MEKTUBUNU SUNDU
Amerikan Elçiliğinden yapılan açıklamada “Amerikalılar ve Kıbrıslılar arasındaki ilişkiyi güçlendirme yolunda yeni büyükelçimizin bize rehberlik etmesi için sabırsızlanıyoruz” denildi. Judith Garber güven mektubunu Anastasiadis’e sundu. Yapılan açıklama şu şekilde: “Kıbrıs Amerika Elçiliği Büyükelçi Judith Garber’i sıcak bir şekilde karşıladı. Büyükelçi Garber 1 Martta Washington’da resmi olarak yemin etmişti. Bugün güven mektubunu Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Nicos Anastasiadis’e sundu. Büyükelçi kariyeri boyunca ABD Dışişleri Bakanlığı üyesi olarak ve öncesinde ABD Dışişleri Bakanlığı bünyesindeki Okyanuslar, Uluslararası Çevre ve Bilimsel İşler Dairesi Sekreteri Yardımcı Vekilliği görevlerini yaptı. Aynı zamanda ABD Letonya Büyükelçisi görevi de yapmıştır. Amerikalılar ve Kıbrıslılar arasındaki ilişkiyi güçlendirme yolunda yeni büyükelçimizin bize rehberlik etmesi için sabırsızlanıyoruz. Büyükelçimizi Kıbrıs’ta sıcak bir şekilde karşılamak üzere katılımlarınızı bekleriz.” ABD’nin geçmiş tüm Büyükelçi’leri Rum ve ABD ortak çıkarları için çalışma yürütmüştür.ABD’nin özellikle önümüzdeki dönemde bu çıkarların korunması ve geliştirilmesi için adımlar atacağı anlaşılmaktadır.
RUM TARAFI SİLAHLANMAYA DEVAM EDİYOR…
Akıncı, 50 yıldır sonuç üretmemesine karşın “tek seçenek federasyon” diyerek iflas etmiş olan federasyon görüşmelerini yeniden başlatmak için yalvar yakar olurken, Anastasiadis milyarlarca dolarlık yeni silah sistemleri alma kararı almıştır. Rum Yönetimi savaşa hazırlanmaktadır. Yukarıda da belirttiğim üzere,Fransa Mari Deniz Üssü’ne yerleşirken Almanya ve ABD de Baf Askeri Havaalanı ile Limasol Limanı’nı kullanma hakkına talip olmuştur .Anastasiadis, bir taraftan ABD silah ambargosunun kaldırılması için çaba gösterirken diğer taraftan da Sırbistan’dan tank ve zırhlı araçlar, Almanya’dan 41 leopar tankı, Fransa’dan 2 savaş gemisi almak üzere olduğu açıklanmıştır.
“TERÖR PROPAGANDASI” NEDENİYLE TUTUKLANAN VE MAHKEMESİ SÜREN KADIN İLE İLGİLİ OLMAK DAHİL HER KONUDA AÇIKLAMA YAPAN AKINCI’NIN, ANASTASİADİS’İ GÜCENDİRMEMEK İÇİN RUM SİLAHLANMASI KONUSUNDA SUSMASI DİKKATLERDEN KAÇMAMAKTADIR. “
2017’de Sırbistan’a sipariş edilen 24 adet 155’lik NORA B-52çekili top, 8x8 araçlar üzerine monteli olup, 36 adet kullanmaya hazır mermisi bulunan otomatik şarjör sistemine sahip bulunuyor. Dakikada 11 mermi atabilen sistemin çeşitli kalibrelerde mermi kullanabildiği ve hedefini 42 kilometre mesafeden vurabildiği, GPS ile güdümlü atış olanağına da sahip olduğu belirtildi. Bu sistemin ayrıca lazer güdümlü 20 kilometre menzile sahip 30F39 Krasnopol tanksavar füze rampası olarak da kullanılabileceğine dikkat çekildi.” NORA B-53, az sayıda çekili Slovak ve Fransız MK3F çekili topuna sahip olan RMMO topçusunu takviye edecek. RMMO ayrıca 8 tane de devriye, keşif, personel taşıma ve ambülans olarak da kullanılabilen Milosh BOV M16 4x4 Zırhlı Savaş Aracı (TOMA) edinecek. Bu araçların RCWS (uzaktan kumandalı silah sistemi) bulundurduğu12.7’lik otomatik tüfek, otomatik bomba-atar, uzun menzilli güdümlü füze ve uçaksavar savunma sistemine sahip olduğuna işaret edildi.
TÜRKİYE’DEN AB’A KESİN TAVIR;6. ve 7. PARSELLER TÜRKİYE’NİN, 3. PARSEL KKTC’NİNDİR
Akıncı, Rum yönetiminin hakkımız olan Hidrokarbon yataklarını gasp etme girişimleri karşısında “ÜÇ MAYMUNU” oynarken, Anavatan Türkiye, MEB konusunda AB’a sunduğu 50 sayfalık belgede, MEB’deki hak ve çıkarlarımızdan vazgeçilmeyeceğini vurguladı.
TÜRKİYE’DEN AB’A : “RUM YÖNETİMİ ADANIN TAMAMINI TEMSİL ETMİYOR. KIBRIS TÜRKLERİNE KARŞI YETKİ, HAK VEYA EGEMENLİK TALEP EDEMEZ”
Çavuşoğlu tarafından yazılı sunulan 50 sayfalık tezlerde, Kıbrıs Türk halkının hakları kararlılıkla savunularak şöyle dendi: “AB şu ana kadar Kıbrıslı Türklere haksız davrandı, taahhütlerini yerine getirmedi. Ambargo ve izolasyonlar kaldırılmalıdır…AB, Kıbrıslı Türklere karşı daha adil bir muamele benimseyerek nihai bir çözüme katkı yapabilir. Kıbrıs sorununa siyasi çözüm bulunmadan, Türkiye’nin Kıbrıs Rum tarafının taleplerine ve AB’a tek yanlı girişine karşı tutumu değişmeyecek. Kıbrıs Rum Yönetimi adanın tamamını temsil etmiyor. Kıbrıslı Türklere karşı yetki, hak veya egemenlik talep edemezler.
” KKTC YANSA AKINCI’NIN UMURUNDA DEĞİL... EMPERYALİZM VE RUM DÜŞMANLIĞINI SESSİZCE TAKİP ETMEKLE YETİNİYOR...
Yukarıda sıraladığım şer ittifakları ve Türk düşmanlığına karşın başta Akıncı olmak üzere KKTC’den hiçbir yetkili olan bitene karşı gelmemekte ve tek bir laf bile etmemektedir. Bugünkü manşetimizde de vurguladığımız üzere Rum yönetiminin Mari bölgesinde kalıcı deniz üssü verdiği Fransa ile askeri ittifak yaptığı İsrail, Anavatan Türkiye’nin “Mavi Vatan” tatbikatına yanıt vermek ve Rum yönetiminin MEB sahasını koruma kararlarını göstermek için başlattıkları tatbikatlar sürmektedir.. Garanti ve İttifak Anlaşmasına aykırı olmasına karşın, Fransız ve İsrail savaş uçakları Kıbrıs hava sahasında uçuş yapmakta, savaş gemileri Kıbrıs açıklarında gövde gösterisi yapmaktadır.. Garanti ve İttifak Anlaşmasını hatırlatarak bu provokasyona en sert tepkiyi göstermesi gereken Akıncı ile hükümet ise maalesef susmaktadır..Barışı ve çözümü savunmak bu mudur?